Urfanin dağ yamaçlarından sesleniyorum sana ey gökyüzü bu nasıl bir hikayedirki yüreğime saplanmış bir ok gibi.
Bu nasıl bir cenk oysaki ben daha küçük kızındim anne sen beni hiç mi sevmedin anne?Yüreğime binbir ah düşürdün anne o gelinligi giydiğim an oyuna gıdecem sanmıştım annem.
Izdirapla kaynaşmış bedenim bir çöp gibi yerlerde sürünüyor.
Düştüm ben derde, düştüm gama düştüm.
Kocaman çölde gezen bir gezgin gibiyim nasılda pervasızca dolaşıyorum ortalıklarda.
Oysaki benim bedenim küçük yüreğim küçük.
Acıları saklıyorum kırık yüreğimde biriktiyorum onları bir kafeste ve kilitliyorum.
Acılarımı görmeyin kuşlar, dağlar, ağaçlar, sizde ortak olmayın bu yaşanmışlıklara.
Nasılda tepiniyorum ellerinde babama son kez bakıyorum belki beni alır diye ama ne fayda.
Yaşadıklarımi anlamlandirmaya başlıyorum koluma dizilen, boynuma dizilen altınların altında ezilen ruhumu kimsecikler görmüyordu!!
Susuyorum aslında hersey benim sustuklarımda gizli.
Babamın gözlerine bakıyorum belki bana acirda beni diri diri gommelerine izin vermez.
Evet eğer ben evlenirsem olu bir hayat yaşarım, ölümlulerin arasında olmus bir beden olurum.
Babamın gözlerinde ki kin, öfke bitmiyordu kollarımdan tutup beni surukluyordu cehennemin en derinine.
"Düzeltme olacak ve hikayeyi tekrar gözden geçirip yazacağım..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASUMİYET SANCISI 1.SERİSİ /TAMAMLANDI#wattsy2019
Teen Fiction#wattsy2019 © Tüm hakları saklıdır Küçük yaşta anne olmanın verdiği yorgunluk ve psikolojik olarak ruhu bitap düşen Kader oturdugu eski kanepeden dısarda oynayan çocukları izliyordu. Yüreği kan ağlıyor, onların yaptığı her davranışı seyrediyordu. ...