XXV

22.7K 979 232
                                    

"Senin gideceğin cehennem, benim cennetim olacak

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Senin gideceğin cehennem,
benim cennetim olacak."

Notre Dame'ın Kamburu / Victor Hugo

***

"Rosa, aşkım..."

Uykumun dağıldığı kısacık bir anda, uyku ve uyanıklık arasında gidip geldiğim, siyah bir gerçeklik ve rengarenk rüyalar aleminden, onun sesiyle parlak pullarla kaplı turuncu bir balık gibi yüzeye çıktım. Huzursuzca kıpırdanırken vücudumu saran güçlü kollarının arasına iyice sinerek, başımı onun sıcacık tenine; sert ve şişkin, kastan ibaret olan göğsüne yasladım. O, sanki yaptığım bu hareketi sevmiş gibi belimi ve kalçalarımı tutan elleriyle tenimi okşuyor, tıpkı bedeni gibi sıcacık olan dudaklarını saçlarımın üstünde gezdiriyordu. Kendimi küçücük hissettirmesi, beni kucağında oyuncak bir bebek gibi tutması yanlış bile olsa onda hoşuma giden şeylerin başında geliyordu. Tenime, onun bedenine ait olmayan başka bir ateşin sıcaklığı vururken çok bunalmış ve sıcaklamış hissediyordum. Belli belirsiz bir mırıltı çıkararak olduğum yerde hareket ettiğimde üstümde hafif bir örtü olduğunu fark ettim.

"Uyandığını biliyorum, sevgilim. Eve geldiğimizden beri uyumaya devam ediyorsun ve sana neler yaptığımdan bihabersin." Cevap vermeyip sessizliğimi sürdürdüm. ''İçimden bir ses nedense, senin yaramazlık peşinde olduğunu söylüyor,'' Üzerimdeki örtüyü ittirmeye çalışırken yüzüme vuran sıcaklıktan kaçınmak ister gibi onun göğsüne iyice sindim. Alçak sayılabilecek yalın bir sesle, "Keşke,'' dedi, ağır ve derin nefeslerle kesilen erkeksi sesi duygularımı, kavurucu güneşin ısıttığı küçük bir su birikintisi gibi buharlaştırarak sıcak bir yaz havasına usulca karıştırdı. "Kendini kötü hissettiğinde, korktuğunda ya da sadece öylesine canın istediği için kaçıp sığındığın kişi ben olsam, Roseanna."

Son günlerde ihtiyacım olan kişiyi tarif ediyordu. Ancak o, asıl ihtiyacım olan kişi ile Bay Midnight'ın arasında yabana atılmayacak kadar büyük farklar vardı. ''Beni karanlığa mahkûm eden birine sığınmak için nasıl kaçabilirim?'' diyerek çatal çatal olmuş sesimle fısıldadım. ''Bir gün ola ki kaçmak istersem bu senin karanlığın olmayacak. Ben zaten karanlık biriyim, Bay Midnight. İhtiyaç duyduğum şey aydınlık, saf ışık. Beni gölgelerden kurtarabilecek biri gerek ama ne tuhaftır ki ben ışığı aramıyorum. Gölgeleri, karanlığı ve kendim gibi olan insanları seviyorum. Sana daha önce dediğim gibi ihtiyaç duyduğum şey ile aradığım şey birbirinden farklı.''

''Aradığın şeyin ben olduğundan şüpheliyim, Rosa.''

Onun çıplak göğsünde elimi hareket ettirdim. Parmaklarımın sert göğsünün üzerinde sayısız kez tur attığı sırada nefesinin hızlandığını hissettim. Sıcacık, küçük bir tomurcuğa benzeyen göğüs ucunu okşarken, ''Benim neyi aradığımı benden daha iyi kim bilebilir ki?'' diye sordum.

GECEYARISI TANRISI: DIABLOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin