41. Bölüm: "Güneş'in Sesi"

25.7K 2.3K 1.8K
                                    

Herkese merhaba! Normalde kitabı birinci ikinci kitap diye ikiye bölmüştüm ama vazgeçtim. Tek kitap şeklinde ilerleyecek.

Neler olduğunu unuttum gibi şeyler yazmayın lütfen diğer bölümler mevcut okuyabilirsiniz🤍

Uzun güzel bir bölüm oldu bence, umarım siz de beğenirsiniz. Keyifli okumalar, öpüldünüz kelebekler 🦋

 Keyifli okumalar, öpüldünüz kelebekler 🦋

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

#Çağan Şengül- Yasir Miy Ruh İzi

🦋

Her şey ince bir pamuk ipliğine bağlıydı şu an. Burnundan soluyan Çağın'ın öfkesi, taşmak üzere olan bir volkan gibi kaynıyordu. Patlaması an meselesiydi. Şayet patlarsa Yavuz başta olmak üzere herkesi yakardı. İçime dolan korkuya engel olamadan "Çağın," diye fısıldadım.

Gözleri Yavuz'un üstünde duruyordu ve aldığı sert nefes yüzünden burun kanatları havalandı. Yangınlar çıkan gözleri, Yavuz'un kolumu tutan eline kayınca harlandı. Bu öfkesinin hedefi Yavuz olmasına rağmen beni bile korkuttu. Yavuz'un eli gevşeyince kolumu hızlıca geri çekip Çağın'a doğru ilerledim.

Ne diyeceğimi bilmediğim için sessiz kalırken Çağın'ın yanak kasları dalgalandı.

Yavuz ise pişkin pişkin "Biz de Rüveyha ile biraz muhabbet ediyorduk," dedi.

Çağın buz gibi sesle "Ne hakkında?" dedi. Sesi sakindi ama ben bunun yalan olduğunu biliyordum. Öfkesini bu şekilde gizlemişti.

Yavuz omuz silkip umursamaz bir sesle cevap verdi. "Havadan sudan işte."

Cevabı karşısında bedeni iyice gerilen Çağın, ona doğru bir adım attı. Anında uzanıp kolunu tuttum. Fakat bu onu durdurmadı. Kolunu çekerken yürümeye devam etti. Yavuz ile aralarında bir adım kalınca durdu. Yavuz'dan uzun olduğu için başını eğip yüzüne baktı.

"Bir daha seni onun yüz metre yakınında görürsem," deyip kısa bir an sustu. Başını biraz daha eğip ölüm sessizliğini andıran sesiyle devam etti.

"Seni, öldürürüm."

Sesinde binlerce kez cinayet işlemiş bir seri katilin
sakinliği ve kararlılığı vardı. Bu beni korkuttuğu için irkildim. Çağın'ın elleri beni sevmek saçlarımı okşamak için vardı. Bir cana son vermek için değil... Hızlı adımlarımla onlara doğru ilerledim. "Çağın, hadi gidelim."

Sesime korku sıçramıştı, korkumun nedeni Çağın'a bir şey olma düşüncesiydi. Daha yeni kavuşmuştum ona, böylr bir şeye müsade edemezdim.

Korkumu hisseden Çağın , geriye doğru bir adım attığı sırada Yavuz, alaylı bir şekilde "Peki o bana yaklaşırsa," diyerek onu kışkırttı.

"Saçmalamayı kes!" diye bağırdım. Bu adam delirmiş olmalıydı, kesinlikle canına susamıştı. Yoksa uyuyan canavarı sürekli dürtmesinin başka bir açıklaması olamazdı.

KELEBEK KUYTUSU-Feraşe  (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin