Ayhan hırs ve azmin verdiği o büyülü kıvama çoktan gelmişken, Hûda yarattığını düşündüğü bu huy için kendiyle gurur duyuyordu. Herkes gibi, Ayhan'da yapabilirdi ve bunun farkında olmasını sağlayabilmişti.
Hem arkadaşlığını hem de kişiliğini sevdiği bu insanın en iyi yerde olmasına vesile olduğu için çok mutlu ve huzurlu hissediyordu. Geri kalan tüm hayatını da onunla beraber arkadaş kalarak geçirebileceğinden hiç şüphe etmiyordu. Üniversite hayatı, iş hayatı.. Hepsi Ayhan ile daha eğlenceli ve çekilebilir olabilirdi, bunun oldukça farkındaydı.
Elindeki babasının ona verdiği ikinci sınıftaki uçlu kalemi kavradı. Üzerinde renk renk futbol topları, baş kısmında bitmiş ve kalemin iç kısmına doğru yol almış ufak bir silgi parçasını her ders çalışmaya oturuşunda uzak düşünce deryasına kapılarak izliyordu. Babasının yokluğunu hiç hissettirmeyen annesine minnettardı fakat babası olsaydı eğer, nasıl biri olacağını her zaman merak ediyordu. Belki de şu an onun kopyası bir genç adamdı.. Bilmiyordu.
Derin bir nefes alarak sınıftaki öğrencilerin tek tek çıkışını elindeki şirin kalemiyle beraber izlemeye koyulmuştu. Aklını dolduran bu düşüncelerin silinmesini bir an önce diliyordu fakat böyle dönemlerde her zaman bu tarz düşünceler aklında, yaşlı bir teyzenin dolu otobüsteki yerini benimsemesi kadar yer ediniyordu.
Ayhan'ın kendisini çıkış kapısında göremediğinde buraya geleceğini bildiğinden beklemeye devam ediyordu. Aslında onunla konuşmak ve paylaşmak istiyordu. Kafasını dağıtabilecek tek kişinin Ayhan olduğunun farkındaydı.
Yaklaşık on dakikadır ortalıklarda görünmeyen Ayhan, olabileceği yere doğru adımlarını sıralamaya başlamıştı. Test kitaplarından dolayı fazlasıyla ağır olan bu sırt çantasını taşımak konusunda pes etmenin sınırlarına ulaşmak üzereydi. Bir de Hûda'yı aramakla uğraşıyor ve bulamayınca bu çantayı da peşinden sürüklemek zorunda kalıyordu. Hem Hûda'yı bulamadığı için hem de haber vermediği için sinirleniyordu.
Sınıfa adım attığında kafasını sıraya gömmüş bir halde olan Hûda'yı gördüğünde, korkuya kapılıyor ve bir şey olduğunu düşünerek çantayı olduğu yere bırakıyor, ona doğru koşuyordu. Sıraya oturduğunda hafif uykulu haliyle gözlerini açan Hûda'yı gördüğünde rahatlıyordu. Tüm duygu değişimleri yaklaşık otuz saniye gibi bir sürede gerçekleştiğinden Ayhan, nefesini hızla dışarı vermiş ve oturduğu sırada daha da yayvan bir şekilde oturmuştu.
Hûda bulunduğu ruh halinden dolayı, Ayhan'ı yanında gördüğünde daha rahat hissetmiş ve ona direkt olarak sarılmıştı. Yeniden bir şeyler olduğunu düşünmeye başlayan Ayhan'ın aklından Hûda'nın canı istediğinde de ona sarıldığı gerçeğini ve bu sarılmanın bir anlamı olmadığını geçirse dahi, yüz ifadeleri pek de bu şekilde düşünür gibi görünmüyordu.
"Hûda?"
Sorar tonda sormasıyla ona daha da sıkıca sarılmıştı.
"Ne oldu, sana?"
Ayhan sağ kolu, Hûda tarafından baskı altına alındığından sol eliyle başını tek seferde okşamıştı. Bu biraz anne şefkatine benzese de şu an ne yapacağını bilememişti. Fazla durgun, içli ve üzgün duruyordu. Bu Ayhan'ı endişelendirse de onunla paylaşacağını bildiğinden, sessizce beklemeye başlamıştı.
Hûda onunla paylaşmak konusunda hiç şüphe duymuyordu fakat moralinin düşmesini istemiyordu. Aslında bakılırsa, onu ve ne hissettiğini düşünmeye başlıyordu. Yaklaşık kırk beş dakika sonra olan kursu ve motivasyona ihtiyaçları olduğunu bilen Hûda, bu konuyu şu an için açmak istemiyordu. Yapmacık bir gülümseme eşliğinde Ayhan'dan ayrılmıştı. Kafasını olumsuz anlamda sallayıp, önünde açık olan kitapları üst üste hızlı bir şekilde toparlayıp ayağa kalkmıştı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elma Şekeri
ChickLitGenç kız karşısındaki oğlanın nasıl bir sorunu olduğunu bilmiyordu. Yaşına göre oldukça garip davranışları onu sinirlendiriyor, bir yandan da merak içerisinde bırakıyordu. Engel olamadığı bir şekilde sürekli onunla aynı ortamları paylaşıyor ve arkad...