Hissettiğim sarsılma gittikçe belirginleşirken emir veren bir ses de duyuyordum.
"Kalk!"
En son "Dilay, gözünü sevdiğim." cümlesi ile birlikte gözlerimi açtıran bir hızla yataktan ayrıldım, zorla. Sırtımda soğukluk, tüm bedenimde ise uyuşukluk hissederken yeniden uyumak istiyordum. Yüzümü düşürerek "Ne var Şafak?" dedim yatağını alelacele toplayan ve beni zorla uyandırmış olan şahsa.
Her şeyi yatağın arka kısmına taşırken "Annem az önce kapıyı tıklatıp iki dakikaya hazır olmamızı söyledi." dedi.
Peki bunda ne var?
"N'olmuş yani?" dediğim gibi umursamayarak geri uzandım. Gerçekten yorgunum.
Tam yorganımı üzerime çekecekken "Uyuma!" diyerek yanımda bitti.
Gözlerimi açmadan, açamadan "Neden?" diyebildim.
Telaşını belli eden sesle "Bilmiyorum. Ya ayrı uyuduğumuzu anlarsa!" dedi.
Hakikaten mi? Bu muydu tüm o sarsıntı ve zorbalık ile uyanmamın sebebi?
Gözlerimi açtım ve ifadesizce baktım. "Yatağı topladın ya az önce, nasıl anlasın?"
- Anlamaz mı?
Puflayıp "Anlamaz elbette. Niye bu kadar korktun sen. İçeri girmemiş bile." dedim sakince. Dediğimle kaşlarını çatıp biraz düşündü.
- Evet ya. Ben neden korktum ki?
Sonunda yaptığının anlamsız olduğunu kavramıştı. Uyanmıştım fakat bu yorgunlukla geri uyumam hiç zor değil. Neden dayak yemiş gibi hissediyordum onu da bilmiyorum.
- Valla bilmiyorum. Fakat uyumak istiyorum. Beni es geçin.
- Sen neden uyanmıyorsun? Namaza da kalkmadın.
Son cümlesi ile bir an kafama balyoz yemiş gibi hissetmiştim ve namazı kaçırdığım korkusu ile tüm bedenime enerji gelmişti ki gece yaşadığım bir anı aklıma geldi. Ve böylece neden bu kadar bitap hissettiğime de açıklama oldu: Reglım.
Rahatlama ile yatağa yeniden yayılıp "Bir süre kılmayacağım." diyerek yorganı tuttuğum gibi başıma çektim. İşe bak! Çocuk bir de adet olduğum günleri bilecek. Buna hiç alışkın değilim. Yanaklarım, hatta tüm suratım kırmızı olmuştu. Gereği yoktu elbet ama alışkın olmadığımdan utandım. Ne var ki ben bunca utanmışken o hödükçe diyebileceğim bir tavırla "Neden?" dedi.
Tüm atarım giderim ilk günün katkısı ile tamamen zirvedeyken sana hiç ama hiç açıklama yapmak istemiyorum ergen. Ne anlarsan, o. Uyanık kaldıkça ağrılarımı da hissetmeye başlamıştım. Kendilerini daha da belli etmeden uyumam en iyisiydi.
- Uyayacağım Şafak.
- Kahvaltı yapacağız.
Yorganı sertçe açıp "Karnım ağrıyor benim, midem de bulanıyor?" diye çemkirdim.
Ah tabii ya. Dünki saçma kavgalar, şimdiki tahammülsüzlüğüm... Hepsinin sebebi pms ve regl.
Çıkışmamı beklemediği belli olan öğrencim önce bi' korkarak yüzüme baktı ardından "Neyin var hasta mısın?" dedi.
- Evet.
- Hastaneye gidelim o zaman.
Ben bunu ilaçsız, iğnesiz evde atlatıyorum genç çocuk.
Doğrulup sırtımı yatak başlığına dayadım. Tam o anda korkuyla beklediğim acı, kasıktan beyne sinyal gönderdi. Yüzüm istem dışı buruşmuştu. Toy öğrencime özel günleri de öğretmek varmış kaderde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İçinde Tut
General FictionBiri söylemese de diğeri anlıyordu. Biri vazgeçse de diğeri inanıyordu. Biri tek hissetse de diğeri hep o "biri" ileydi.