Öğlenleyin işe gitmeden Selin'in mezarına gitmek için hazırlandım. Yoğun kar yağışı yüzünden Beyza da okula gitmemişti, sınavlar için ders çalışıyordu. O çalışırken bende "dışarı çıkıyorum, hemen geleceğim" diye seslendim. Çıktığımda kar hala yoğun bir şekilde yağıyor ayrıca o kadar yükselmiş ki yürümekte çok zorlanıyordum. Yolda birçok şey gözüme çarptı, en çokta kedi ve köpekler. Bu soğuk koz kocaman iki düşman hayvanı arkadaş edecek kadar çoktu, sokağın az ilerisinde ki iki dükkân arasında köpek bir kediyi ısıtacak kadar güzeldi.
Şehir yakın olan mezara yarım saat sonra vardığımda bulmakta çok zorlandım. Selin'e Beyza'yı anlattım; sevdiğini, sahip çıktığını, her şeyi ile beni korunduğu, hiç yalnız bırakmadığını... her şeyi.
Beyza'nın beni çıktığımdan beridir arkamdan gelmesi bilsem bile belli etmedim, mezar çıkışında da öyle. Sokakta yanıma geldi, üşümüştü hatta çok fazla. Bir kafe ye girdik, neden geldiğini sordum sadece "neden mezara gideceğini söylemedin" dedi. Hiçbir şey diyemedim tabi. Güzel bir kahve içerek çıktık. Bugünler de benim çok değiştiğimi ve korktuğumu söyledi, tuhaf tuhaf hareketler ve sürekli yazı yazdığımı. Sürpriz yapacağımı söylemezdim tabii de bende gülümseyerek "iyiyim, bir sorun yok sadece bu aralar gördüğüm güzel ya da kötü birçok şeyi yazıyorum ve düşünüyorum. Ayrıca işler işlerde yorucu bu aralar o yüzden tuhafım biraz kusur bakma, merak etme iyiyim." Dedim. Endişeli şekilde "iyi ol!" Dedi.
Eve yaklaşırken gülerek;
"Bana sürpriz yapacaksın, değil mi?" Dedi
"Hayır" dedim.
"Üzüldün mü arkadaşlarımla buluşacağıma"
"Hayır, o gün senin günün ne yapmak istersen, nasıl mutlu olmak istersen onu yap niye üzüleyim, esas mutlu olurum." Dedim.
"O gün merak etme, yorgun olsam da seninle çok eğleneceğiz" dedi, "yorgun olduğunda seni daha çok yoramam" dedim "olsun" dedi direk. Bende espri bir şekilde "sen bilirsin" dedim.Eve girdiğimiz de "okula denemelerini götürebilir miyim" diye sordu bende "tabi götür istersen hepsini götür sorun değil sormana bile gerek yok" dedim.
Çok üşüdüğü yanaklarının kızarıklığından, ellerinin üşüdüğünden titremesinden belliydi. Üşüdüğü halde, ısınmadan derslerine çalışmaya başladı. Oda dan bulduğum ilk battaniyeyi üzerine örttüm. Ardından telefon geldi, patron bugünkü düğünün iptal edildiğini söyledi, çok mutlu olmuştum çünkü yorgun ve bir o kadar çok uykum vardı.
Bu haberi duyunca çocuk gibi mutlu olarak, Beyza'nın yanına gittim bir sandalye aldım geçtim yanına. Kulaklığımı takarak eski müzik listemi açtım. Şarkıları bir dinlerken masanın üzerinde uymuşum, Beyza da rahatsız etmemek için yukarı kata çıkmış. Uyandığımda geceydi ayrıca Beyza öksürüyordu, odadan çıkıp yukarı kata giderken duydum. Uyumuş ve öksürüyordu, gece gece doktora götüremezdim daha da kötü hasta olmasını istemedim. Ateşi de vardı, hiç uyandırmadan birkaç tane battaniye getirdim. Terlerse ateşinin düşeceğini, hastalığının azalacağını düşünerek örttüm, sabah da doktora gide bilirdik.
Sabaha kadar bekledim, o iyi olmadan iyi olduğunu görmeden uyku girmedi gözüme. Sabah saat altı olduğunda ateş geçmiş, öksürüğünde öyle. Bugün kahvaltı sırası onda olsa da uyanmadan ben hazırladım. Uyandırdığım da sesi öksürmekten adeta gitmişti, gece kaç kez uyandırıp hastaneye götürmek geldi aklıma... Sağlık ocağına gidelim mi dedim hayır, iyiyim dedi. Tamam iyi hissediyorsan gitmeyelim dedim. Bir insan nasıl ders çalışmayı aksatmadan yapar örnek olarak Beyza'yı göstere bilirdim. Yemekten sonra çok dersim var diyerek derse koştu. Nasıl bu kadar azimli olduğu beni çok şaşırtıyordu.
Okula gitmeden önce istediği gibi tüm yeni eski denemelerimi dosyaya koyarak verdim. Okula gidince de bende az yattım. Yarın Beyza'nın doğum günüydü ve şimdiden çok fazla heyecanlıydım, onun kusursuz bir şekilde mutlu olmasını istiyordum. Her şeyim hazırdı sadece pizza hazır değildi o da yarın olacaktı, pasta da aynı şekilde.
Uyumadım, çay yaptım bir fincanla beraber üst kata çıktım. Dışarı da ne gördüysem ne anlamlar verdiğini gördüysem yazdım. Biz insanlar doğayı o kadar pisletiyoruz ki doğa bile karşı koyamıyor.
Bugün yazdığım son deneme de Galata Kulesi ile ilgili bir yer geçti. Oraya hiç gitmediğim için yapılacaklar listeme "Beyza ile Galata'ya çıkmak" yazdım. Yazın yapacak olduğumuz her şey vardı.
Saatler sonra Beyza okuldan eve heyecanlı bir şekilde eve gelerek, "Sana çok büyük bir sürprizim olacak yakında göreceksin" dedi. O kadar mutlu ve heyecanlıydı ki bende bir anda meraka girdim. Sadece doğum gününe hazır ol dedi bende tamam dedim gülerek.
Doğum günüm bir hafta sonra cumartesi günüydü, hastanede 4 yıl boyunca doğum günümü kutlamış ben onu hatırlamasam bile, o hep kutlamış.
Mutluluktan hiç ders çalışmadı ayrıca. Dayanamadım ne olduğunu sordum olmaz sabret dedi. O gece hiç uyumadı, bu kadar çok mutlu olması beni de mutlu etmişti ayrıca okuldan gelirken denemeleri de getirmedi geri. Belki de çantasında tır hiç sormadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOSTLUĞUM
Mystery / ThrillerEmir akıl hastanesinden çıkıp yakın arkadaşı olan Beyza ile mutlu bir şekilde yaşamaktadırlar. Akıl hastanesinde ki arkadaşı olan Murat bir gün karşısına çıkar Soner, Seda ve Semih'in öldüklerini söyler, fakat şöyle bir gerçek vardır ki Seda'nın ölü...