|16|

13 2 0
                                    

Semih'in yanına gitmek için hazırlanıyordum, önce hastaneye gidecektim ardından da Semih'in yanına gidilecekti. Beyza okula gitmiş, salonda ki masanın üzerine bir mektup bırakarak gitmiş sanırım. Mektubu aldım, okumaya başladım:

Şimdi okula gidiyorum kendine dikkat et olur mu Emir, okul çıkışı gelmeye çalışacağım. Sen bana haber verirsin olur mu? Her şeye hazırlıklı ol sana tuzak kuruyor bile olabilirler, bu işin sonunda ablan olarak tamamen mutsuz kalmak istemiyorum. Bunlar bitsin çok mutlu olacağımıza kesinlik verebilirim hatta buradan bile gideriz uzaklara, seni seviyorum dikkat et kendine...

Sonunda mutlu olacağımıza kesinlik verebilirim.

Dışarı çıktım sabah saat 11:05, durağa doğru yürüyorum. Düşünüyorum kendi kendime dün okuduğum yazı halen aklımdaydı, eğer tuzak olursa olmasını hiç istemiyorum çünkü Beyza'nın üzülmesini hiç istemiyorum. Murat eğer kötü bir şey yaparsa bu sefer hayal olarak o kalacak. Seda'yı bıçakladı gözlerimin önünde, sonra bunu Soner duydu atladı ardından Semih hepsi yalan mıydı bunların? Belki de ben biraz daha kalsaydım Beyza'ya Emir öldü diyeceklerdi belki de şu an o gelen davetiye üzerinde Emir ve Selin yazacaktı belki de şu an burada giden ben değil Beyza olacaktı, her şey olabilirdi olabilir de...

Otobüsüm geldiğinde içimde bir his vardı sanki birisi beni takip ediyordu ama arkama sağıma soluma baktığımda hiçbir kimse yoktu ya da ben mi fark etmiyordum bilmiyordum, az önce otobüse bindiğimde hiç kimse yoktu okul çıkışı olmasına rağmen çok az kişi vardı, çoğunun gözü bende öyle anlamsız anlamsız bakıyorlardı.

Geçen gün gibi hastaneyi ilk gördüğümde sebebini bilmediğim bir ürperti geldi, otobüsten indim hızlıca hastaneye gidiyordum etrafımda ki yerleri keserek gidiyordum, hiçbir hareketlilik yoktu bir ara arkamdan ses geldiğinde gelen sese kadar gittim ama kimse yoktu. Hastaneye girdim, boğucu bir hava vardı müdirenin yanına çıkıyordum ki bir anda karşıma çıktı. "Seni bekliyordum bende Emir, hazır mısın gidelim?" "Hazırım, gidelim" dedim.

Çıktık hızlı adımlarla ilerliyorduk, bana döndü "özel taksi çağıralım mı?" Diyerek sordu. Ben bu kadına hiç güvenmediğim için "hayır, otobüsle gidelim nereye gideceksek" dedim, kısık bir sesle "istediğin gibi olsun" dedi.

Otobüs 10 15 dakika geçmeden gelmişti, aynı şekilde geldiğim gibi çok dolu değildi otobüs. Kadın benimle hiç konuşmuyordu, geçen günkü gibi heyecanlı stresli de değildi gayet sakin ve cesur gibiydi. Belki de bu sefer Murat' a inanmamıştır, bilemeyiz ben yine de her şeye dikkatli olmalıydım.

Az sonra inecek olduğumuz yere gelmiştir, direk hastane yolundan gidiyorduk burası baya kalabalık büyük bir hastane idi.

Kadın Semih'in odasını biliyordu, sol tarafta ki koridordan ilerleyip bir asansöre bindik 6. Kata çıkacaktık. Asansörden inip sağ taraftaki koridordan 1281 yazan bir odaya girdik. Karşımızda iki tane yatak ikisinde perdeleri çekili televizyon açık klasik bir şarkı çalıyordu. "İşte geldik" dedi kadın ardından sol tarafta ki yatakta hareketlenme başladı perdeyi çekti. Kadın "Semih nasılsın?" diye sordu "iyiyim" diyordu fakat gözleri bendeydi. İlk gördüğümde çok tanıyamadım çok çökmüştü gözlüğünü taktı tekrar baktı "Emir sen misin? Neden geldin ne işin var burada?" Diyordu korkmuş şekilde ya da korkutulmuş bir şekilde.

"Her şeyi anlatacağım Semih" dedim. "Benim hastaneden çıktığım günü hatırlıyor musun Semih?" "Az çok hatırlıyorum üzülmüştüm ama mutlu da olmuştum" "neden mutlu oldun ki?" "Murat' ı hatırlıyor musun Emir? Emin ol gitmeseydin şu an burada olamazdın, Seda öldükten sonra sıra sende idi ama sen gitmiştin o da devam olsun diye Soner'e gözünü dikmişti ardından bunları ben senin hikâye yazdığın yere yazdım bir gün okursun diye, demek ki okudun ve geldin buraya. Sana bir şey söyleyeyim mi Emir? Murat tam bir psikopat hastaları kışkırtıyordu ardından izliyordu kavga edişlerini ölenleri yaralananları oturmuş izliyordu. O adamın fişi birisi çekmesi gerekiyor polisten kaçtığını biliyor muydun? Sanırım hayır çünkü sahte kimlik ile geziyormuş yıllardır. Sabıkası çok eskiye dayanıyor yani." "Ben bunları bilmiyordum işte" kafam karışmıştı acilen Murat'ın yakalanıp polise verilmesi gerekiyordu.

"Semih sen ne kadar yazdın benim bu hikâye yazdığım yere?" " Bilmiyorum ki ona tek ben yazmadım Murat da yazdı birkaç kez" dün okuduğum yazıyı aldım "şunu sen mi yazdın bir baksana?" Şaşırmıştı bana bakarak "ben böyle bir şey yazdığımı hiç hatırlamıyorum ama Murat'ın yazdığından eminim" dedi. " ben en son yazdığımda Soner de intihar etmişti, her şey çok kötü oldu ama Murat'ın ne olduğunu anladığın ve peşini bırakmadığın çok belli sana yardım edeceğim buradan. Murat buraya gelemez merak etme dışarıda gördüğün insanların hepsi sivil polis hepsi onu arıyor ve girenleri kafası eğik olanları kaldırıyorlar ağır denetim var yani buralara gelemez"

Buraya gelememesi beni mutlu etmişti.

DOSTLUĞUM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin