31.Bölüm
Kışın iyiden iyiye kendini hissettirdiği serin sabahta Arven gözünü açtığında yanının boş olduğunu gördü. Odanın dar pencerelerinden sızan gün ışığı gözlerini kısıp başını çevirmesine neden olduğu an yatağın ayak ucunda arkası dönük oturur halde gördü karısını. Üzerinde neredeyse şeffaf sayılabilecek havanın soğuğuna tezat oluşturan ince beyaz geceliği vardı. Arven tam ona sesleneceği an omuzlarının hafif bir ritimle sarsıldığını fark etti. Ağlıyor muydu? Mutsuz muydu? Oysa dün gece fazlasıyla mutlu ve Arvene karşı davetkarca davranmş, aralarında öylesine güzel anlar yaşanmıştı ki... Böyle bir gecenin ardında ağlanmaması gerekirdi. Usulca doğrulup yatağın ucuna karısının yanına kaydı. Fiona onu fark ettiği an gözündeki yaşları sildi ancak Arven görmüştü bile.
''Sorun ne?'' diye sordu alçak sesle. Yanlış bir şey yapıp yapmadığını düşündü. Hatırladığı net bir şey yoktu. Dün geceye dair aklındaki tüm anlar kusursuz bir güzellikteydi.
''Farkında olmadan seni incitecek bir şey mi yaptım?'' diye sordu karısı cevap vermeyince. Fiona ise bu soru karşısında küçük bir hıçkırık kaçırdı dudaklarından. Gözlerinde üzgün bir ifade belirirken uzanıp başını Arvenin boynuna gömdü ve Arven'de vakit kaybetmeden onu kollarına aldı.
''Sen kötü hiçbir şey yapmadın. Dün gece her şey çok güzedi.'' dedi dudakları Arven'in teninde kıpırdayarak.
''Öyleyse neden ağlıyorsun güzelim?''
Fiona hala Arven'in göğsündeyken başını eğdi ve konuşmaya başlamadan önce derin bir iç çekti.
''Dün gece herşey o kadar güzel ve duygular o kadar yoğundu ki kendimi bu yoğunluğun içinde kaybettim ve çok önemli olan bir konuyu umursamadım.''
Arven kafasını hafifçe geri çekip Fiona'ya bakmaya çalıştı ancak başı hala eğikti. Uzanıp çenesinden nazikçe kavrayıp kaldırdı ve kendisine bakmasını sağladı.
''Hamile kalmış olabilirim.'' dedi Fiona. Arven ise bunu neden kötü bir şeymiş gibi söylediğini anlayamadı.
''Sana bebek istemediğimi söylemeliydim ama o an sanki hiçbir şeyin farkında değildim. Kendimi sadece hislerime odaklamıştım ve bebek aklımın ucundan dahi geçmedi. Çok aptalca davrandım sana söylemem gerekiyordu ama iş işten geçti-'' Fiona konuşmaya başlamışken düşündüklerini bir çırpıda söyleyivermiş, Arven'in yüzündeki ifadenin değiştiğini fark edememişti.
''Demek bebek istemiyorsun...'' dedi Arven durgun bir sesle. ''Bunun nesi kötü Fiona? Biz evliyiz. Çocuğumuzun olması kadar doğal bir şey yok.''
''Kendimi hiçbir zaman anne olarak düşünemedim. Birgün bebek sahibi olacağımı biliyordum ama çok uzak gibi geliyordu. Şu an bir bebek en son isteyeceğim şeydi.'' Fiona konuşmasına ara verip derin bir iç daha çekti. ''Ama sanırım artık bunu önleyebilmemin bir imkanı yok.'' dedi hayal kırıklığı içinde. Kafasında defalarca hesaplama yapmış ve ne yazık ki yumurtlama döneminde olduğunu fark etmişti. Hamile kalma ihtimali yüksekti.
''Biraz uzansan iyi edersin. Vakit çok erken dün gece yeterli uyumadın.'' dedi Arven. Ancak ses tonu kurduğu cümleler kadar ilgili görünmüyordu.
''Birazdan döneceğim.'' diye ekledi ve Fiona'nın herhangi bir şey demesine fırsat vermeden çıkıp gitti. Fiona isee Arven'in dediği gibi tekrar yatağa dönüp cenin pozisyonunda kıvrılıp örtüyü üzerine çekti. Kendi endişesiyle o kadar meşguldu ki Arven'in tavrındaki soğukluğu fark edememişti. Arven'in yokluğunda geçen kırk dakika boyunca kendine defalarca ve defalarca kızdı Fiona. Dün gece nasıl olupta Arven'i uyarmadığını, buna göz yumduğunu aklı almıyordu. Sanki o anlarda sarhoştu ve gerçeklerin farkında değildi de bu sabah uyandığında gerçeklerle yüzleşmiş gibi hissediyordu. Hamile kalırsa ne yapacaktı? Bir bebekle bu dünya da nasıl yaşanabilirdi ki? Daha kendisini korumaktan bile acizken...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK'A YOLCULUK (Devam Ediyor)
Fiksi SejarahMitoloji #1 Tarihi Kurgu #5 Fiona Evans yirmi altı yaşında, yönetici asistanı olarak çalışan ve hayat zevklerini aldığı maaşa bağlı olarak şekillendirmek zorunda olan genç bir kadındır. Büyük annesinden kalan miras sonrası dört yıldır aynı pozisyond...