13.Bölüm
Gemiler iskeleye yaklaştıkça davetsiz misafiri olduğunu fark etmesi uzun sürmedi Arven'in. Artair ve adamları limanda gemileri bekliyorlardı.
"Bu da ne şimdi?" Diye söylendi Enfys. "Ne zamandan beri seferden dönenleri karşılamaya geliyor ki?"
"Ganimetten kendine düşen payı garantilemek istemiş anlaşılan dedi Arven. Enfys'le arasındaki meselede dolayı Arven ve adamlarından da şüphe duymuş olmalıydı.
Fiona ikisinin arasında geçen konuşmayı anlayamamasına rağmen gerginliği sezmişti. Arven ellerini tekrar bağlamaya kalktığında ise iyice tedirgin oldu.
"Buna ne gerek var ki?" Diye sordu endişeyle. Kaçacak hali yoktu. Nereye kaçabilirdi ki zaten?
"Merak etme. Sadece geçici." Dedi Arven. Ama her nedense Fiona'nın içi rahat etmedi.
"Sevgili dostum Arven!" Artair Arveni omzuna vurarak selamlarken bir el Fiona'yı ileri yürümesi için dürttü ve Fiona iskelede kalabalıkla yürüyerek Arven'den uzaklaşmak zorunda kaldı. Bu hiç hoşuna gitmemişti.
"Bu sefer çok uzun sürdü. En cesur savasçılarımdan ümidi kesecektim neredeyse."
"Bu kez birden fazla çıkarma yaptık." dedi Arven. "Ganimet her zamankinden daha iyi."
Artair'in yüzüne geniş bir sırıtış yayılırken Enfsy ortadan kayboldu. Arven ise bir an önce ganimeti paylaşıp Artair'i göndermeyi planlıyordu
Köy meydanında yakılan ateşin etrafında ziyafet masası kurulmuş, tüm ganimet meydanın orta yerinde toplanıp Artair'in incelemesine sunulmuştu ve bunların arasında Fiona'da vardı. Artair çevresinde dolaşıp alıcı gözlerle kendisini süzerken başını eğip onunla göz göze gelmemeye çalıştı. Adamın kim olduğunu bilmiyordu ama Arven'den daha nüfuzlu olduğu belliydi. Arven'in aksine esmer ve koyu tenliydi. Uzun sakalları da tıpkı saçları gibi örgülüydü. Aynı zamanda en az Arven kadar iri yarı gözüken bu adamdan hiç hoşlanmamıştı Fiona.
"Bu ne işime yarayacak?" Diye sordu Artair Arven'e. Kendisinden bahsedildiğini fark edince Fiona tüm kaslarının gerildiğini hissetti.
"Aslında o benim için" dedi Arven. Artair herkesin dikkatini çekmesine neden olan bir kahkaha attı.
"Senin mi? Anlaşmamızı unutmuş olmalısın sevgili dostum," dedi Artair. "Sen ve adamların ganimetin sadece maddi kısmının yarısını alma hakkına sahipsiniz."
Arven anlaşmanın şartlarını elbette biliyordu. Gelen ganimetin yarısı krala aitti. Kalan yarısını da sefere çıkanlar kendi arasında bölüşürdü. Kölelerle ilgiliyse bir anlaşmaları yoktu.
"Kölem savaşta yaralanıp öldü. Onu da yerini doldurması için getirdim." Dedi Arven. Meydanda toplanan herkes Arven ve Artair'in anlaşmazlığa doğru yol alan bu konuşmasını dinliyordu.
"Ama gördüğün gibi, o benim." Dedi Artair.
Hem Arven'in hem de Artair'in adamları her an bir saldırıya geçecekmiş gibi hazırdılar. Fiona iki grup arasından kimin galip çıkacağını kestiremiyordu çünkü her iki tarafta en az birbiri kadar öfkeli ve vahşi gözüküyordu.
Arven çevresine baktı ve herkesi şaşırtarak gülmeye başladı.
"Adamlarına söyle sana saldırma ya da bir anlaşmazlık peşinde değilim Artair." Dedi. "Bu klanın lideri olarak bir köle edinmek en doğal hakkım ve bunun karşılığında sana ücretini ödeyeceğim." Aslında Arven ve adamları problemlerini genelde kaba kuvvetle çözen adamlardandı ancak Arven şuan dezavantajlı olduklarını biliyordu. Adamları yorgundu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK'A YOLCULUK (Devam Ediyor)
Ficción históricaMitoloji #1 Tarihi Kurgu #5 Fiona Evans yirmi altı yaşında, yönetici asistanı olarak çalışan ve hayat zevklerini aldığı maaşa bağlı olarak şekillendirmek zorunda olan genç bir kadındır. Büyük annesinden kalan miras sonrası dört yıldır aynı pozisyond...