8 Arkadaş

1K 102 24
                                        

 Ayhan, eve geldiğinde tutulacağı soru yağmurunu bildiğinden hiç gitmek istemiyordu fakat orası onun eviydi ve gitmek zorundaydı. Derin bir nefes aldı ve yürümeye devam etti. Tuhaf bir şekilde babasından bu sefer çekiniyordu çünkü ondan habersiz ve emrivaki sayılabilecek bir iş yapmıştı ve asla pişman değildi. Anlatsaydı, emindi ki babası da ona hak verecekti. Bu yüzden rahatlıkla anlatabilirdi fakat yine de çekinmemek elinde dahi değildi.

 Kapının ziline bastıktan sonra, asansörü kullanmadan evine ulaşmaya çalışan Ayhan yolu ne kadar uzatırsa o kadar kâr olduğunu düşündüğünden merdivenleri kullanmış ve eninde sonunda babasının onu tuhaf bir yüz ifadesiyle beklediğine şahit olmuştu. Kaçınılmaz bir gerçekti. 

 Ayhan, yapmacık bir ifadeyle gülümsüyordu fakat babası asla gülümsemiyordu. Kötü bir şey yapmamıştı fakat bilinir bir konuydu ki, babalar kızları konusunda ayrı bir telaşa sahipti. Hele annesi olmayan bir genç kız yetiştiriyorsa, babası daha da çok hassaslık gösterme hakkına sahipti. 

 Sinirini yavaş hareketlerine yansıtan babası, Ayhan için bir anneden farksızdı. 

"Baba, annemin yokluğunu arattırmadığın için teşekkür ederim. Şu suratının hâline bakar mısın?" dedikten sonra sırt çantasını kapının bir kenarına bırakmış ve içeri oldukça mutlu bir yüz ifadesiyle girmişti. 

"Neredesin bu saate kadar sen kızım? Evlerine gitmekle aklından ne geçiyordu?" 

Olayın içerisindeyken tepki göstermeyen babası, genelde olaylardan sonra tepki gösterirdi. O anda kızının keyfini kaçırmak ve gününü zehir etmek istemezdi fakat yine de Ayhan'ın keyfi kaçabilmişti. 

"Hûda'nın annesiyle tanıştım baba. Neden böyle davrandığını öğrendim ve onlara yardım edeceğim."  dedikten sonra babası sakince tekli koltuklardan birine oturmuştu. Bacak bacak üstüne attığında, dikkatini tamamıyla kızına vermişti. Konu dikkat çekici bir hâl alıyordu ve kızının ne yapmaya çalıştığını anlıyordu. Aslında kızının her anında yanında olup, onu yetiştiren tek kişi olduğu için yeterince kızından haberdardı fakat yine de neden bu kadar ilgilendiğini merak ediyordu. 

"Neden yardım etmek zorundaymış gibi hissediyorsun ?" dediğinde Ayhan derin bir nefes almıştı. Şaşkın bir ifadeyle kızına bakmaya devam ediyorken, vereceği cevap karşısındaki aileye davranışını değiştirecekti. Bu yüzden dikkatle dinlemeye devam etmişti.

"Çünkü onun arkadaş sıfatına girebilecek ilk kişi olmuşum. Annesi bunu söyledi. Daha önce ona yardım edecek biri olmamış baba. Çoğu kişi, onun ya maddi durumu ya dış görünüşü ya da iyi niyetliliği için kötü amaçlı yaklaşmışlar ve bu onu asla fark edemiyor. Tedavisi için, sürekli onu telkin eden ve destekleyen davranışlarının doğruluğunu ya da yanlışlığını yüzüne vurabilecek birisi gerekliymiş sanırım anladığım kadarıyla. Daha detaylı bilgi almak için doktorlarının kartını bile aldım." dedikten sonra heyecanla cebindeki kartı babasına göstermek için çıkardı. 

 Babası, kızının heyecanına şahit olduğunda, onun parıldayan gözlerini odanın ışığı altında izlemeye başlamıştı. Bu düşünceliliği karşısında gözleri dolan genç baba, gözlerinin dolduğunu kızından saklayamamıştı. Elindeki kartı yavaşça bacağının hemen yanına indirdikten sonra, babasını beklemediği şekilde üzdüğünü düşündüğünden hayal kırıklığına uğramıştı. Böyle bir tepkiyi ondan beklemiyordu. 

"Baba ne oldu? Yanlış bir şey mi yaptım ? Bir şey der misin? Ben, özür.." lafının gerisi gelmemişti çünkü babası onu kendine çekip kafasını göğüs kafesine yaslamış ve onu sıkıca sarmalamıştı. 

"Seninle gurur duyuyorum." 

Babası, kızının nasıl birine yardım ettiğinden bir haberdi fakat ailevi bir sorun sayılabilecek durumun içerisine dahil olmuştu ve karşılıksız şekilde onlara bir annenin şefkatle çocuğuna kucağını sunması gibi, tüm şartlarını sunmuştu. Bu babasını, kızını yanlış yetiştirmediği konusunda tekrar ispat niteliği taşıyan bir durumdu. O kadar gurur duymuştu ki onunla göğüs kafesinden kalbine kadar içerisine sokarcasına ona sarılmak istiyordu. 

Elma ŞekeriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin