Bölüm 25
Köy meydanındaki şenlik havası devam ederken ve Fiona amaçsızca çevresinde olup bitenleri, içki içip eğlenen insanları izlerken Arven de sıklıkla Fiona'yı izliyordu. Törenin en başında, onu ilk gördüğü andan beri gözlerini üzerinden alamamıştı. Saçlarındaki kuzeyli kadınlara özgü örgü ve çiçekli dallardan yapılma tacıyla oluşturduğu mistik görüntüye derin ve çarpıcı dekoltesiyle vücudunun kıvrımlarımı ortaya çıkaran elbisesi ve bunlara ek olarak hareketlerinin zarifliği de eklenince Arven'in gözünde bir tanrıça mertebesine ulaşmıştı Fiona.
'Benim Tanrıçam...' diye düşündü Arven. 'Sadece bana özel, itinayla tapınacağım Tanrıçam...'
Uzanıp elini tuttuğunda kendine dönen bakışlarda gördüğü hiddetli parıltılar tuhaf bir şekilde haz duymasına neden oldu çünkü o hiddetin içerisinde kızgınlık ve öfkenin yanı sıra saf arzu olduğunu da biliyordu. Arven bu arzuyu tekrar açığa çıkarmaktan büyük zevk duyacaktı.
"Bu öfkenin, kızgınlığının boşuna olduğunu göreceksin." Dedi tuttuğu eli bırakmadan. "Sırf bana inadından dolayı içini öfkeyle dolduruyorsun ama unutma, öfke insanı yer bitirir sevgilim. Sen farkına varamadan, küçük bir kurtçuk gibi yavaş yavaş ruhunu sömürür."
Fiona elini çekmeyi denedi ancak Arven'in parmakları kendisininkilere öyle sıkı kenetlenmiştiki beceremedi.
"Komutan Arven'den Bilge Adam Arven'e mi terfi ettin?" diye sordu alayla. Arven ise bu alaya sadece güldü.
"Öfkeyi dibine kadar yaşayan biri olarak söylüyorum sevgili karım" diyen Arven Fiona'nın elini dudaklarına götürüp bir öpücük bıraktı. Normalde bu türden bir öpücük kesinlikle ateşli diye nitelendirilemezdi ama konu Arven olunca bu geçerliliğini yitiriyordu. Gözleri Fiona'nın gözlerine kilitlenmiş ve içinde hissettiği arzuyu alev alev haykırarak parlarken dudakları karısının parmakları üzerinde gereğinden çok daha uzun süre kaldığında Fiona sanki yüzü alev almış gibi hissetti. Normalde bu sadece utandığında yaşadığı bir durumdu ancak şuan utançtan ziyade derin bir ihtiyaç içindeydi. İtiraf etmeyi kendine yediremese de parmakları üzerinde sıcak ve nemli iz bırakan o dudakların çok daha başka yerlerinde de gezinmesini istiyordu.
"Beni bu kadar öfkelendiren sen iken bunu söylemen çok ironik" dedi gözlerini ondan kaçırarak. Çünkü eğer göz göze kalmaya devam ederlerse konuşamazdı. Hatta düşünemezdi de...
Arven cevap vermeden önce bu kez bileğinin iç kısmını usulca okşadı.
"Yatakta itinayla telafi edeceğim."
Fiona istemsizce yumruğunu sıktı. Ona 'evlilik yatakta yaşananlardan ibaret değildir!' diye bağırmak istiyordu ancak Arven'in kendisini anlamayacağından da emindi. Kendisi de çok karışık hisler içerisindeydi zaten. Bir yandan kalbinin büyük bir kısmı derin bir keder içerisindeyken diğer yandan geri kalan ufak bir kısmı ise halihazırda kocası olan bu adama kendini teslim etmesini söylüyordu. Bu dünyada herhangi bir şeye direnmesinin bir fark yaratmayacağını görmemiş miydi zaten?
Birbirine muhalefet düşünceler yine aklında kavgaya tutuşmuşken Enfys'in Arven'in yanına geldiğini son anda fark etti ancak kadının yüzündeki sert ifade ise fark edilemeyecek cinsten değildi. Arven'e doğru eğilip kulağına bir şeyler söylerken Arven'in yüzündeki ifadenin de değişip sertleştiğini ve öfkelendiğini gördü. Kenetlenmiş prmakları farkında olmadan kendisininkileri öyle sıkmaya başlamıştı ki artık canı acıyordu.
"Neler oluyor?" diye sordu endişeyle. "Birine bir şey mi oldu?"
"Özür dilerim Fiona, bu gece olacaklara şahit olacağın için gerçekten üzgünüm."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK'A YOLCULUK (Devam Ediyor)
Historical FictionMitoloji #1 Tarihi Kurgu #5 Fiona Evans yirmi altı yaşında, yönetici asistanı olarak çalışan ve hayat zevklerini aldığı maaşa bağlı olarak şekillendirmek zorunda olan genç bir kadındır. Büyük annesinden kalan miras sonrası dört yıldır aynı pozisyond...