37. Bölüm: "Ruhun Ruhuma"

29.1K 2.9K 1.3K
                                    

Hellöö
Beklediğiniz bölümle geldiim🙊 Bu bölüme en az bin yorum bekliyorum altını asla kabul etmemmdbsjjs
Keyifli okumalar dilerim 💜

HellööBeklediğiniz bölümle geldiim🙊 Bu bölüme en az bin yorum bekliyorum altını asla kabul etmemmdbsjjsKeyifli okumalar dilerim 💜

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



#Cem Adrian Sana Sarılınca

Kaderin dokunulmazlığına müdahale edilmiş çarkı ters dönmüştü. Ruhu ölen bir beden bu yüzden hayata geri dönmüş, ruhu yaralanan bir beden ise arafta asılı kalmıştı. Kalpleri birbirine doğru savrulan iki bedenin sırtlarına çöreklenen yaşananlar, ağır bir kambur gibi onlarla eşlik ediyordu. Zamanın zehrini içen Çağın, sırtını yatağın başlığına yaslamış bir dizini kendine doğru çekmiş, soluğu için soluğunu feda eden sevdiği kadını izliyordu. Gözlerini bir an olsun ondan ayırmıyordu. Ölümün eşiğindeyken onu bir daha görmeyeceğini biliyordu. Ama kader onu şaşırtmıştı. Bir yaşam hakkı daha vermişti Rüveyha ona. Canı pahasına can vermişti Çağın'a. Dişlerini birbirine kenetledi.

"Aptal kelebek," diye söylendi.

Avucunda tuttuğu soğuk eli bir kez daha dudaklarına yasladı. "Aptalsın," diye fısıldadı.

Aklı almıyordu, onun için kendini nasıl feda edebilirdi!

Elinin çevirip avucuna yasladı dudaklarını. Sıcak dudaklarını, avucundaki çizgilere gömüp gözlerini yumdu. "Benim küçük, aptal kelebeğim," diye fısıldadı.

"Benim küçük, masum sevgilim."

Sözcükler boğazına diziliyordu.

"Benim canıma can olan, güzel sevgilim."

Gözlerini açıp avucunu son kez öptükten sonra elini yatağa doğru indirdi. Boştaki elini Rüveyha'ya doğru uzatıp saçını yavaşça okşadı. Solgun saçlarındaki mavi kısımlar silikleşmeye başlamıştı. Dudaklarını birbirine bastırdı. Teni gittikçe soluyordu. Rüveyha, avuçlarının içinden kayıp gidiyordu. Göğsündeki yangın alazlandı. Boğazındaki kuru yumru büyürken başını Rüveyha'ya doğru eğdi. Yüzünü iyice yüzüne yanaştırıp gözlerini kapadı. Nefesi, Rüveya'nın soğuk dudağına çarparken yavaşça konuşmaya başladı.

"Buradayım, yaşıyorum."

Güçlü sesi kısıktı. Yaralı düşen bitab kelimeleri Rüveyha'nın dudaklarına kazıdı. "Beni kurtardın."

Alnını alnına yasladı. Sıcak teni, buz gibi tenine çarpınca acılı bir nefes çekti içine. Eskiden teniyle ısınan teni şimdi buz gibiydi. Çağın artık onu ısıtamıyordu.
Dişlerinin arasından "Ruhum yanıyor," diye sessizce haykırdı. Saçındaki eli yanağına kaydı. Yumuşacık tenini incitmekten korkar gibi yavaşça okşadı.

"Yalvarırım uyan."

Kısa bir sustu. "Lütfen."

O ölürse... Çağın yaşayamazdı ki. Dudaklarını soğuk dudaklarına yasladı. Gözleri yanıyordu. Kardeşinin ölümünden sonra ilk defa gözleri yanıyordu. Dişlerini birbirine kenetledi. Tutamadığı sıcak bir damla gözyaşı, gözünden akıp Rüveyha'nın kapalı göz kapağına damladı. Sıcak gözyaşı, soğuk teninden aktı.

KELEBEK KUYTUSU-Feraşe  (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin