《Bölüm 21》

14.4K 1.1K 146
                                    

21.Bölüm

Fiona bir yandan sessiz sedasız köy, meydanına dolanıyor, bir yandan da gözleri Arven'i arıyordu. Sabah yine çoğu zamanki gibi yalnız uyanmıştı ama farklı olarak saatler geçmesine rağmen Arven'i hiçbir yerde görememişti. Ortadan kayboluşunun sebebinin dün gece anlattıklarıyla ilgili olup olmadığını merak ediyordu. Ama eğer öyle olsaydı, Arven Fiona'nın açıkladıklarıyla ilgili bir problem hissetseydi bunu dün gece belli ederdi değil mi? Aksine sakin bir şekilde sarılmış halde sohbet ederek uykuya dalmışlardı.

''Onu köyde boşuna arıyorsun!'' diye seslendi birisi. Sesin geldiği yöne doğru döndüğünde Enfys'in yanında iki kadınla birlikte limanda fıçılardan bozma tezgahlar üzerinde balık temizlediğini gördü. Yanlarına ilerlerken yaklaşan balık kokusunu hissetmemeye çalıştı.

''Burada değil mi?'' diye sordu merak içerisinde. Enfys o esnada elindeki kalın bıçağı indirdi ve önündeki tezgahta neredeyse Fiona'nın bir kolu büyüklüğüne sahip olan balığın kafasını gövdesinden ayırdı. Aynı zamanda diğer iki kadın kısa bir an Fiona'yı süzüp işlerini yapmaya devam ettiler.

''Orada!'' diyen Enfys işaret parmağıyla köyün arka tarafında uzanan dağların denize karşı olan cephesini gösterdi. Fiona ilk önce anlayamadı ancak daha dikkatli baktığında bir çanak gibi yassı forma sahip, büyük bir kısmı dağa saplanmış gibi duran kayanın üzerindeki silueti fark etti. Fiona'nın olduğu noktadan bakıldığında bir hayli uzak, yüksek ve tehlikeli bir konum gibi görünüyordu.

''Orada ne yapıyor?'' diye sordu şaşkınlıkla.

''Düşünüyor. Sabahın erken saatlerinden beri orada.''

Enfys temizlediği balığ bir kenara bırakıp ellerini bir kova suyun içinde gelişi güzel yıkarken yanındaki kadınlara kendi dillerinde bir şeyler söyledi ve yanlarından ayrıldı.

''Dediklerinden pek bir şey anlamadım.'' dedi Fiona, Enfys ıslak ellerini kendi üzerine silip kurulamaya çalışırken.

''Neden orada, ne yapıyor?''

''Onu sana sormam gerek.'' diyen Enfys duraksayıp ellerini beline yerleştirdi. ''Ona üzerinde düşünecek bu kadar ciddi ne vermiş olabilirsin?''

Fiona gözlerini kaçırıp tekrar Arven'in bulunduğu noktaya baktı. Üzerinde durduğu kayaya ulaşabilmesi için bir hayli tırmanmış, çaba göstermiş görünüyordu. Ne amaçla peki?

''Benimle ilgili olduğunu sanmıyorum.'' diyerek yalan söyledi. İçten içe Enfys'in güçlü duruşuna hayranlık duymaya başlamıştı ancak bu ona kendisi ile ilgili konularda güvenebileceği anlamına gelmiyordu.

''Genelde böyle midir?'' diye sordu.

''Ciddi bir konuda düşünüyor ya da karar vermeye çalışıyorsa orada bir başına saatler geçirebilir. Şu an kafasını ne meşgul ediyor hiç fikrim yok ama yakında öğreniriz sanırım.''

''Sanırım...'' diye mırıldandı Fiona da. içinden 'umarım açıkladığım gerçeklerle ilgili olumsuz bir şeyler değildir' diye düşündü. Walkworth Kalesi'inde yaşadıklarından sonra elbetteki içten içe bir endişe yaşıyordu.

Fiona'nın tenini ısırıp titremesine, Enfys'in ise yüzünün düşmesine neden olacak kadar sert bir rüzgar estiğinde Arven'in evine doğru yürümeye başlamışlardı.

''Skadi kızgın olmalı. Bu kış nefesiyle bizi bir hayli üşütecek gibi görünüyor.'' dedi Enfys gökyüzünde kararmaya başlayan bulutlara bakarak.

''Skadi kim?''

''Skadi kış tanrıçasıdır. Kar yağdırır, havayı soğutur, Nijord'un rüzgarlarına kendi nefesini üfleyerek dondurucu rüzgarlara neden olur. Bu yıl eğer onu memnun edebildiysek kışları kolay geçirmemizi sağlar. Ama bu sene soğuklar erken başladı. Onu kızdırmış olmalıyız. Umarım Eir bizden yana olur.''

AŞK'A YOLCULUK (Devam Ediyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin