BÖLÜM: 22 "Av ile Avcı"

8.3K 400 972
                                    

"Birine sahip olmak istiyorsan ona kelepçe değil kanat takacaksın. Uçabildiği halde hâlâ senin yanındaysa, senindir. "
(Kahraman Tazeoğlu)

N'abersiniz?💋

SINIR 2K, VOTE 200, YORUM 800.

Valla geçenki sınırı getirmek çok işime geldi. Yalan değil. Çünkü bu bölüm ciddi anlamda yoğun duygu geçirmesi gereken ve olayların benim yüzümden karşıtığı, bayağı düzenleme yapmam gereken bir bölümdü. Kabul. Sınır biraz yukarıdaydı. Ama o sınırı geçemesenizde bugün içimden geldi ve paylaşayım dedim. Bölümleri elimde rehin tutmak cidden çok sıkıcıymış. Son bölümün sınırını az çok geçen sizlerin bunuda geçeceğini düşünüyorum. Ayrıca baştan şuana kadar olan tüm bölümler arasında inanılmaz uçurumlar oluyor, bu uçurumların olmasına artık izin vermeyeceğim. Nokta.

Medya| Sezen Aksu -Unutamam|

Medya| Sezen Aksu -Unutamam|

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

KEYİFLİ OKUMALAR...

Bir pencere vardı önümde... ya ölüme, ya da özgürlüğe götüren birer kapıydı ikiside. Ben ise, her ikisinede razıydım. Çünkü her iki seçenekte beni hür kılacaktı. Hürriyet için değmez miydi?

Değerdi.

Hiç düşünmeden kendimi aşağı atmıştım. Kendimi attığım gibi üzerimdeki beyaz elbise ve dizlerim yeşilin o güzide tonundan nasiplenmişti. Atladığım tek katlı bir gecekondunun penceresiydi. Böylece bu güzide yeşillik, zaten yüksek olmayan bu yerden atlarken inişimide yavaşlatmıştı.

Dizlerim ve ellerimden yardım alıp beklemeden ayaklandım. Sonra üzerimi sirkelemeye fırsat bırakmadan, nereye gidebileceğimi hiç düşünmeden, yapabileceğim tek şeyi yaptım. Koştum. Yeşil çimenleri yalın ayaklarımla eziyorken bir ara arkama bakma gafletine düştüm.

O da, camdan atlamıştı.

Onun hemen peşimde olduğunu görmemle hızımı dahada arttırdım ve bir yandanda yıkık dökük onlarca gecekondu mahallesinin karmaşık sokak aralarına doğru yöneldim. Ara ara arkama bakmaktan artık vazgeçmeliydim. Bu beni dahada tedirgin ediyordu.

Peki ya, sonra?

Sonrasını düşünmeye fırsat yoktu. İlk otobüs seferiyle köyüme gidecektim. Akrabalarım vardı. Onlar beni korurlardı. Hem, benim en büyük şahitlerimde onlardı. Yaman iblisinin, insanlara yansıttığı gibi bir deli olmadığımı bilenler, akrabalarımdı.

Koşarak gördüğüm ilk sokağa girmiştim. Hızımda en ufak bir azalma olmak bir yana ciğerlerim patlarcasına koşmaya devam ettim. Ben bu pisliği ve yanında getirdiği bir ton adamı nasıl atlatabiliridim?

ZÂLİM: Kötü Adam Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin