Ayhan, Hûda ile konuştuğu tüm detayları babasına anlatmış ve çalışmak konusunda ona heves kazandırdığından bahsetmişti. Babası, kızının her ne kadar üniversite konusunda isteğinin olmadığını bilse dahi, okumasını her baba gibi oldukça istiyor ve ona karşı ümidi asla kaybetmiyordu. İstese yapabileceğini biliyordu fakat bu isteği de henüz yeni yeni arkadaş oldukları Hûda'dan esinlenmesine biraz olsun bozulmuş ve içerlemişti.
Zamanında kızı ile bu konu hakkında güzel ve uzun sohbetler etmiş ve ona akıl verdiğini düşünmüştü. Şimdilerde ise kızı arkadaşı sayesinde bir şeylere adım atma umudunu yakaladığını söyleyince biraz hayal kırıklığına uğrasa bile, sonucunu çok merak ediyordu. İki gencin birbirlerine bu şekilde destek olması onu hem gururlandırıyor hem de bir baba olarak çok sevindiriyordu. Aynı zamanda Hûda'ya karşı olan merakı git gide artıyordu. Hûda'nın annesi kendi kızıyla tanışabildiyse, baba olarak o da Hûda ile tanışma hakkını kendinde bulabilirdi fakat kızının bunu kendi isteğiyle yapacağını düşündüğünden pek bir şey söylemek istemiyordu.
Derin bir nefes aldı ve kızının kitapçıda bir sağa bir sola koşturmasını izlemeye başladı. O kadar hevesle kitapları seçiyordu ki, - telefonda Hûda'nın tavsiye ettiği kitaplara göz atarak seçtiğinin de farkındaydı- hem mutlu oluyor hem de kızının başarabileceğine olan inancı daha da artmıştı.
Babası olarak ona tüm imkanları bıkmadan sunmuş ve kaynak olarak her şeyi sağlamıştı fakat bu sunuşlar, onun isteği olmadan hiçbir işe yarayamazdı. Bu yüzden içerisindeki bu umudun yeniden yeşermesine mutlu olmuştu.
Elindeki sekiz kitapla babasına yaklaşan Ayhan, gülümseyerek ona bakmaya başlamıştı.
"İki tane daha alabilir miyim baba?" sevimli bir şekilde burnuna kadar sıra olmuş kitapların arkasından gülümsemeye devam ediyordu. Hûda ile aldığı denemenin haricinde iki deneme daha almıştı.
"İstediğini alabilirsin, sormana hiç gerek yok."
Babasının alabileceğinin farkındaydı fakat yine de ondan müsaade istemek hoşuna gidiyordu. Sonuç olarak babasının kazandığı para normal geçim kaynağının üzerinde sayılırdı. Rahat olabilirlerdi fakat yine de birden fazla kitabı bu şekilde aynı anda almak konusunda babasından müsaade istemesi gerektiğini düşünmüştü.
Kitapların ücretini ödedikten sonra babasıyla beraber arabaya taşıyıp, evlerinin yolunu tutmuşlardı. Bugün hafta sonu olduğundan Hûda'nın bahsettiği konu eksiklerini tamamlamak için hem de Hûda'nın, Ayhan'ın babasıyla tanışması açısından güzel bir fırsat olacağını düşünüp onu evine davet edecekti.
Eve giriyorken, babasının herhangi bir izin vermeme durumu olacağını sanmıyordu. Direkt çekinmeden söylemişti.
"Baba, eksik konularım için Hûda bize gelebilir. Hem de tanışmış olursun ve davranışlarını vs görürsün. Tabii denk gelirse." dedikten sonra babasının bugün aklından geçenlerin, gerçekleşmesiyle mutlu bir şekilde kafasını onaylar anlamda sallamıştı. Hem arkadaşını merak ediyor hem de senenin sonunda hangi üniversiteye yerleşecekleri konusunda sabırsızlık duyuyordu.
Heyecanla koşturarak odasına giden Ayhan, kitaplarını yerleştirmiş ve Hûda'yı aramıştı. Yaklaşık birkaç saniye sonra telefonu açılmış ve uykulu ses tonu kulağına ilişmişti.
"Haydi bize gel."
Uykusundan yeni uyanan Hûda nevri dönmüş bir şekilde heyecanla kulağında söylenen Ayhan'ı dinliyordu.
"Neden, bir şey mi oldu? İyi misin, baban nerede?" hızla ve panikle sorduğu sorula karşın Ayhan, şaşırmıştı çünkü kendi teklif ettiği şeyi hatırlamıyordu ve bu onu sinirlendirmeye başlıyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elma Şekeri
ChickLitGenç kız karşısındaki oğlanın nasıl bir sorunu olduğunu bilmiyordu. Yaşına göre oldukça garip davranışları onu sinirlendiriyor, bir yandan da merak içerisinde bırakıyordu. Engel olamadığı bir şekilde sürekli onunla aynı ortamları paylaşıyor ve arkad...