《Bölüm 30》

15.6K 968 260
                                    

30. Bölüm

Artair Arven ve adamları için ziyafet veriyor olmaktan hoşnut değildi elbette. Ancak Boden buradayken Arven'e herhangi bir meydan okumada bulunamazdı. Zaten saldırının günah keçisi olarak Hallmar'ı ilan etmiş ve cezasını da kesmişti. Gerçeği sadece eski karısı Enfys ve Arven biliyordu. Bir de onlara muhbirlik yapan Inga. Bir kölenin kaçarak klanını gammazlaması ve ardından şimdi burada meydan okurcasına bulunması gerçekten cesaret isteyen bir şeydi.

“Sen bu klanın kölesisin Inga, misafirlerimiz ayrılırken sen burada kalmak zorunda olduğunun farkındasın değil mi?” diye sordu Artair. Bakışları 'bu yaptığının hesabını vereceksin' der gibiydi.

Arven bardağını sertçe masanın üzerine indirerek Artair'in yüzüne buz gibi bir ifadeyle baktı. Arven'i tanıyan herkes onun bu bakışının altında planladığı bir şeyler olduğunu bilirdi.

“Inga senin değil, klanıma saldıran askerlerinden birinin kölesiydi. O asker şimdi ölü olduğuna göre Inga artık özgür birisi. Nerede isterse orada yaşar.” Derken sesi aksini iddia etmeye müsade etmeyecek cinstendi.

“Bundan böyle adamlarını nereye gönderdiğine daha dikkat et Artair,” dedi Enfys dalga geçer bir bakışla. Onun yüzünde de tatmin olmuşbir ifade vardı. Gerçi Artair'e meydan okuyup dövüşmeyi hayal etmişti ama onun şu an dumura uğramış halini görmekten de memnundu. Karşısında kendi adamlarını bulmayı beklerken sonunu hazırlamaya çalıştığı Arven ve adamlarını gördüğünde nasıl yenilmiş hissettiğini tahmin edebiliyordu.

“Aranızda bir gerginlik hissediyorum ve bu hiç hoş değil,” diye yanındı Boden.

“Adamlarımı kaybettim Boden!” diyen Arven sesini yükseltti. “Buna sebep olan kişi ve klanı bedelini ödemiş olsa da yine de içim soğumuyor.” Bu sözleri aslında Artair'e sadece ikisinin anlayacağı bir meydan okuma demekti ve Arven onun gözlerindeki ifadeden kendisini anladığını görebiliyordu.

“Ben de adamlarımı kaybettim. Hallmar benim itibarımı hafife aldı ve adamlarımı kendi amaçları uğruna kullandı. En iyi savaşçılarım artık yok. Ama bunu aşmamız gerektiğini düşünüyorum. Olayın sorumlusu bedelini ödedi.”

Artair de kendini bu şekilde mağdur gösterirken ne yazık ki Arven'in yapabileceği hiçbir şey yoktu şu an için.

“Sonuçta bizler müttefiğiz” diye araya girdi her şeyden habersiz olan Boden. “Haydi buna içelim!”

“Müttefikliğimize!” diye kaldırdılar kadehlerini. Bilmeyen birine göre ortada hiçbir sorun yoktu ancak Arven Artair'in bundan böyle kendisini rahat bırakmayacağını biliyordu. Artık ya elindeki bir avuç toprağı korumak için ya Artair'den önce davranıp onun icabına bakacak ya da hakkı olduğu Northumbria topraklarını fethetmenin bir yolunu bularak klanıyla birlikte bu diyardan ayrılacaktı.

Arven tekrar yola çıkmadan önce üzerinden tüm günün kirini ve yorgunluğunu atma amacıyla dere kenarında yıkanıp rahatladı. Sudan çıktığında ise yalnız olmadığını fark etti.

“Selam Arven.” Dedi karşısında dikilen kadın. O da kendisi gibi çıplaktı ve çıplaklığını da bilinçli bir şekilde sergiliyordu. Saçlarını omzunun ardına atıp göğüslerini daha da öne çıkarırken onları adeta Arven'e sunuyordu.

“Selam Ella,” diyen Arven kendisine sunulan daveti görmezden gelerek eğildi ve kıyafetlerini alıp giyinmeye başladı.
Ella bu görmezden gelinmeyi umursamayarak kıvrak adımlarla Arven'e yaklaştı ve hala çıplak olan omzuma dokundu. Ancak bu dokunuş karşısında beklediğinin aksi bir tepkiyle karşılaştı. Arven omzunda gezinen eli tutup geriye ittirdi.

AŞK'A YOLCULUK (Devam Ediyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin