BÖLÜM: 8 "Adalet"

13.3K 352 113
                                    

"Cahilliğin tek düşmanı kadındır. Çünkü kadın öğrenirse çocuğunada öğretir..."

Medya|Twenty One Pilots - The Judge|🎶

KEYİFLİ OKUMALAR.

İki gün önce ona bahçeye çıkmak istediğimi söyledim. Fakat o, bu kadar basit bir dileği dahi yerine getirmemişti. İlk seferinde bahçeye çıkmama izin vereceğini veya söylediğim herhangi bir şeyi hemen kabul edeceğini tabii ki sanmıyordum ki haksızda çıkmamıştım. Sanırım benden şüphe duymaması için bir süreliğine sükûnetimi korumam ve onun zamanla güvenini kazanmam gerekiyordu. Gözündeki o şüpheden arındıktan hemen sonrasındaysa hiç ummadığı bir anda buradan kaçıp, şüphesiz ki; bu cehennemden kurtulacaktım. O zamana kadar en azından evde dolanarak giriş ve çıkış kapılarının yerlerini öğrenmem, aklımın içinde oluşan kaçışım için yeterince çare türetmem gerekti.

İşte belki o zaman evime dönebilir... kaybettiğim iki parçamdan kalan hatıralarıyla hasret giderebilirdim.

Artık odaya kapanmak yerine evde olan bitenleri anlamak için ortalığa çıkmayı aklıma koymuştum. Mesela mutfağa gidebilirdim. Kaldığım odaya çok güzel yemekler geliyordu. Bu yemekleri dışardan sipariş ettiklerini düşünmüyorum. Çünkü bu evde sayamasamda bir ton korumayla doluydu ve tahmin ediyorum ki; bu korumları dışarıdan sipariş edilen yemeklerle doyurmak çok zor olsa gerekti. Yani bu evde muhakkak bir aşçı olmalıydı.

Eğer düşündüğüm gibiyse, bu eve girip çıkıyorsa veya alışverişleri o yapıyorsa, onunla bir şekilde yakınlık kurup ondan polise gitmesini isteyebilirdim. Ya da Hayır. Eğer, polisler gelirse, bu psikopat beni polislerden kolaylıkla saklayabilir sonra polislerin bir şekilde benim yüzümden geldiğini öğrenirse bana yapacaklarını... Allah'ım hayır!Tahmin dahi etmek istemiyorum. Ama o aşçı başka bir şekilde yine benim burdan çıkmam için bana yardımcı olabilirdi.

Tabii o da bu evdeki diğer çalışanlar gibi umursamaz ve vicdan yoksunu bir insan değilse.

Bunları düşnememliyim.

Benim biran önce mutfağa gitmem gerekliydi. Yatağımın yanındaki komidinin üstünde bir sürahi bulunuyordu. Baktığımda içi doluydu. Odanın içinde bulunan lavaboya girip sürahinin içindeki suyu lavabonun içine döktüm sonra banyodan çıkıp kitlediğim odanın kapısını açtım. Usulca etrafıma bakındım kimseler var mı diye. Benim dışımda bulunduğum katta kimsenin olmadığını görünce rahatladım. Ürkek adımlarla dışarıya doğru birkaç adım atıp yukarı çıkan merdivenleride kontrol ettim. Yine etrafa kimsecikler yoktu.

Elime sürahiyi alma nedenim tabii ki kimsenin kafasını kırmak değildi. Soran olursa çok susadım ve sürahideki su bittiğinden doldurmak için mutfağa geldiğimi söyleyecektim. Ama yinede yaban Yaman bu numaramı yutmayıp beni kaldığım odaya geri yollayıp suyuda başkasıyla gönderebilir bu şekilde mutfaktaki veya etraftaki herhangi bir çalışanla biraraya gelmemi engelleyebilir diye etraftamı kolaçan ederek temkinli davranmaya çalışıyordum.

Kimsenin olmadığından emin olunca ağır adımla merdivenlerden indiğim sıra daha öncede iki kez denk geldiğim devasa salona göz gezdirdim.

Acaba mutfak neredeydi?

Tam karşımda yalnızca bir kapı duruyor hemen yanındaysa on iki kişilik yemek masası bulunuyordu. Bu evde kaç kişi yaşıyordu da bu kadar büyük bir masaya ihtiyaç duyulmuştu? Şaşırtıcıydı doğrusu. Kalabalık bir aileye sahip olsa muhakkak biri ailelerine bir gecede dâhil olmuş bana bakınmaya gelirdi ya da o taktim etme gereği duymaz mıydı?.

ZÂLİM: Kötü Adam Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin