10 Güven

886 87 20
                                    

Güven.

  Nasıl bir kavram olduğundan habersiz olan birçok insan vardı. Ailesinden bile güveni göremeyen, hissedemeyen insanların varlığından haberdar olan Ayhan, babası gibi bir insanın hayatındaki varlığından dolayı müteşekkir oluyordu. O, ailesiyle asla sorun yaşayan biri olamazdı. Ailesi diye adlandırdığı yalnızca babası vardı ve onunla da sorun yaşamayı asla kaldıramazdı. Belki de babası ile bu hayatta yaşayabileceği güvensizlik adı altında pek bir şey olmadığından bunun yaşanması onun için fazlasıyla kötü olabilecek bir şeydi. 

 Babası yönünden herhangi bir şüphe duymayan Ayhan, ilk arkadaşı Hûda'da da bu şekilde şüphesiz güven duygusunu yaşamak hem de yaşattırmak istiyordu fakat ondan yana bir şüphe duymasa da kendisi için şüpheliydi. Yaptığı şey tartışmasız harika ve bir o kadar da değerliydi fakat Hûda bunu bilse nasıl bir tepki verirdi bunu tam olarak kestiremiyor ve hiç rahat hissetmiyordu. 

Doktoruna ulaşması, okulda olan her adımını aslında ondan habersiz bir şekilde takip etmesi onu rahatsız eder miydi? 

 Peki ya güvensizlik yaratır mıydı?

Ya da arkasından iş çeviriyormuş gibi görünür müydü ?

Bunların hepsi kafasında patlamayan birer soru baloncuğu gibi sonsuzca üfleniyor ve şişiyordu. Fazla detaycı ve düşünen biri olduğu için onu kızmak ya da kırmak gibi bir şey yapacağı için korku duyuyordu. Belki de güzel bir üslupla bunu ona söyleyebilir ve randevulara beraber gidebilirlerdi. 

Peki ya kendini hasta psikolojisiyle değerlendirip, Ayhan'dan çekinmeye ve soğuk davranmaya başlarsa.. O zaman Ayhan, ciddi anlamda çok üzülürdü. Bir arkadaşı için bu kadar çabalayıp, bu kadar emek verip, bu kadar düşüneceğini bilseydi belki de onunla hiç arkadaş olmayabilirdi. 

 Sıkıntıyla kafasını çalışma masasındaki kitaplardan birine gömdü. Öylesine amaçsız ve gereksiz şekilde açık duran kitaplardan birine..

 Babasına bu durumu anlatıp, ondan yardım almayı çok isterdi fakat bu konu hakkında kendisini fazla hırpaladığını düşünüp, ona 'Baba Nutuk'u' adı altındaki bir konuşma gerçekleştirebilirdi. Büyük bir sebepten ötürü bunu yapmayı kesinlikle istemiyordu fakat sorup, fikir alabileceği kendi babası ve Hûda'nın annesi vardı. Birkaç gün daha bekleyip buna öyle karar vermeyi düşünüyordu. Bunu düşünerek hiç uyumamış ve gece lambası altında okul saatine kadar beklemişti. Babasının odasından gelen tıkırtı ile uyandığını anlayıp, hemen kendini yatağına gömmüştü. Eğer uyuyamadığını fark etseydi, babası ona kızabilir ve bir sorunu olduğunu düşünüp tüm gün işinde kafasını kızıyla meşgul edebilirdi. Bunu da düşünerek asla, ayakta durmak istememişti. 

 Babası kızının yatak ucuna geldiğinde, kibarca ona dokunmuştu. Kızının uykudan uyandığını sandığından, biraz daha başucunda bekleyip uyandığından emin olana kadar beklemişti. 

"Günaydın!" dedikten sonra hızla odadan çıkan babasının sırtını bir süre izledikten ve odadan çıkışının ardından sessizce etrafına bakınmaya başlayan Ayhan, ne yaptığını kısaca sorgulayıp hemen formalarını üzerine geçirmişti. Saçını hızlıca toparladıktan sonra, odasının kapısını açtığı an telefonuna mesaj bildirimi düşmüştü. 

 Çantasını da omzundaki yerine sabitlediğinde mesajın Hûda'dan geldiğini görebiliyordu. Nerede olduğunu sorup birkaç tane de sevimli suratını belli eden semboller kullanmıştı. Gülümsediğini fark etmeden ses kaydını çoktan yollamıştı. 

"Şimdi evden çıkıyorum. 5 dakikaya parkta olurum." 

Yolladıktan hemen sonra babasının kahvaltı hazırladığını tamamen unutmuş bir şekilde koridorda ilerliyorken, babasının sesi mutfaktan duyulmuştu. 

Elma ŞekeriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin