"Beni durduramazsın, benimle öleceksin..." Üzerime düzen o gölge bedenimi sardığın sendeleyerek yeri buldu bedenim. Çığlık atarak nefes almaya çalıştım. Onun gerçek olmadığı düşündüm. Defalarca aklıma bunu fısıldadım. Fakat hayalide olsa o uzun keskin tırnakları boğazımı kesmeye başladığında kesif ve bir o kadar da noksan feyat kokusu etrafı sardı. Bu kaçıncısıydı bilmiyor artık ruhum. Sadece gün ve gece yanarken çürüyen ölümlerimin içine bir yenisi eklendi. Yıkıldı bedenim ve yıkıldı ruhum. Bu sefer kurtulamadım onun gölgesinde boğulmaktan... Ciğerlerim parladı, kalbim durdu. Ve bedenimden akan kan ıslak yaşlarıma karıştı...Toparlan İris diyemiyorum, kendime gel diyemiyorum.... Çünkü aklım da sadece o tecavüze uğramış, herkesin sırtını döndüğü küçük kız var... bu isyankârlık değil, sadece acı çekiyorum... Ben bu hayatta mutlu olan insanların yaptığı ama yapamadığım ne yaptım... ne yaptım ki bu hayatın içindeki herkesin tekme atıp durduğu çürük elma oldum. Neden hala aynı gecenin , aynı çığlıkların içinde sıkışıp kalmış bir haldeyim... Neden hayal ettiğim tek şey üstüme sinen o şerefsizin kokusu... Neden o koridoru, o ormanı unutamıyorum, neden gece kadar karanlık saçların alınma dokunuşunu anımsıyorum hep! Neden? Ben... Ben çok yoruldum... ölüyorum, kimse görmüyor... hatırlayamadığım bölük pörçük bir geçmişin içinde sıkışıp kaldım, çıkamıyorum. Bir şey var o anları aklım da bulaniklastiran , bir türlü unutmam izin vermeyen! Onu durduramıyorum!
Saliseler, dakikalar , hatta saatler geçmiş gitmiş gibi hissediyorum. Kandırılmanın verdigi aptallık hala Üzerim de... içim de bir öfke var, bir türlü susturamadığım koyu bir öfke! Iki paket un için beni kaç gündür ne hallere soktu. Bakışlarım bileklerimi buldu ve üzerindeki bandajlarda gezindi. Ölmek istediğim o anları hatırladım . Onun yüzünden! Peki ne için, iki paket un için !
Alaz adımı sayıklayarak yanıma geldiğim de dizlerimi sertçe kendime çektim ve yere çöken bedenim beni iki büklüm bir kutuya dönüştürdü. İlk kez ağlamanın faydasız olduğunu anlayıp ağlamaya bıraktım. Düşünüyorum da tecavüze uğradığımda ağlamıştım. Ve o adam durmamıştı. Babam beni evden attığımda ağlamıştım, tek bir damla gözyaşmı bile görmemişti. Anneme yalvarırken ağladım. Beni duymadı. Alaza yalvarırken ağladım beni görmezden geldi. Artık ağlamak istemiyorum . Kimsenin görmediği, kimsenin duymadığı yaslar dökmek istemiyorum...
Yüzümü büyük ellerinin arasına aldığında ona ağlayarak yada daha Farklı herhangi bir şekilde karşılık vermemi beklediğini biliyorum. Bunu yapmaktan sıkılan ruhum yorgun durmuş ve bitap bir halde yere yığılmıştı. Maviliklerim gözlerini bulurken orada yine ufakta olsa bir parça merhamet aradım. Sonra onu kadar acımasız ve gaddar bir adam olduğu geldi aklıma... ve düşünmeyi bıraktım. Ellerim yüzümü saran ellerinin üzerinden kapandığında avuçların hızla yüzümden çektim, bana engel olmadı. Öylece, ilk kez hicbir şeyi kontrol etmeden beni izledi.
Yanlızlık, sadece dokuz harf , üç hece değil koca bir ev içinde büyük bir kalabalığın içinde tek başına olmak, büyük bir ailenin içindeki değersiz kum tanesi olmak yanlızlık, zavallı küçük bir kız olmak... savunmamısız olmak...
Hepsi korkunç bir trajedinin bozulmaz bir parçası gibi değil mi?
Kötülüğü bilmeyen birine kötü davranırsan yanlışı öğrenir, kötüyü öğrenir... zavallı olmanın verdigi acıyı vahşi olmak için kullanır... zaman o ufaklığı değiştirir, yaralanan o küçük kız buyur , büyürken acı çektirmenin değil, acıyı görmezden gelmenin daha kolay olduğunu anlar... Tıpkı benim gibi!
Ondan bir açıklama beklemiyorum, onun beni umursayıp açıklama gereği bile duyacağını sanmıyorum. Sadece kulaklarım uğulduyor ve aklımın içindeki düşünceler ellerine demirden çanak çömlekleri almış durmadan tıkırtılar çıkartıyorlar... O tam karşımda tıpkı benim gibi zavallı bir yorgunluk ile kendi cehenneminin içinde yanıyor... İçimdeki o küçük kızın kan revan yere yığıldığı gidiyorum da ne yapmış olabilirim ki bunu hak edecek! İnsanların cüzdanlarını çaldığım için mi bunu yaşıyorum... Çoğunun yüzünü hatırlamıyorum fakat hepsinin bir sebebi vardı... bu kendimi kandırmak değil, sadece biliyorum masum kimsenin canımı yakmadım. Her gün o lanet yerden o pisliklerin sapık müşterilerin tacizlerini çeke çeke tüm pişkinlere dayandım. Akşam olup evine döndüğüm de başımı koydum yatağın yastığı bile değil di? Eski geniş koltugumdu. Onda da uyuyama bir türlü izin vermeyen o kabuslarla uğraşıyordum. Ne yapmış olabilirim! En kötü ne?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE KARANLIĞI
ChickLitMavi gözlerim yeşil gözlerine kenetlendiğinde orada az olsa bir duygu kırıntısı görmeyi umdum ama hiçbir şey yoktu. Hiçbir duygu barındırmıyordu Orman yeşili gözleri... Cehennemi andırıyordu... Beni yakmaya ant içmiş cehennemi... 19.12.2016 tarihin...