7

1K 100 43
                                    

Bölüm şarkısı : Nick Jonas - Right Now



 Ayhan kapının önünde Hûda'nın dediklerine bir anlam yüklemeye çalışıyorken, burada mezarlığındaki yerinin kesin olmasına karar verme aşamasındaydı çünkü dediklerinden hiçbir şey anlamamıştı. Tuhaftır ki, ne diyeceğini bilemez bir şekilde kapının önünde kalakalmıştı. 

"Kapıyı aç da sonra küsersin Hûda." dediğinde Hûda hızla kapıyı açmış ve ilk defa evine bir arkadaşının gelmesinin verdiği heyecanla kapıya doğru yaklaşan annesine gülümseyerek bakmıştı. Zira, annesi de en az onun kadar şaşkınlık içerisindeydi. Normal bir şekilde oğlunun arkadaşı evlerine geliyordu ve kapının önünde duruyordu. İçeri girmeden önce annesi de kapının önüne gelip Ayhan'a bakıverdi. 

 Ayhan isminde bir kız olmasından daha çok bu kadar erkeksi yüz hatlarına sahip bir kızın olmasına şaşırmıştı. Kendince çok naif bir güzelliği vardı fakat ciddi anlamda erkeksi bir surat yapısı vardı. Kısaca oğlunun arkadaşına gülümsedi.

 Ayhan'ın da daha önce evine gidebileceği bir arkadaşı olmadığından dolayı, şaşkınca arkadaşının annesine bakıyordu. Ne yapacağını bilmiyordu. Teyzesi gibi konuşacağının iyi olacağını düşünerek kadın ona elini uzatmadan elinden tuttu ve hızlıca salladı. Bu daha çok insanların tanıştığındaki tokalaşmasına değil de Kurban Bayramında hayvan satın alıyorken, satıcı ve alıcı arasındaki o hararetli tokalaşmanın aynısıydı. 

Ayhan kadının elini bıraktığında şaşkınlıkla havada kalan eline bakıyordu Hûda'nın annesi. Eli o kadar sarsılmıştı ki, kolunu omzundan kopacak gibi hissetmişti. Şaşkınlıkla tekrar oğluna baktıktan sonra oğlu hâlâ arkadaşına bakmaya devam eder bir haldeydi.  Tekrar kıza baktığında onu kibarca içeri davet etmiş ve ayakkabılarını çıkardığı için ona artı bir puan vermişti. Normalde iki katlı evlerde halı kullanılmadığından ve bu evde de kullanılmadığından ayakkabı ile girmek gibi bir hata yapabilirdi fakat yapmamıştı. 

Hûda'da Ayhan'ın peşinden gitmek isterdi fakat sürekli burnu aktığı için odasına çıkmayı tercih etmişti. Onu çağırma gereğinde bulunmamıştı çünkü elbette  ki annesi onu yukarı kata Hûda'nın odasına gönderirdi. 

 Annesi, Ayhan'ın karşısındaki koltuğa oturup ona kısaca baktıktan sonra elindeki elma şekeri dolu olduğunu tahmin ettiği poşete bakmıştı. Kısaca gülümsedikten sonra onu düşündüğü fazlasıyla belli olan kıza tekrardan gülümsedi. Ona yürekten teşekkürü o kadar borç biliyordu ki son zamanlarda oğlunu bu kadar iyi görmüyordu. 

Ayhan tam bir şey söyleyecekken kadın lafa girdiği için içerisindeki ettiği duayı sonlandırmıştı. 

"Nasılsın?" 

Ayhan kafasını onaylar anlamda salladıktan sonra "İyiyim teşekkür ederim. Siz nasılsınız?" diyebilmişti. Bu kadar kibar bir cevap verebildiği için kendisini kısa süre içerisinde takdir etmiş ve derin bir nefes almıştı. Bu ne konuşacağını bilememesinden kaynaklıydı. 

Hûda'nın annesi kızın ona 'siz' şeklinde hitabından dolayı fazla gerildiğini düşünerek kibarca tekrar gülümsemiş ve cevap vermişti. 

"Ben de iyiyim, Hûda ile uğraşıyorum işte. Bu arada öyle siz demene gerek yok. Yasemin ismim, istediğin gibi hitap edebilirsin." 

Ayhan kafasını onaylar anlamda salladıktan sonra teyze hitabı için fazla genç olduğunu düşünmüştü. Evet, kesinlikle fazla genç bir anneydi. 

Ayhan boğazını yapmacık bir şekilde temizleyerek sormuştu. 

"Kaç yaşındasınız?" dedikten sonra elindeki poşeti oturduğu tekli koltuğun kenarına sıkıştırmıştı. 

Elma ŞekeriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin