16. Bölüm:"Ölüm Kokan Kelebek"

44.5K 3.6K 989
                                    

Keyifli okumalar...

🦋

Ufuk Beydemir Ay Tenli Kadın
Ends With a Bullet Within My Heart (kesinlikle dinlemelisiniz)

Akrep ve yelkovan birbirinden ayrılıp kendi izbe köşelerine çekildiklerinde akrepten akan zehir, yelkovana son nefesini verdirerek zehri zamana yaymıştı. Zehir sayılara damladığında saat o an tam 06.00 ı gösterdi. Göğsümde bir ağıt yakıldı. Gözümden akan soğuk yaş damlası, gözyaşımdan daha soğuk olan yanağımdan aşağı yuvarlanıp şakağıma düştü. Beş gün önce sinemde yeşeren umut, insan formatında yaşadığım her gün kök salmıştı. Şimdi kaderin gerçekleriyle bilenen balta, o umudun köklerine iniyordu ve ben yine yaşamımı kelebeğin kanatlarına mühürlüyordum.

Beş günüm sonunda iyileşen yaramdan sonra tekrar kelebek oluyordum. İçine hapsolduğum sancılı süreç gerçekleşirken dudaklarımı birbirine bastırarak kelimelerimi öldürdüm. Haykırışlarımı ezdim. Yaşadığım hayal kırıklığının acı tadıyla zihnime eziyet ettim.

Beş gün süren normal günlerimin bitmiş olması intihar kokulu düşüncelere gebe bırakıyordu ölü umutlarımın rahmine. İçimde yakılan ağıtlara inat, kanatlarım hakimiyeti eline aldı. Bertaraf edemediğim düşüncelerim eşliğinde günler sonra özgür kalmış olmanın tadını çıkarıyordu. Pencerenin bir aralığından dışarı çıkmış hevesle göğe yükseliyor, durmadan uçuyordu. Puslu gökyüzüne baktım. Bu sefer aklıma süzülen kişi beni korkutsa da kelebeği heyecanlandırdı. Kanat köklerine kadar titretti. Çağın... Kelebeğim daha şimdiden ona gitmek istiyordu biliyordum fakat olmazdı. Buna izin veremezdim. Belki de ilk defa kelebekle çatışırken kanat çırpışları hırçınlaştı. Onu görmek istiyordu. Ama hayır buna izin vermeyecektim. Ne olursa olsun bu sefer Çağın'a gitmeyecektik. Onu mümkün olduğu kadar olayların dışında tutacaktım! Onun için...

Kanatlarım ile hiçbir zaman zıtlaşmamıştık. Kelebek olduğum saatler de her şeyi onun kontrolüne bırakıyordum. O istediği gibi uçuyor istediği yerlere gidiyordu. Sadece ailemin ölüm yıl dönümlerinde yani ilk defa kelebeğe dönüştüğüm günde tüm hakimiyet bende oluyordu. Kelebek susuyordu, matem için izin veriyor gibiydi. O yüzden o gün Çağın'ın evinin balkonuna düşmüştüm.
Onun haricinde tüm kontrol ondaydı... Ta ki bugüne kadar. Tüm gücümle onu aksi yönde uçmak için zorluyordum. Ama lanet şey fazla inatçıydı. Her ne kadar aksi yöne gitmek için uğraşsam da tüm çabalarım geri tepiyordu. Ve çabaladıkça tuhaf bir şekilde uyuştuğumu tüm gücümü kelebekte kaybettiğimi hissediyordum.
"Ona gidemem!" Bu kaçıncı yakarışımdı kendi içimde kaybolan? Bilmiyordum.

"Ona uç."

Zihnimde yankılanan farklı bir ses afallamama neden olurken kelebek bildiğini okumaya başladı.

"O. Benim."

Kafamın içinde silik bir şekilde yankılanan bu ses, bana ait değildi. Neler oluyordu böyle?
Şaşkınlığım yüzünden gafil avlanmıştım. Kanatlar tüm gücü eline geçirip uçmaya başladı. Ben ise yaşadığım şaşkınlığın içinde boğuluyordum.

İçimdeki kelebek, sessizliği yutan o kelebek konuşuyordu.

O Çağın'ı istiyordu. Hangisi daha kötüydü bilmiyordum.

Zihnim sızlıyordu. Kanatlarım büyük bir şevkle uçuyordu. Öyle hızlı öyle sabırsızdı ki nefes dahi almıyordu. Tek bir amacı tek bir isteği vardı; onun yanında olmak. Sonra kelebek durdu. Etrafıma bakınca yabancı bir yere konduğumuzu gördüm. Bura da neresiydi böyle?

KELEBEK KUYTUSU-Feraşe  (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin