14. Bölüm: "Kanlanmış Anılar"

46.3K 3.5K 725
                                    

Keyifli Okumalar,💖

#Gabrielle Aplin Miss you
#Nilipek Ok



Beynim işgal altındaydı, Çağın'ın anıları, zihnime sızmıştı. Sadece o kadarla kalmamış, ısıttığı kanımla damarlarıma, hissettirdikleriyle hücrelerime kadar kazınmıştı.

Bakışlarım, ısısını koruyan elime kaydı, bugün hissettiğim sıcaklık farklıydı. Daha ani daha yakıcıydı, parmaklarımdan omzuma kadar sıçramıştı sıcaklığı. Fazla garipti, anlam veremiyordum. Olanların hiçbirine anlam veremiyordum. Onunla beraber yaşadıklarım, beni aşalı çok oluyordu.

Ellerime diktiğim bakışlarımı, yavaşça yüzüne çıkardım. Araba sürdüğü için güzel yüzü ciddi bir ifadeye bürünmüştü. Şu an tüm dikkatini yola verdiği için hep böyle oluyordu.
Hafifçe gülümsedim, belli belirsiz silik bir gülümsemeydi. Çünkü arabanın hızı düşüktü, benim için olduğunu düşünüyordum. Başımı hafifçe iki yana doğru salladım, bu adamı anlayamıyordum. Bazen o kadar kaba ve sert oluyordu ki ne yapacağımı bilmiyordum, bazen ise...

Bazen çok farklı oluyordu, değişimini kelimelere dökemiyordum. Fakültede olduğu gibi beklenmedik sözler söylüyor, beni daima şaşırtıyordu.
Çağın, farklı ve anlaşılması güç biriydi. Onu anlamak yerine yaşamak ise vereceğim en mantıklı karardı.
Kırmızı ışıkta araba durdu, trafik ışığı yüzüne yansımıştı. Karanlıkta belli belirsiz görünen yüz hatlarını, şimdi rahatlıkla görebiliyordum. Dolgun dudakları gerilmiş, gür kaşları çatılmıştı, bir şeyler düşünüyor olmalıydı.

Aniden bana dönünce göz göze geldik, onu izlerken yakalanmış olsam da bakışlarımı  ifadesiz tutmaya çalışıyordum. Beni neredeyse zorla arabaya bindirmişti, bugünkü olaydan sonra gözünün önünden ayrılmamı istemiyormuş çünkü. Israrcı ve zorba tavırları yüzünden aslında hâlâ son derece öfkeliydim ona, yanındayken bunu unutsam da öyleydi işte. Bakışlarından anladığım kadarıyla aynı hisler onun için de geçerliydi. İkimiz kısılan gözlerimizle birbirimize baktık. İlk konuşan şaşırtıcı bir şekilde o oldu.

"O herifi hiç gözüm tutmadı, uzak dur."

Düz bir ifadeyle yüzüne bakarken "Başka emrin de var mı?" diye sahte bir sakinlikle sordum.

Dudaklarını büktü, birkaç saniye düşünüyormuş gibi yaptı.
"Şu an için bu kadar."

Bu küstah tavrı karşısında çileden çıkmıştım.
"Sen, sen-"diye sinirle soludum.

Sağ kaşını havaya kaldırdı. "Evet ben?"

Sinirle oflayarak önüme döndüm.

"Gerçekten çekilmiyorsun."diye sertçe söylendim.
Alaycı bakışlarını görmesem de hissediyordum. Arabayı tekrar hareket ettirince kollarımı önümde bağladım, bu emrivaki tavırlarından nefret ediyordum.

Kendini beğenmiş, ukala herif!

"Gereksiz triplere girme ve dediğimi yap Feraşe, ciddiyim."
Ciddi çıkan kısık ve sert sesiyle sarf ettiği
sözleri üzerine daha fazla bastıramadığım öfkem, patlayan volkanın lavları gibi püskürdü. Her yanıma yayıldı, bu patlama ani ve yakıcıydı.

Dişlerimi sıkıp ona döndüm. "Her şeyi bir sen bilmiyorsun, bana çocuk muamelesi yapma Çağın!"

Bağıran sesim, arabada yankılanınca bu yüksek oktavlı çıkışıma ben bile şaşırmıştım. Üç yıldır tüm duygularımı yalnız ve sessizce yaşardım. Sessizlik yutmuştu beni ama anlaşılan bu gece, sessizlik kusmuştu beni, içinden atmış, özgür bırakmıştı. Bunu sağlayan ise karşımdaki adamın ta kendisiydi. Duygularım, onunla tanıştığım günden beri hep uç noktalarda geziniyordu ve ben buna engel olamıyordum.

KELEBEK KUYTUSU-Feraşe  (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin