16.BÖLÜM: "TUVALDEKİ FAÇA!"

8.5K 379 209
                                    

"Çünkü sana aşığım..."

Bazen hayatta bazı sözcükleri nadir duyarsın. Seni özledim, sensiz yapamıyorum, çok pişmanım, sen haklısın, mutluyum yada mutsuzum gibi.. ve sana aşığım , seni seviyorum... Bu sözler zor sözlerdir. İnsan oğlu özler, susar, acı çeker susar , aşık olur ,mutsuz olur, pişman olur gene sususar! Çünkü susmak kolaydır. Pişma olmak kolay değildir ki pişmanım demek kolay olsun. Özlemek yüreği basit insanın işi değildir ve belki de sırf bu yüzden biliyorum. Hayatımdaki hiç kimseden duyamayacağım bu sözcüğü... Ne dile kolaydır söylemesi bunları ne de yüreğine... Hani olur ya alev alev yanan köze elini atamazsın, yanacağını bilirsin, bu yüzden uzak durursun... işte öyle...

Şuan Alaz'ın orman yeşilindeki her bir dalgada maviliklerimin içinde bir tedirginlik dolandı. Yalan söyleyip söylenediğini anlayamıyorum , en başından beri... Fakat içime öyle bir ateş sardı ki bu sefer sesindeki o ton ilk kez doğruyu söylüyormuş gibiydi... Ama sadece gibiydi... ona güvenmemem en doğal şeydi şuan! Bana yalan söylemişti. Bana yaptıklarını hayvan hayvana yapmaz , onun yüzünden kendime yapığımı aklı yerin olmayan biri bile yapmaz. Ölmek istedim! Onun yüzünden, bir şey olmuş ve öğrendiğimde ondan kaçacağını biliyor. Peki ama ne?

"Sana inanma mı beklemiyorsun herhalde?" Yüzüne ilk defa o kadar soğuk ve duygusuz bir şekilde baktım ki, bir an ifaden onu bozguna uğratmıştı. Yüzüm bomboştu, gözlerim de öyle.. fakat yüreğim sevgiye , bir gram merhamete o kadar aç ve susamış ki bir yanım belki doğrudur diyerek umut ediyor. Ne yazık ki, içimdeki bu hisler, karanlığa  bürünmüş olan İris'in fısıltısıyla yok oldu. "Seni kimse sevmeyecek, hazin bir gecenin artığını kim sevebilir ki?" Doğru, o iris doğruyu söylüyordu hazin bir gecenin artığından daha fazlası değilim. Beni kimse sevmez çünkü sevilmek yakışmaz bana...

Sağ elinin uzun parmakları yanağımı bulurken irkilerek geriye doğru kaçmak istediğim. Fakat onun teni tenime deydiği an kaskatı kesildi tüm bedenim. Yüzünü yüzüme eğdi ve fısıldadı. "Seni seviyorum.... bu sözcüğü duyabileceğin tek adam benim. Benden kaçışın yok! Bana alışmak zorundasın! Sevemek istememen önemli değil . Ben ikimizin yerine severim." Yutkundum. Sadece Yutkundum. Yüzüme bakan o gözlerdeki ifade o iki sözcükte takılı kalmıştı. Benim yerime de sevmek olacak şey miydi? Sözleri o kadar gerçekçiydi ki ona kapılmamak elde değildi. Elini yanağından ittim ve yanından uzaklaşacak mesafemiz olmasa da çenemi dikleştirerek yüzümü çektim . " İki günde mi aşık oldun bana? Sana inanmamı nasıl beklersin! Bu kadar şey yaşadıktan sonra!" Derken sesim gür hatta yüksek çıkmıştı. Hiç istifini bozmadı. Oturduğu yerde yayıldı ardından İlk kez ona bağırsağım için, tepki göstermemişti. Orman yeşilleri büyük bir dikkat ile üzerimi süzdü ve derin bir nefes aldı.

"Anlaşılan ben süslü lafların adamı olamayacağım hiçbir zaman. Evine ilk girdiğimde sana yaptıklarım için pişman olduğumu düşünme sakin, yine olsa yine dokunurum sana. Çünkü ben seni korkularınla , kusur sandığın, kendini eksik gördüğün herşeyiyle istiyorum. Benim olmak zorundasın... Çünkü ben senin dışında kimseye ait olmam. Kim olduğumu bir gün er yada geç öğreneceksin ve o gün tüm kapılar, yollar sana kapalı olacak! Gitmene asla izin vermeyeceğim!" Üzerime doğru ani bir hareketle eğildi ve sol göğsümü kapatan dizimi aşağı çekerek sağ avuç içi sol göğsümü kavradı . İrkildim ve tam tepki  gösterecek iken beni taciz etmediğini sözlerinde anca anlayabilmiştim o korkunun içinden!

"Kalbim ile seveceksin beni. Önce buraya gireceğim. Kalbine, yüreğinin her bir köşesi benimle dolmak zorunda. Kalpsiz bir adam olabilirim, belki.insanlıktan çok uzağım ama..." durdu ve elinin göğsünden karnıma oradan da kasıklarıma indirdi. "Bedenim buraya girmek için Yalvarsa bile, bana kalbin lazım. Sevilmek nasıl bir şey bilmiyorum, bana bunu öğretmeni istiyorum ,benim senin sevdiğim gibi değil... acı çektirmeden sev beni." Geriye çekildi ve sırtını koltuğa yaslarken yutkundu . Sözcükler boğazına diziliyormuş gibiydi... "Benim gibi..." dedi. Bir iki saniye susarken yine  devam etti.

GECE KARANLIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin