XXI

19.1K 848 202
                                    

Keyifli okumalar dilerim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Keyifli okumalar dilerim.
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. ♥️

***

Her insanın dünyaya geliş öyküsü olurdu. Bir kadın ve bir erkek birbirlerini bir kafede, restoranda, markette ya da öylesine yürürken sokakta görürdü. Beş saniye sürmeyecek bir zaman diliminde gözleri gözlerini bulur, kalpleri o mucizevi anın içinde aynı ritmlerle atmaya başlardı. Flörtleşmeleri, sevgili olmaları ve ilişkilerini daha ileri bir seviyeye taşımaları onların seçimlerinin sonucu olurdu. Bu sonuçlardan evlilik olsun ya da olmasın, ekseriyetle başka bir can, bir bebek dünyaya gelirdi.

Benim dünyaya gelişim böyle olmamıştı. Annemin gittiği partilerden veya takıldığı ortamlardan birinde, belki de serserinin birinden yanlışlıkla kalınan hamilelik sonucu doğmuş günahkâr bir bebektim. Babamın kim olduğunu annem bile bilmiyordu. Tanrım, onun için kötü bir şakadan farksız olmalıydım... O kadar çok adamla aynı zaman içerisinde yatmış olmalı ki aklına bir isim dahi gelmiyordu. Kimden olduğu belirsiz doğan bebek Roseanna'nın zavallı hayatını nasıl başka bir bebeğe yaşatabilirdim?

Loui'nin uzattığı hapı ve suyu aldım. Hızla hapı ağzıma atıp üstüne de su içtiğimde içimdeki suçluluk duygusuna sarılmış çaresizliğim geçer gibi olmuştu. Titreyen ellerimle bardağı Loui'ye uzattım ve üzerimdeki kalın siyah kazağın kol uçlarını avuç içlerime çekiştirerek yumuşak koltuğumda geriye doğru yaslandım. Rahatlamış sayılırdım, üstümdeki suçluluk duygusu biraz olsun azalmıştı. Güvendiğim birinin varlığı ve yardımı kendimi daha hızlı toparlamamı sağlıyordu.

"Bu aklıma hiç gelmemişti doğrusu," Ağlamaktan kısık çıkan sesim ve iyice şişmiş olan gözlerimden anladığım kadarıyla berbat bir hâlde olduğumdan emindim. Loui bardağı orta sehpanın üzerine bırakıp usulca yanıma otururken tedirgin bakışları üstümde dolaşıyordu. "İyiyim," dedim, onun soru sormasına fırsat tanımadan. "Belki biraz yorgunum ama iyiyim."

"Korunup korunmadığınızı nasıl bilmezsin, Rosa?" Kısa, kahveye çalan sarı saçlarını karıştırdı. Bir erkeğe göre hayli ince olan bedenini bana doğru çevirirken koltukta neredeyse yan dönmüştü. "Kadınların ilişki sırasında korunmaya dikkat etmesi gerektiğini biliyorsun. Ya sen ya da o, mutlaka buna dikkat etmeliydiniz. En azından bir dahaki sefere ne yapman gerektiğini artık biliyorsun."

Bay Midnight'ın prezervatif kullanıp kullanmadığını anlayacak kadar tecrübeli değildim. Kullandıysa bile artık ertesi gün hapını içmiştim. Çünkü kendimi onun vereceği cevaba göre bir riske atamazdım. Doğruyu söylediğini nereden bilecektim? Annemin başına açtığı belanın aynısını kendi başıma da açmayacaktım. Birlikteliğimizin üzerinden çok geçmemişti. Önümüzdeki süreci takip etmem yeterli olacaktı. Bir aksilik çıkmadığı sürece de tekrar aynı haptan içmeme gerek kalmayacaktı. Derin bir nefes alarak rahatlamaya çalıştım. Bay Midnight'a da sormalıydım. Tanrı'dan tek dileğim onun korunduğunu söylemesiydi. Hapları boşu boşuna içmiş olmamı bile önemsemeyecektim.

GECEYARISI TANRISI: DIABLOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin