18 Merdümgiriz

778 81 14
                                    

Merdümgiriz : Kalabalıkları sevmeyen, insanlardan kaçan, çekingen kişi. 

Mert (insan) + girizgah (kaçacak yer). Farsça kökenli bir kelimedir.

♫ Eminem - Cinderella Man ♫

 Mezuniyet için heyecanlı olmayan tek kişinin Ayhan olması, oraya gitmeyeceği anlamına gelmezdi. Bu gibi günler en çok babası için önem taşırdı ve hatıralar unutulmazdı. Artık babasının dışında bir sebebi daha oluşabilmişti. Hûda için de orada bulunmasının ne kadar önem taşıdığını bildiğinden gidecekti. Sırf onun için bile gidiyor olabilirdi. Sonuçta koskoca bir seneyi Hûda ile geçirmişti. 

 Babası ve Hûda her ne kadar elbise giyme konusunda Ayhan'a baskı yapsalar da, denediği her şey üzerine fazlasıyla emanet durmuştu. Yine rahat edemeyip, istediği gibi yüksek bel bir kumaş pantolon üzerine de Ayhan'ın alışılagelmemiş şıklığı yakaladığı bir büstiyer ile mezuniyet törenine gitmeye karar vermişti. Giydiği topuklu ayakkabılar ile Hûda'nın boyuna az da olsa boyuna yaklaşabilmiş ve yan yana durduklarında hoş bir görüntü yakalamışlardı. Hûda'nın annesi onun yaşına gidebilecek güzel bir makyaj yapmış ve Ayhan'ın suratındaki o marjinal görüntüyü daha feminen bir hâle getirmişti. 

 Ayhan, babası, Hûda ve annesi evden çıkmak için son kez kontrolleri yapıyorken, çocukları için hiçbir şeyin eksik olmadığına emin olmuşlardı. Ayhan ve babasının evinde Ayhan'ı iyi göründüğüne ikna etmeye çalışan üç yetişkin vardı ve bu dil dökme süreci oldukça uzun sürüyordu. Zira, kırk beş dakika sonra tören başlayacaktı ve onlar hâlâ Ayhan'ın dışarıdan tuhaf göründüğünü düşünmesi yüzünden evden çıkamıyorlardı. 

"On yaş büyümüş gibi hissediyorum." dediğinde oturduğu tekli koltuktan kalkmaya niyeti olmayan Ayhan, gülmesini durduramayan Hûda'ya sinirle bakıyordu. 

"Komik mi lan?" diye sorduğunda Hûda kahkahalarının arasından cevap vermeye dahi zorlanıyordu. 

"Evet, komik tabi." dedikten sonra annesine döndü. 

"Anne. Bu Ayhan, yaşıtlarının oraya nasıl geleceğinden habersiz. Onu, oraya gittiğinde diğerlerinden çok sade kalacağına dair ikna eder misin?" dediğinde Hûda'nın annesi tekli koltuğun karşısında sabitlenmiş bulunan orta sehpanın üzerine oturmuştu. 

"Ayhan, Hûda doğru söylüyor bak. Oraya nasıl elbiseler ile gelecekler haberin dahi yok. Bir parça makyaj ve hafif şık bir üstle kesinlikle abartılı olmadın. Gayet sade ve kibar duruyorsun. Ben şaşırdım açıkçası daha sevimli ve pembemsi bir şeyler bekliyordum." dediğinde dalga geçtiğini anlayan Ayhan, gülmeye başlamıştı. 

 Kendisinin uzaktan yakından pembe rengiyle alakası olamazdı. Giydiği renkler, kullandığı tarz parçalar gayet belliydi. Sadece moralini yükseltmek adına kurulan cümleler olduğunun da farkındaydı. 

"Gerçekten içimde ufacık gitme isteği yok yani. Mezuniyet sadece Hûda olduğu için mantıklı geliyor. Sonuç olarak okul hayatım bitmiş değil." dedikten sonra yavaşça koltuktan kalktıktan sonra kumaş pantolonunun üzerine konan birkaç tane tozdan bacaklarına vurarak kurtulmuştu. 

"Gideceğiz yani illa ki ama canım hiç çekmiyor." dedikten sonra işaret parmağını Hûda'ya doğru doğrultmuştu. "Kıymetini bil." dedikten sonra önde Ayhan olmak üzere herkesin evden çıkacağı zaman,  aklına bir şey gelmiş gibi durduktan sonra diğerlerinin de duraksamasını sağlamıştı. 

"Ne oluyor, Ayhan?" Yasemin, meraklıca sormuştu. Kesinlikle bir sorun çıkmasını istemiyordu. Toplu yapılan her işte bir pürüzün baş göstereceğini düşünürdü. Bu yüzden çocukların keyifleri kaçacak diye ödü kopuyordu. 

Elma ŞekeriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin