3

1.8K 131 11
                                    

 Ayhan adımlarını bitkinlikle sıralamaya başladı. Kendini o kadar yorgun hissediyordu ki asfaltın üzerine kendisini bırakabilirdi. O kadar ki yorgun hissediyordu.  

 Sokakta okuluna doğru yürümeye devam ediyorken, gözleri kısaca koyu renklerin hakim olduğu sokağı cıvıl cıvıl hale getiren çocuk parkına kaymıştı. Biraz erken çıktığından dolayı hızlıca parka ilerledi ve fazla vaktini burada geçirmeye karar verdi. Derin bir nefes aldı ve ardından salıncağa doğru koştu. Diğer tarafta bir çocuk sallanıyordu fakat ona yakın olan salıncak boştu. Hızla oturmaya çalışıyorken, salıncağın zincirlerinin ondan uzaklaştığını fark etti. Kafasını kaldırdığında yine onunla karşılaşmıştı. Ciddi anlamda sinirlerini bozmaya başlıyordu ve sabır taşı çatlama noktasına gelmek üzereydi. 

İkisi de salıncağın zincirini bırakmıyordu. İkisinin de gözleri istemsizce kısılmıştı. Ortalıkla bir rekabet rüzgarı esiyordu. 

Ayhan salıncağı kendisine doğru çekince, o da kendisine doğru çekmişti. Yüzüne tükürme isteği baş gösterirken buna engel olmak için hiçbir neden görmüyordu fakat bu kadar da pisleşmezdi.
Salıncağı bırakmamakta ısrar eden iki taraf, fazlasıyla inatçıydı. Ayhan pekte umursamadan, onu hızla itti ve salıncağa kendisi kuruldu. Kıymetlisinin üzerine düşen genç adam hızla ayağa kalkmıştı.

"Sende camış gibi güç var." dediğinde Ayhan istemsizce ona ters bir şekilde bakıvermişti. Bu elinde değildi. Sonuçta ona hakaret edilmişti ve sinirleri bozulmuştu. 

"Sende de görüyorum ki işlevini yerine getiren bir beyin yok." dedikten sonra keyifle salıncağına oturmuştu. Genç adam içerisindeki tuhaf intikam duygusuyla ayağa kalkar kalkmaz onu salıncaktan itmiş ve çevredeki annelerin tuhaf bakışlarının radarında kalmıştılar.

"Geri zekalı!" 

Ayhan'ın bağırmasıyla beraber okul formasının dizine denk gelen kısmının kan içerisinde kalmasıyla, genç adam biraz endişelenmişti. Elinde olmayan sebeplerden dolayı bunu yapmış ve arkadaşının dizinin kanadığını görünce bir küçük çocuk kadar üzülmüştü. Hemen o kabul etmese bile arkadaşının yanına gidip dizini hiç iğrenmeden kavramış ve incelemeye başlamıştı. Ayhan onun ne yapmaya çalıştığını bilemese de bu kadar yakınında durması onu rahatsız etmişti. 

Gözleriyle ona bakmadan karşı kaldırıma bakmaya devam etmiş ve onun çekilmesini beklemeden sanki o yokmuşçasına ayağa kalkmıştı. Tuhaf davranışlarına anlam veremiyordu fakat herkesin kendine özgü davranışı ve mimikleri vardı. Bu yüzden yeterince sorgulamıyor ve kafasında bunu bir kenara atmayı iyi biliyordu.

Daha fazla umursamadan ve ona sinirini belli etmeden uzaklaşmaya başlamıştı. Kendi başına salıncakta eğlenmeye devam edeceğini düşünen Ayhan, çok yanlış düşünmüştü. Zira, arkadaşının canını yaktığı için kötü hisseden genç adam ona bir şeyler deme gereğinde hissediyordu. 

Adımlarını Ayhan'a yetişmek için hızlandıran genç adam, boyunun ondan fazlasıyla uzun olmasının avantajını kullanıyordu. 

"Dursana! Özür dilerim, canın yandı mı?" 

Ayhan şaka yapıp yapmadığını kontrol etmek amacıyla arkasını dönmüş ve onun gözlerinin içerisine bakmıştı. 

"Çok kızdın mı ? Neden öyle bakıyorsun ?" Seri bir şekilde soru sorduğunda, Ayhan gözlerini devirmek adlı işlemi yapmamak için kendini fazlasıyla zor tutuyordu. 

Sık sık sorduğu sorular ve panik davranışları ona tıpkı bir çocuğu anımsatıyordu. Saf olarak davranmayı bilerek mi yapıyordu, bilmiyordu fakat oldukça garipsiyordu. Bir şey demeden arkasını dönüp yürümeye devam ettiğinde "Özür dilerim." demişti tekrar. 

Elma ŞekeriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin