Sözlerimi bir kenara atıp gönlümdekileri söylüyorum size siz benim, dilimden dökülen kelamlara değil yüreğimden dökülen gaybi gözyaşlarıma bakın!
Ben onları hiç susturmadim hep akittim durdum. Onlarda hiç susmadilar hep aktilar.
Yüreğimdeki feryatlar gittikçe büyüyordu içinden çıkılmaz bir yol alıyordu artık.!
Siz ki merhamet yoksunları, vicdan yoksunu neler demek istemezdim ki!
Ama susuyorum herseye rağmen susmayı tercih ediyorum.
İşte bunun adı çaresizlik! Alışıyorsun zamanla çaresizliğe yüreğinden koparıp atamadığın o koskocaman gururun yerlerde sürünüp can çekişiyor.
Sustugun şeyler, yutkundugun şeyler oluyor bu hayatta ama sen hep kaçıyorsun bir yerlere ama nereye olduğunu bilmeden??
Ana diyorum ne demek?! ana koskocaman Seher anam gidiyor yüreğim kan revan içinde, ruhum bedenim ölü artık beni ayakta tutan tek varlığım annem gidiyor ölüm döşeğinde ve ben onun yanına gidemiyorum. Vicdan yoksunları beni goturmediler yanına.
İnsanın nefret duygusu çok farklı bir duygu bir kere yaşadın mı aynı şeyi tekrar yaşadığın zaman o nefret büyüdükçe büyüyor.
Evdeydim içimdeki o korku ve nefret büyüyordu odamda gidip geliyordum ne yapacagımi bilmiyordum annem öyle hastayken ben burda duramazdim çocuğumu alıp hemen hazırlanıp dışarı çıktım.
Yürüdüm baya bir yürüdüm sirtimda çocuğumla düşe kalka gittim.
Nihayet artık eve gelmiştim odaya girdiğim zaman kaynanam ve eşim bana öfkeyle baktılar.
Ama konuşan babam oldu. Sen ne yapıyorsun burda? kız utanmıyorsun başına çıkmaya yazıklar olsun sana, ben hic birseyi umursamadim hemen annemin yanına gittim ve ona sarıldım gözlerini açtı bana baktı.
Kizim kaderim geleceğini biliyordum son nefesimde seni görmek beni çok mutlu etti. Kızım hakkını helal et affet beni affet ne olursun.
Annem canim annem biricik annem ben sana kırgın değilim sen merak etme gönlünü ferah tut. Öyle şeyler söyleme annem sen yanimizdasin ayrilmayacaksin.
Göz yaşlarımı tutamadım saatlerce anneme öylece sarılmışım.
Annemin teni çok soğuktu, gözlerimin içine baktı ve anlimdan öptü. Sonra gözlerini kapattı bende ona sarıldım vücudu daha da soğuyordu artık nefes alamıyordu sanki bende kafamı göğsune koydum kalp atışları yoktu.
Babam yanına geldi ve elini boğazına koydu ve ölmüş dedi.
Ben baştan aşağıya titremeye başladım, yere çöktüm ve başımı ellerimin arasına alıp, derin derin nefes alıp verdim.
Hayır annem burda, annem ölmedi!
Hayır annem burda, annem ölmedi!
Hayır annem burda, annem ölmedi!
Beni tuttular kendine gel kader kendine gel ne oldu?
Vücudum tir tir titriyor du, üşüyordum, hem bedenen hem ruhen üşüyordum yüreğim buz gibiydi. Annemin karsında oturup onu izledim soguk teni ve donuk yüzüyle huzura kavuşmuş gibiydi. Öylece sessizce uzanıyordu. İnanmak istemiyordum onun ölmesine inanamiyordum Salih beni kolumdan tutup hade eve gidelim dedi.
Ben ilk defa böyle delicesine bağırdım.
Annem! Annem olmus be adam sen ne diyorsun Allah aşkına hiç mi vicdanın yok senin yaa neden neden?!
Ben eve gelmeyecem annemin cenazesi kalkmayana kadar gitmeyecem.
Kaynanam bırak oğlum bugün kız haklı burda kalsın.
Onlar çıktılar odadan annemle basbasa kaldım.
Ona baktım öpmeye başladım tenine değen dudaklarım tıpkı bir buz gibiydi. Canımdan bir parça gıtmıstı ahh bee annem uzakta olsanda senin varlığın yeterliydi bana neden anne neden beni bırakıp gittin sana ihtiyacım varken hemde.
Ellerini sımsıkı tutmuştum, tenindeki soğukluk bedenime işlemiş gibiydi ama ben hiç birseyi umursamıyordum o bembeyaz örtünün altında acidan ölen, annem vardı.
Yaşadıklarını belkide kaldıramadı, ağrına gitti hepsi o adam yüzünden onu kaybettim yaşadığım sürece ona olan öfkem bitmeyecek!!
Kapı açıldı babam annemi alacaktı, yüzüne örtüyü attı onu dışarıya çıkarttı.
Arkalarından gittim onu yikayacaklardi. Onlara ben yıkayacam dedım.
Onu buz gibi, sert bir zemine koydular suyu döktüm, suyla beraber gözyaşlarımi da döktüm, içimde kopan fırtınalar beni hayattan kopariyordu.
Ellerim titriyordu, annemi böyle görmek canımı çok derinden yakmıştı.
Hayat üst üste bana dikenlerini göstermeye devam ediyordu. Söyle bana anne bu küçük yürek sensizliğe nasıl dayansın?
Keşke senin yerine ben ölseydim sen güçlüydün anne ben senin gibi degilim ben korkagim kızimi koruyamayacagim için çok korkuyorum.
Sen beni korudun anne beni kötülüklerden korudun, babamın zulmünden kurtardın ama ya ben bunları yapamazsam.
Artık annemi, gömeceklerdi mezarlığa gittik. Ben küçükken burdan geçerken korkarak anneme sarılırdım annem de bana bakarak gülerdi ve beni kucağına alırdı.
Ama şimdi annem burda yatacak.
İmam gelmişti herkes yerinde duruyordu beni teselli etmeye çalışan teyzeler, yanımda duruyorlardi.
Ama benim gözüm sadece annemdeydi.
Onu aldılar ve mezara koydular ben yere çöktüm mezarın başında ağlamaya başladım.
Annem canim annem sen burda nasıl yatacaksın bu soğuk mezarda, akşamlari bana ninni soylerdin, türkü soylerdin ama sen artık söylemeyecekmisin susacakmisin anne!?
Benim yüreğimi bırakıp gıdecekmısin anne ben sana doya doya sarılmadım anne toprak mı sarılacak sana!
Elime toprağı alıp sıktım ve yere attım.
Bu toprak kadar da olamadım anne olamadım. Sana bu kadar yakın olamadım.
Üstünü toprakla örtüler artık annem sonsuzluga uğurlandı.. Geride bıraktığı kırık bir kalple yüreği yangına dönen bir yavru bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASUMİYET SANCISI 1.SERİSİ /TAMAMLANDI#wattsy2019
Teen Fiction#wattsy2019 © Tüm hakları saklıdır Küçük yaşta anne olmanın verdiği yorgunluk ve psikolojik olarak ruhu bitap düşen Kader oturdugu eski kanepeden dısarda oynayan çocukları izliyordu. Yüreği kan ağlıyor, onların yaptığı her davranışı seyrediyordu. ...