BÖLÜM: 10 "İlaç ve İhlâl"

13.4K 360 62
                                    

"Şiddet gören bugünkü mazlum çocuk, yarının şiddet gösteren Zalimi olur..."
(Adem Güneş)

Medya |Adamlar - Acının İlacı|🎶

Medya |Adamlar - Acının İlacı|🎶

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Keyifli Okumalar...

O koca demir dış kapıyı geçtikten sonra en ufak hücrelerime kadar özgür olduğumu hissetmiştim. Özgürce içime çektiğim derin bir nefesten sonra burada oyalanırsam yakalanacağımı bildiğimden etrafıma kısa bir bakış atmaya başladım.

Bu ev ormanlık bir alanın tam ortasındaydı. Elbette beni şehrin ortasında tutacak hali yoktu. Ormanlık bir alanda polis ve meraklı komşulardan uzak bir yerde yaşamak Tüm suçluların yaptığı bir şey olsa gerek.

Şuan akşam olduğu için burnumun ucunu bile göremiyordum. En fazla taşlık araba yolunu ve ay ışığı dışında ışık barındırmayan ve de sonu gözükmeyen karanlık ormanı görebiliyordum.

Bu durumun iyi yanı benim bile önümü görmediğim bu karanlıkta onların beni bulmasının zor olmasıydı. Kötü olanı ise benim de önümü göremeyip, nereye gideceğimi bilmememdi.

Karşımda bulunan bu toprak araba yolunu takip edersem beni çabucak bulurlardı. Hem de Adalet ablanın bu yolu kullanmamam gerektiği uyarısını dinleyerek ne kadar çok korksamda ormanın içinde kaybolmayı göze aldım. Düşüncelerle dolu birkaç saniyeden sonra karanlık ormanın içine dalıp, var gücümle koşmaya başladım.

Arada sırada arkama bakınıyor, takip edilmediğimden emin olmak istiyordum. Kimsenin ardımdan gelmediğini görmek beni, mutluluktan havalara uçurabilirdi ama şuan yapabildiğim tek şey burdan, bu korkutucu ormanın içinden, kaçarak uzaklaşmaktı.

Bir süre sonra koşmaktan nefesim kesildiği için durmak zorunda kalmıştım. Elimin biri hemen arkamda bulunan bir ağacın gövdesindeyken diğer elimde rûku pozisyonda eğildiğimden diz kapağımdaydı. Bir süre o şekilde dinlendikten sonra biraz daha oylanırsam yakalanırım korkusuyla son kez arkama bakınıp ileriye doğru koşmaya devam ettim.

Uzun bir orman koşusundan sonra kaybolduğumu sanırken, uzaktan belli belirsiz birkaç araba sesini işitmeye başlamıştım.

Sanırım gittiğim bu yolun sonu bir otobana çıkabilirdi. Bu düşünceyle dinlenmeyi bir kenara bırakıp, vücudumun 'artık dinlemelisin!' alarmlarına kulak tıkadım. Ve seslerin geldiği tarafa doğru son sürat koşmaya devam ettim. Yaklaştıkça arabaların ve kornaların sesleri dahada artıyordu. Nihayet hafif bir bayırıdan aşağı düşmeden inmeyide başarınca, otobanı artık karşımda daha net görebiliyordum.

Hava karanlık olduğu için tek tük dikilmiş sokak lambalarında faydaları olmadığından dolayı geçen üç beş tırın ve kamyonların farları açıktı. Buradan geçen çok fazla araba yoktu. Genellikle tır ve kamyon gibi büyük araçlar geçiyordu. Birkaç tanesine el kol salladım ama beni pass geçip görmezden geliyor yollarına devam ediyorlardı.

ZÂLİM: Kötü Adam Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin