12. Bölüm: "Kaderin Ölümle Dansı"

46.8K 3.4K 1.2K
                                    

Keyifli Okumalar,

#Hande Mehan Adı Yok

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

#Hande Mehan Adı Yok

🦋

Ölüm, kaderin yaralı elinden tutmuş, yaşamın yamuk yollarında yalpalayarak ilerliyordu. Anılar ise ölümün sırtında ağır bir kambur oluşturmuş, adım atmasını engelliyordu. Ölüm kan istiyordu, ama kader izin vermiyordu, yine bir bildiği vardı, kaderin hep bir bildiği vardı. Ve kader, hep bildiğini okurdu.

İçimizde bıraktığı ukdeler, boğazımıza düğümlenen isteklerimizle, kaderin acılı buyruğuna boyun ederdik. Çünkü o yenilmezdi.

Gözlerimi aralayıp sığındığım uykunun limanından kurtardım bilincimi, odaksız bakan gözlerim, etrafta bir an için dolanırken bakışlarım, gökyüzüne kaydı. Gece boyunca yağan yağmur, kasvetli karanlık bir gökyüzü hediye etmişti bize. Böyle havaları severdim, böyle bir gökyüzüne uyanmayalı günler olmuştu. Düşüncem zihnimi çizdi, yaşadığım şaşkınlık nedeniyle dudaklarım aralandı.

Günler olmuştu çünkü ben sabahları çok nadir görürdüm, ben gözlerimi gökyüzüne açamazdım! Aniden idrak ettiğim gerçekler ağır bir balyozdu ve acımadan zihnime darbelerini indirdi. Bakışlarım önce duvardaki saate kaydı, altıyı on geçiyordu, korkum boğazımda düğümlendi.

Elimi soğuk yatağın üstünden çektim, o an bakışlarım koltukta ifadesiz bir yüzle oturan adama kaydı. Çağın dikkatli bakışlarla beni izliyordu, yüzündeki ifade katı ve donuktu. Sertçe yutkunup yavaşça doğruldum, yatak soğuk olduğuna göre yataktan kalkalı çok oluyordu. Yataktan kalkalı ve beni izleyeli çok oluyordu...

Beni içine bataklık gibi çeken gözlerine baktım, "Yine kelebeğe dönüşmemişim." diye fısıldadım. Yeni uyandığım için sesim çatlak ve kısık çıkmıştı.

Başını hafifçe aşağı eğdi, konuşmadan onayladı sözlerimi. Kaşlarımı çatıp yüzümü örten saçlarımı geriye doğru attım, kafam allak bullak olmuş, düşüncelerim ölü balık gibi suyun yüzeyine çıkmıştı. Ne düşüneceğimi bilmiyordum, elimi boynuma yerleştirip ince deriyi kaşıdım. Bu hareketimle beraber Çağın'ın bakışları, boynuma kaydı. Gözleri boynuma dokununca orada bir ateş yandı, o ateş gözleriyle beraber hareket etti. Boynumdan kazağın açık bıraktığı gerdanıma indi, boynumda yaktığı ateş, hücrelerime kadar indi.

Bakışlarından kaçmak istiyordum ama hiçbir şey yapamıyordum, öylece durmuş beni yakmasına izin veriyordum. Saçlarımı geriye atmamış olmayı diledim bir an. Fazla yoğundu, fazla yakıcıydı...

Bu yoğunluğa daha fazla dayanamayacağım için hafifçe boğazımı temizledim.

"Sen ne zaman uyandın?" Boğazımı temizlemiş olsam da sesim boğulur gibi çıkmıştı. Konuşmadı, bakmaya devam etti.

KELEBEK KUYTUSU-Feraşe  (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin