9 Doktor

844 91 6
                                        

 Ayhan hafta sonunu tamamen Hûda için ayıracaktı. Kişisel olarak onunla ilgilenmese bile onun psikolojik sorunu ya da hastalığı hakkında bilgiler edinecekti ve bu ona nasıl davranması gerektiği konusunda ışık tutacaktı ve yeni bir şeyler öğrenecekti. Bu yüzden biraz heyecanlı olsa da Hûda için bu duruma hevesliydi. Özellikle annesi ile tanıştıktan sonra bir şeyler için daha fazla çabalaması gerektiğini hissediyordu. 

 Babasının da tatil günü olduğu için, onu arabasıyla bırakmasını rica edecekti fakat babasının yanında bu konu hakkında daha rahat soru soramayacağını düşünmesinden dolayı bunu istemiyordu da..

 Çay fincanını fazla havada bekletince, düşündüğü birkaç ufak çözümlü sorulardan dolayı içmeyi unutmuştu. Babasının gazetesinden kafasını kaldırmasının tek sebebi kızının fazla durgun olduğunu fark etmesiydi. Gazetenin altından tek gözü ile Ayhan'a bakmaya başlamıştı. 

"Ne oluyor?" 

Ayhan deryalara daldığından ötürü irkilmiş ve birkaç damla çayı eline sıçratmıştı. 

"Bir şey olmuyor baba!" 

Birkaç damla yüzünden sızlayan elini kısaca üfledikten sonra çatalını alıp, peynir dilimine saplamıştı. Yine aynı düşüncelere daldığından dolayı, babası bu sefer sinirlenmiş ve ne olduğunu öğrenmek konusunda ısrarcı olmuştu. 

"Söyler misin?" 

Kızını bu şekilde düşünceli ve efkarlı görmek hoşuna asla gitmiyordu.

"Doktora gideceğim." Ayhan babasının tepkisinden sonra bunu yanlış bir zamanda ve eksik söylediğini fark ediyordu. 

"Nasıl ? Neyin var?" 

Kollarıyla masadan destek alarak babasına bakmış ve kafasını olumsuz anlamda sallamıştı. "Hayır, benim için değil." dediğinde babası durumu kesin olarak anlamıştı. 

"Anladım." 

Babasının kendisini direkt olarak anlamasına bayılıyordu. Belki de babasındaki en sevdiği özellik bu olabilirdi. 

"Seni bırakırım." 

Ayhan'ın ağzındaki peynir ile gülümsemesini babası istemese de dahi, olan olmuş ve peynir parçaları ağzından onunla beraber gülümsemişti. Kısa bir sessizliğin ardından, babası gazetenin altından "Seninle gurur duyuyorum." demiş ve Ayhan'ı yeniden duygulandırmıştı. 

"Umarım, güzel sonuçlar alırsınız arkadaşınla beraber." gülümsediğinde sessizce eşlik etmişti. 

"Umarım." 

Hızla ağzına birkaç şey tıkıştırdığında, babası kahvaltısını bitiremeden masayı toparlamaya başlamıştı bile. Babası kızının heyecanını anladığından dolayı, çok da tepki göstermeyip hızlıca gazetesini katlayıp sandalyenin üzerine bırakmıştı. 

 Evden çıkmadan evvel, Hûda'nın annesine haber vermessi gerektiğini düşünerek kısa bir mesajla onu bilgilendirmişti. 

Babası ile beraber yola koyulan Ayhan, dikkatle yolları inceliyordu. Doktora neler soracağını kafasında bir liste haline getirmeye çalışıyordu. Güzelce her şeyi öğrenecekti. 

 Babası arabayı durduğunda Ayhan, anlam veremediği bir şekilde heyecanlanmaya başlamıştı. Ne yapacağını bilmemesinden ziyadesiyle korkuyor ve bir sorumluluk daha alma yolunda adım adım ilerliyor ve bunu resmileştiriyordu. Üzerindeki gerginliğin asıl sebebi, Hûda'nın normal biri olup olmayacağının cevabıydı fakat üzerindeki bu gerginliği atamazsa sağlıklı bilgiler edinmesi zor olacaktı. Bu yüzden sessiz bir şekilde etrafına bakınarak binadan içeri girmişti. Babası onu arabada bekleyeceğini söylemiş ve kızının tek başına bir şeyleri başabilmenin verdiği o hoş gururu yaşamak adına arabasında beklemeye başlamıştı. 

Elma ŞekeriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin