( Düzenlendi ✅ )
"Salak mısın sen!! Yoksa saf rolünü mü oynuyorsun!!" Karşımda duran Jungkook bana bağırıyordu.Dedikleri de neydi böyle? Dediklerini anlamaya çalışırken bana tekrar bağırdı."Cevap ver bana!"
"Neyden bahsettiğini anlamıyorum" Sabır çeker gibi kafasını geri attı sonra gözlerindeki duygusuzluğu gözlerimle birleştirdi. "Anladım sen kesinlikle salak rolünü oynuyorsun.Peki! Oyna bakalım nereye kadar." Kolumu tutan elini ittirdim. "Neler saçmaladığının farkında mısın? Bana salak diyemezsin"
"Niye adınla seslenmemi sevmedin mi?" Gerçekten sınırı aşmaya başlıyor."Fazla oluyosun ama!" Birden kendini sakinleştirmek için ellerinş kafasında gezdirdi ve duvara yaslanarak yere çöktü.Napıo bu?
"Şimdi napıyorsun? Kalk hadi"Elimi uzattım.Tuttu ama kalkmadı beni de kendine çekti.Yere tam yanına düştüm."Ah! Hiç yavaşın yok mu senin be?" Eliyle birden kafamı okşamaya başladı.Sen nasıl birisin?
"Yemeklerin çok güzeldi." Dediği şeyi idrak etmeye çalışırken bir yandan da bunların bir rüya olabileceğini düşünüyordum. Çünkü bu duygu değişimlerini artık kaldıramıyorum."Ne?"
"Sadece annemin yemeklerine benziyor.Beni zayıf noktamdan vurdun.Bu yüzden iğrenç dedim.Zayıf noktalarımı öğrenmelerini sevmiyorum." Yüzüme bakmıyordu. Kafamı kaşımaya başladım. "Anladım.Ama bu kadar güçlü görünmek zorunda değilsin."
Ayağa kalktı ve bana elini uzattı.Elini tuttum kalkmama yardım etti. "Burası seni ilgilendirmez.Hemde hiç" O zaman niye söylüyorsun be şapşal."Bana kötü davranma" Yan güldü. "Nedenmiş?"
"Kötü biri değilim.Sizin aranızda böyle bir amacım yok." Alaycı bir şekilde hala suratıma bakıyordu. "Nasıl inanabilirim.Yarın gelip birine aşık olucaksın eminim." Güldüm. "Hiç zannetmiyorum.Ama sen bana aşık olursan." Güldü. "Güldürme beni"
"Sende" Önden yürümeye başladı.Bende onu takip ettim.Arkasından seslendim. "İddaya var mısın?" Durdu.Bende ona yetiştim. "Neyine?" Umursamaz bir tavırla "Bilmem sen karar ver" dedi.
"Kölesine" Bana karşı Meydan okuyacak en iyi koz. "Zoru oynuyorsun" Bunu sevdim. "Aynen öyle" Tereddüt etmeden onayladım. Zoru severim. "Kabul"
Serçe parmaklarımızı birbirine kenetledik ve iaddamız başlamış oldu.Kesinlikle ben kazanıcam. Ona veya diğerkilere aşık olacağımı sanmıyorum.
Yeni evime bunun sevinciyle yürüdüm.Vardığımızda Jungkookla bu sefer de ilk ben kapıdan giricem kavgası başlattık.Bu çocuk bana yapmadığım şeyleri yaptırıyo.
İkimizde kapının önünde durmuş öylece birbirimize bakıyorduk. Sinirli bir şekilde.İçerdekiler bağırınmamızı duyup dışarı çıktılar. "Noluyor burda?" Namjoon'un söylediğine karşılık Jungkook güldü."Bu küçük kız benimle oyun oynamak istiyor" Ne saçmalıyorsun. "Ne oyunu?"
Jimin'in Jungkook'a imalı bir şekilde bakmasıyla ortada bişeyler döndüğünü anladın.Noluyor burada? "Öff bi git ya uğraşamam senle" Kapıdaki üyeleri ittirip içeri girdim.Odama çıkıp yatağıma oturdum.Kolyemle oynamaya başladım.Bu bana ailemden kalan son şey.Beni mutlu eden son şey.
Kapının tıklatılmasıyla hemen cevap verdim. "Gir" J-Hope gelmişti.Elimle Jungkook'un yatağını gösterdim. "Otur istersen" Kapıyı kapattı ve işaret ettiğim yere oturdu."İyi misin?" Beni düşünen biri daha mı? "Nasıl olabilirim?"
"Jungkook yüzünden mi?" Alaycı bir ifade sundum. "A a beyfendi yüzünden olur mu hiç yüce kral hazretleri.Tövbe yahu" Güldü. "Normalde böyle biri değil ne oldu bilmiyorum."
"Grubunuzdan birine aşık olucağımı bu yüzden buraya geldiğimi düşünüyor.Bu çok saçma" Kapının açılmasıyla oraya döndüm.Jin gelmişti. "Ne duruyosun hala Yun-ahh!" Anlamamış bir şekilde baktım. "Ne?" Rap yapar gibi söylenmeye başladı. "Yemek diyorum.Hani acıktım.Bende de miğde var."
Güldüm. "He o mu geliyorum.Şimdi sana muhteşem bir yemek yapıcam parmaklarını yiyeceksin" İtiraz etti. "Aman parmaklarım lazım.Güzel olsun yeter" Güldük.Kapıdan çıkıp ilerlerken beni kolumdan tuttu.Jin'e baktım.Kafamı okşadı. "İyi olmana sevindim şeker kız" Gülümsedim. Bir kişi daha beni mi düşünüyor? "Teşekkür ederim"
Kolumu bıraktı.Bende merdivenlerden aşağı indim.Mutfağa geçip yemeği hazırladım.Mutfaktan salona geçip Namjoon'a bağırdım. "Namjoon gel de bana yardım et" Mızmızlanarak kalktı."Emredersiniz komutanım"
Ona sofrayı hazırlamasını söyledim ama hazırlarken tabak kırdı. Ona sıkıntı etmemesini söyleyerek yardıma devam etmesini istedim.Yemekleri masaya koydum.Namjoon'a döndüm."İyi iş çıkardık.Ben herkesi çağırıp geliyorum sen otur."
Beni onayladı bende salona gidip ilk önce J-hope ve Jimini çağırdım.Sonra üst kata çıkıp Jin'in odasına girdim.Yanında Tae de vardı ikisini de çağırdım.Odalarından çıkarken aklımda Jungkook'u nerede bulucam düşüncesi varken birine çarptım.
Jungkook tabiki. "Ah! Taş mı var göğüsünde be" Güldü."Kas var görmek ister misin?" Suratımı ekşittim. "Gerek yok kalsın.Bu arada hadi yemeğe gel." İtiraz etti."Bekle tuvaletten ve Yoongi hyungun odasından birşey alıcam ve sonra gelirim." Onayladım. "Tamam bende o sırada Yoongi'yi çağırıyım."
Direkt Yoongi'nin odasına girdim ve onu uyuyo iken gördüm.Masum şey seni. Yatağının ucuna gidip onu biraz dürtükledim."Kalk hadi Yoongi yemek hazır" Habire "Hı hı" Diyor ama gerisi yok.Kapıya doğru gittim ve seslendim. "Bak gidiom aç kalırsın" Hala "Hıhı" Diyor.Sinirle yanına yaklaşırken ayağım yerdeki dağınık yorgana takıldı ve bilin bakalım ne oldu?
Tabiki Yoongi'nin üstüne düştüm. Kötü olan şu üzerine düşmemle Yoongi uyandı ve şu an burun burunayız. Daha kötüsü ise içeri birden Jungkook daldı ve şöyle dedi. "Benimkini merak etmiyorsun ama Yoongi'nin kaslarını çok merak ediyorsun sanırım." Ve alaycı bir gülümseme
ÇATTIK YA!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELODY /JK
FanfictionSen benim ilham kaynağımsın... /BİTTİ/DÜZENLENDİ/ 01.07.2019/ 24.04.2020