Meyus : Arap dilinde olaylar karşısında düşülen bıkkınlık, yorgunluk hali ve karamsarlığı ifade eder.
İki gün içerisinde olan olmuş, Ayhan'ın çıkardığı sayıldığı olay ve verdiği hasar öğretmenlerinin kulağına kadar gitmişti. Yapılan ve yanlış olarak görülen davranışların, doğrulardan daha hızlı yayıldığı bir çevrede ufacık bir hata fazlasıyla büyütülürdü. Ayhan ve Hûda'nın başına gelecek şey ise tam olarak bu olacaktı.
Velilerine çoktan haber yollanmış ve Hûda'nın annesi, Ayhan'ın da babası şaşkınlıkla ne yapacaklarını bilememişlerdi. Özellikle Hûda'nın annesi Yasemin, böyle olaylara hiç ama hiç alışık olmamasından kaynaklı oğlunun başına bir şey geldiği düşüncesiyle fazlasıyla paniklemişti.
Velilere giden haber yine ikili okuldayken yapıldığı için, çocuklarına ulaşım sağlayamamış ve ekstra merak etmişlerdi. Sonunda oğluna öğle arasında ulaşan Yasemin, hızla sorularını eksik etmemişti.
"Oğlum? Ne oluyor? İyi misin sen, neden çağırdılar beni?"
Ayhan'ın yanında olan Hûda, Ayhan'a korkuyla bakıp, bıkkınlık ile dışarı nefesini üflemişti.
"Anne, sakin ol lütfen. Bir şey yok. Sadece minicik bir olay o kadar. Gelince göreceksin sen de. Hatta benim değil de daha çok Ayhan'ın başı derde girecek gibi duruyor." dedikten sonra aniden telefon suratına kapanmış ve Ayhan'ın telefonu çalmaya başlamıştı.
Kendi babasından önce Hûda'nın annesi aramış ve Ayhan'ı şaşırtmıştı.
"Ayhan, ne oluyor? İyi misin sen? Bir şey yok umarım. Geldiğimde Hûda'nın yanında ol, seni de görmeliyim." dedikten sonra Yasemin'in telaşlı halinin hiç iyi bir izlenim vermediği kanaatine varmıştı.
"İyiyim ben, Yasemin abla. Endişelenme. Benim de babam gelecek, korkma lütfen. Bir şey yok." dedikten sonra içine bir pazarcı tarafından yeşilliklerine su serpilen bir marul gibi hissetmişti. Panikten kulaklarına ulaşan ateş, Ayhan'ın söyledikleriyle boynuna inmişti. Okula gelip, görmeden de içerisindeki stres asla düşmeyecekti.
"Tamamdır, okulda görüşürüz o halde. Birazdan çıkarım."
Derin bir nefes alan Ayhan'ın telefonuna düşen bildirim sonrasında, babasının aradığını ve o sırada Hûda'nın annesiyle konuştuğunu fark etmişti. Daha fazla merakta bırakmadan hemen babasını aramıştı.
"Kızım? Ne oluyor okulda? Kesinlikle okula gelmem söylendi. Toplantıdaydım, şimdi çıktım geliyorum. Gelmeden önce özet geçmek ister misin? Haklı sebeplerinin olduğunu düşünüyorum." dedikten sonra, telefonu arabasının gerekli aparatına yerleştirmişti. Kızının sesi tüm arabanın içerisinde yankılanıyorken, gerçekten konuştuklarıyla daha da güven verdiğini hissediyordu. Kızına, kesinlikle güveniyordu.
"Baba, gerçekten sana söz vermiştim. Biliyorum ama kullanmam şarttı, gerçekten. Hûda'yı çok fena döverlerdi yoksa. Beklemediğin bir şeyi yaptığım için üzgünüm ama yaptım."
Ayhan panikle konuştuğunda, babasının ona tepki göstermeyeceğini biliyordu fakat onu hayal kırıklığına uğratmaktan çok korkuyordu.
"Paniklemene gerek yok, kızım. Ben inanıyorum. Sakin ol, geliyorum şimdi." dedikten sonra telefonunu kapatmış ve hızla arabayı kullanmaya devam etmişti.
Bahçede bekleyen iki yakın arkadaş, ebeveynleri konusunda oldukça eminlerdi. Öğretmenlerine karşı nasıl tepki vereceklerini biliyorlardı.
Hûda'nın annesi Yasemin, okulun büyük demir kapısındaki güvenlik girişinden kendini göstermişti. Koşar adım geliyordu ve panik olduğu her halinden belli oluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elma Şekeri
ЧиклитGenç kız karşısındaki oğlanın nasıl bir sorunu olduğunu bilmiyordu. Yaşına göre oldukça garip davranışları onu sinirlendiriyor, bir yandan da merak içerisinde bırakıyordu. Engel olamadığı bir şekilde sürekli onunla aynı ortamları paylaşıyor ve arkad...