22.Bölüm
Fiona eğer Enfys'in kahkahasını ve öncesinde söylediklerini duyamamış olsaydı kesinlikle o an kendini bir masalın içinde sanabilirdi.. Arven'in güçlü kolları kendini sarmış ve çelik gibi sert göğsüne dayalı hadeyken mizacına tamamen ters bir yumuşaklığa sahip o dudaklarda kendini kayedebilirdi. Ama neyse ki bedeninin diğer kısımları gibi kulakları henüz Arven'in büyüsüne kapılıp gerçeklerden kopmamıştı. Dudaklarını çekip Arven'i ittirmeye çalıştı ancak tüm gücünü kullanmasına rağmen Arven yerinden bir milim bile kıpırdamamıştı. Ancak Arven çabasını anlamış olacak ki biraz debelenmesine izin verdikten sonra dudaklarını serbest bırkarak geri çekilip Fiona'ya baktı ve o an herkesi şaşırtan bir şey oldu; Fiona Arven'e okkalı bir tokat attı.
Meydanda toplanan herkes sus puş olmuş, neler olacağını izliyordu. Herkes Arven'in böyle bir hareketin altında kalmayacağına emindi. Hatta onların kapışmasının nasıl olacağını merak etmeye başlamışlardı ve açıkçası güçsüz olarak gördükleri kadının Arven'in karşısında yenildiğini görmek istiyorlardı.
Arven karşısında öfkeli yüz ifadesiyle burnundan soluyan, göğsü aldığı hızlı nefeslerle belirgince inip kalkan Fiona'ya baktı sakince ve gülümsedi. Fiona için daha da öfkelendirici bir durumdu bu.
''Seni zorba herif!'' diye bağırıp omzuna yumruk indirdi. Tabi bu yumruk sonrasında sadece kendi bileğinin ağrımasına neden olacaktı.
''Ne yapmaya çalışıyorsun sen?'' diye bağırdı tekrar. İkinci yumruğu indirmek üzereyken Arven uzun parmaklarıyla bileğini yakalayıverdi.
''Bu yaptığın anca kendi canını yakacak.'' dedi Arven tokadı ve yumruğu kast ederek. Fiona'nın avuç içi çoktan yanmaya başlamıştı bile.
''Enfys'in şaka yaptığını söyle.'' diyen Fiona'nın gözleri dolmaya başlamıştı.
''Hayır,'' dedi Arven. ''En kısa sürede evleniyoruz.''
Fiona tekrar hiddetleneceği an Arven onu kalçasından kavrayıp omzunun üzerine atıverdi. Fiona bir anda kendini Arven'in sırtından aşağı sarkar halde bulduğunda yapabileceği hiçbir şey kalmamıştı. Arven onu eve götürürken elinden gelen tek şey Arven'e bağırıp hakaret etmek oldu.
''Hayatımda senin kadar zorba bir insan tanımadım!'' diye bağırdı sonunda Arven onu yatağın üzerine indirdiğinde.
''Senden nefret ediyorum. Asla seninle evlenmeyeceğim!''
''Benden nefret etmeni gerektirecek hiçbir şey yapmadım.'' diyen Arven'in sesi tane tane ve baskındı. Gözlerindeki ifade kararmaya başlamıştı. Fiona onun da öfkelenmeye başladığını hissediyordu.
''Beni istemediğim bir evliliğe zorluyorsun! Bu gayet yeterli bir sebep.''
Arven eğilip onunla göz göze geldi ve neredeyse birbirlerinin nefeslerini hissedebilecekleri kadar yaklaştı.
''Ben seni korumaya çalışıyorum. Ait olmadığın bu dünyada sana kendi gücümün ve ünvanımın korumasını sunuyorum.'' dedi yine tane tane konuşarak. Sanki mızmız ir çocuğa laf anlatmaya çalışır gibiydi.
''Anlamıyorum...'' diye fısıldadı Fiona, Arven'in gözlerinde kaybolmamaya çalışarak. Hayır, şu an öfkeliydi. Onun etkisine kaplmamalıydı. İçinden kendine defalarca telkin etti bunu.
Arven uzanp Fiona'nın yüzüne düşen bir saç tutamını yavaşça geriye itip kulağının arkasına sıkıştırırken sözlerine devam etti.
''Ben bu klanın lideriyim. Evlendiğimizde sen de benimle eşit konuma yükseleceksin. İnsanlar sana saygı duymak zorunda olacaklar. Kimse sana zarar verme cüretini gösteremeyecek, hatta bunu aklından geçirdiğinde bile korkuya kapılacak.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK'A YOLCULUK (Devam Ediyor)
Historical FictionMitoloji #1 Tarihi Kurgu #5 Fiona Evans yirmi altı yaşında, yönetici asistanı olarak çalışan ve hayat zevklerini aldığı maaşa bağlı olarak şekillendirmek zorunda olan genç bir kadındır. Büyük annesinden kalan miras sonrası dört yıldır aynı pozisyond...