Doğum günü sabahı erkenden okula giden Beyza şaşırtmıştı beni, yemek yemeden gitmişti üstelik okula. Çıkmadan bir mektup bırakmış;
"Emir benim okulda işlerim çıktı o yüzden erkenden gidiyorum, akşam geç gelirsem merak etme..."
Kesinlikle şu an etmiyordum merak. Bütün aldıklarım, denemelerim ayrıca saati bir yere koydum ardından zil çaldı, kapıya yöneldiğimde faturacı olduğunu fark ettim. Faturacı giderken bende faturayı kapının yanında ki dolabın içine koyarak çıktım. Beyza'nın sevdiğini bildiğim elmalı şeker almak için marketin yolunu tuttum. Markette ki dayı ilk defa beni bu kadar mutlu görüyor olmalıydı ki aldığımın iki katını ücretsiz vermişti. Havanın soğukluğundan her yer boştu, yan komşumuz olan Hatice teyze de bu havanın soğukluğunu aldırış etmeyip balkonuna geçmiş kahvesini içiyordu. Ardından bakkalın iki mahalle arkasında ki pastaneye gittim, Beyza'nın sevdiği çilekli pastadan alarak çıktım. Sokağın karşısında bir adam arabaya yaslanmış öylece hareketsiz bekliyordu yerde de içki şişesi duruyordu. Arabanın sahibi geldiğinde adamı iteklediği gibi sarhoş adam yere yığıldı, ayağı kalkıp hiçbir şey olmamış gibi ileri gitmeye başladı.
Eve geri döndüğümde, aldıklarımı dolaba koydum çıkmadan önce bir yere koyduğum her şeyi alıp üst kata çıktım. Yapacak olduğum sürpriz de balonlar olmayacaktı ya da süsler, çok farklı olacaktı. Denemelerimi tek tek bir araya getirirken telefonum çaldı arayan kişi patronumdu. Beni izin verse de işe çağıran patronuma hastayım diye yalan söyledim, bir kereliğine bir şey olmazdı herhalde.Birleştirdiğim denemeler 20 sayfaydı, tanıştığımız günden bu yana kadar olan her şeyi yazmıştım bu 20 sayfalık deneme de.
Yavaş yavaş akşam olurken bütün hazırlıkları bitirmiştim, Beyza'yı bekliyordum. Saat daha erken olduğu için dışarı çıktım, her yerden polisler itfaiyeler gidiyordu, olayın ne olduğunu tam bilmesem de arkalarda büyük bir ev duman vardı. Dumanın merkezine giderken birkaç kişinin dedikleri birkaç şeye şahit oldum;
"Evi yakanlar, onları hiç sevmiyorlardı ayrıca kan davaları vardı."
Sorunu neden evi yakarak çözümlemişler ki?
Dumanın geldiği eve vardığımda evden başka her şeyle karşılaştım, ev yoktu sadece közleri ve evim yanıyor diye bağıran aile. İki katlı tahtadan olma ev kül olmuş resmen peki bunu yapanlar kazandı mı bilinmez.Çok beklemeden geri döndüm. Beyza belli ki halen gelmemişti zaten gelmesi zor, saat daha erkendi.
Kafamı karıştıran şey pizzalar oldu, ona da güzel bir çözüm bulmuştum. Hazırladığım tüm şeyler öylece kalacaktı Beyza eve geldiğinde şaşıracaktı ayrı olarak beni göremeyince de.
Birkaç saat sonra pizza almak için dışarı çıktım, şehrin en güzel pizzası olan yere gittim. Siparişleri vermeden Beyza'yı aradım; "Yoldayım geliyorum" dedi bende "çok yaklaşınca ara" dedim, gülerek tamam dedi. Eğer düşündüğüm her şey olursa çok güzel olacaktı, sakin ve bir o kadar sade gibi görünse de gerçekten çok güzel olacaktı.
Beyza aradığı gibi verdiğim siparişleri alarak çıktım, eve hızlıca vardığımda Beyza'yı eve girerken gördüm.
Eve girince bende hızlıca kapıya yöneldim, kapıya yavaşça vurarak bekledim. Denemeleri okuyor olmalıydı ki sesli sesli okuyordu.Kapıyı açtığında hiçbir şey olmamış gibi davrandım, onun mutluluğunu şimdiden gözlerinde görüyordum. Daha hiçbir şey başlamadan pizzaları yedik o da denemeleri okumaya devam etti. Son sayfaya geldiğinde hızlıca üst kata çıktım, saati cebime koyarak mutfağa indim.
Pastayı, şekerleri çıkardım önce şekerleri büyük bir kâseye koydum ardından pastayı bir tabağa koydum, pastanın mumunu yaktığım gibi ışıkları söndürdüm. Ardından ikisini de alıp, "İYİ VARSIN İYİ Kİ DOĞDUN BEYZA!" diye bağırarak içeri girdim. Çok şaşırdı, gözlerinde ki mutluluk anlatılamazdı. Pastayı, şekerleri masanın üzerine koyarken cebimde ki hediyeydi gördü" o ne?" Diye sordu bende duymamış gibi yaparak pasta ve şekerleri masaya koydum.
Pastayı kesmek için bıçak almaya mutfağa giderken bende hızlı sessiz bir şekilde odasına girdim, cebimden hediyeyi çıkarıp çalışma masasına koyarak çıktım.
Mutfaktan gelirken "bugün hiç eğlenmedim" dedi "neden ki?" Diye sordum "hiç içten gelmedi sıkıldım" dedi. Ardından bıçağı masaya koydu "çok mutlu ettin beni, iyi ki varsın" diyerek sarıldı. Bende "sende iyi ki varsın mutlu ol tabi" dedim.
Hediye almamış gibi dursam da masasında duruyordu. Gece saat 03:40'olduğunda film izliyorduk bende mısır patlatmak için mutfağa gittim. Ardımdan "hazır ol!" Diye bağırdı, "Neye?" Dedim "bekle" dedi. Mısırları alıp geri döndüğümde tekrar sordum, sabret dedi gülerek.
Duygulandığı o kadar çok belliydi ki hiçbir şey demedim.
Tam hatırlayamadığım ilk tanışmamızı en ince ayrıntısına kadar anlattı, eski arkadaşlarını onu bir gün sevip diğer gün giden arkadaşlarını anlattı. Beni ilk günden beri gerçekten sevdiğini söyledi. Ben hastanede iken neler yaptığını söyledi. Beyza benim sadece dostum değil, ablamdı bende onun kardeşi biz kısaca abla kardeş gibiydik. Dediğim gibi onun mutluluğu için her şeyi yapmaya hazırım.
Film bittikten sonra "beni bugün çok mutlu ettin" deyip sarıldı, mutlu oluşu beni de çok mutlu etmişti. Etrafı hızlı şekilde toplayıp o odasına bende hızlıca yukarı kata çıktım. Aradan 15 dakika geçtiğinde bir ses geldi "Emir sen ciddi misin?" Dedi. Odasından çıkıp hızlıca geldi bende uyumuş gibi yaptım ellemeden geri aşağıya indi gülerek, mutlu şekilde.
Birkaç dakika uyumasını bekledim ardından kalktım, bir kâğıt aldım, alma hayali kurduğumuz en iyi arkadaş bilekliğini iki gün önce almıştım onu da çıkardım. Kâğıda SENİN İÇİN HER ŞEYİ YAPARIM yazdım, bilekliğin tekini alıp yavaş adımlarla odasına girdim. Katladığım kâğıdı masasının üzerine koydum kâğıdın üstüne de bilekliği. Uyurken saatle uyumuş.
Geri yukarı çıkarken bende bilekliğin tekini takıp yattım. Heyecandan, mutluluktan uyuyamadım. Bugün hafta sonu olduğu için Beyza ile dışarı çıkıp istediği yerlere gitmek istiyordum. Hızlıca sabah olması için heyecanla uyudum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOSTLUĞUM
Mystery / ThrillerEmir akıl hastanesinden çıkıp yakın arkadaşı olan Beyza ile mutlu bir şekilde yaşamaktadırlar. Akıl hastanesinde ki arkadaşı olan Murat bir gün karşısına çıkar Soner, Seda ve Semih'in öldüklerini söyler, fakat şöyle bir gerçek vardır ki Seda'nın ölü...