( Düzenlendi ✅ )
Bu şarkıyı ilk bölümü hatırlayanlar bilir.Şarkı eşliğinde okuyunuz.İnternetsiz okumamanız tavsiye edilir.Yada siz bilirsiniz
İyi okumalar...Şimdi iki kalp bir aradaydı. Mutluydu. Hastaneden çıkarken el ele çıkıyorduk.Merak etmeyin maskelerimiz vardı.
Şimdi Bang PD ye gidip bizim sevgili olduğumuzu ve asla ayrılmayacağımızı söyleyeceğiz. Tabiki o da kabul edicek bizde basına açıklama yapıp herşeyin bir yalan olduğunu aslında benim Jungkookla sevgili olduğumuzu açıklıycaktık
İşte mutlu son böyle yapılır.
Bang PD nin odasında...
"Katiyen olmaz!" Yarım saattir şu koca göbekli ayıcığa benzeyen adama bizim ayrılmayacağımızı anlatmaya çalışıyoruz. "Ya neden ya neden?" Ben bağırıyor Jungkook ise sakince konuşmaya çalışıyordu. "Lütfen Bang PD" Ayıcık daha da kaşlarını çattı. "OL-MAZ!" Ona karşılık bende daha da inat ettim. "OL-UR!"
"Bu konu burda kapanmıştır!" Resmen adam sanki babammış gibi şununla evlenebilir miyim diye izin istiyorum. Bang PD elini masaya vurup kapıdan çıkmaya yeltendi. "Eğer şimdi bunu kabul etmezseniz gruptan ayrılırım. Eğer ayrılırsamda grup kapanır.E tabi bunun karşılığında da siz parasız kalırsınız" İşte benim karizma prensim.
Bang PD sinirle çıkacağı kapıdan 360 derece dansöz gibi dönüp kedi yavrusu gibi bize bakmaya başladı. Yanımıza gelip jungkookun ceketini düzeltti. Komediye gelin beyler bayanlar merdivenden 360 derece kayanlar hahahhaha
"Olur mu hiç öyle şey sevenleri ayırmak günahtır" Heh! Yola gel. Yerine tekrar kurulup ellerini masada birleştirdi. "O zaman şimdi size hemen bir basın toplantısı hazırlıyorum" Bir zahmet. "Anlaştık" Odadan çıktığımızda heyecanla ona döndüm. "Gerçekten benim için yapar mıydın?"
Güldü. "Tabiki hayır" Ayağına bastım "Ağğğ" Koşmaya başladığımda arkamdan bağırmaya başladı. "Ya şaka yaptım eee yani sanırım hey!"
...
Şimdi sandalyeler dizilmiş paparazziler bizim çıkmamızı bekliyor. Ellerimizi tekrar birleştirdik. İkimizde birbirimize güven verici bakışlar atarken arkadan bizi destekleyen 6 kişi de beni mutlu ediyor.
Sonunda önümüzdeki perde açıldı ve gözümüze parlayan flaşlarla birlikte masaya oturduk. Yüzümüzdeki gülümsemeyle kameralara poz veriyorduk. Çok geçmeden bir soru yöneltildi.
"Jungkook Bey sevgiliniz Je Ra'yı aldattınız mı?" Jungkook gülümsedi. " Hayır öyle bir şey olmadı izin verirseniz baştan sona her şeyi açıklayalım." Derin bir nefes aldım. O da bir öksürükle konuya başladı.
" Aslında biz birbirimizi çok uzun zamandır seviyoruz. Daha yeni sevgili olmuşken kameralara yakalandık. O birinin çekmiş olduğu deniz kenarındaki öpücüğün sahibi şu an yanımda oturuyor ama bu saçma haberler yüzünden biz basına açıklama yapamadık. Olaylar daha karmaşık bir hal alırken maalesef ki sizlere yalan söylemek zorunda kaldık. Bunun için herkezden özür dileriz. Yanıma bir sabah uyandığımda moda tasarımcısı olan bir kız koydular. Bizim ilişkimiz daha da kötüye giderken olaylara bir de basın karıştı. Bir şekilde bu olayı sürdürdük birbirimizi kırdık ama sonunda yine bir şekilde tekrar kavuştuk."
İçlerimizi döktük bu sefer ben konuştum." size yalan söylemek inanın istemezdik. Ama maalesef şirket beni Jungkookun yanına yakıştıramadı. Aynı sizin belki şu an yakıştıramadığınız gibi. Özür dilerim. Böyle olmasını istemezdim ama sevdiğim kişiyi ben seçmiyorum kalbim seçiyor. Umarım sizde bunu anlayışla karşılarsınız." Mutlulukla Jungkooka baktım tekrar kameralara döndüm. "ARMY Ben şimdi onun sevgilisi oldum diye sakın ona karşı sevginizi azaltmayın. O sizi hala olduğu gibi seviyor sizde onu öyle sevin."
Koca bir gülücük attım ortaya. Ortalıkta alkışlar yükselirken yavaştan teşekkür edip ortadan kaybolduk. Arka tarafa geçtiğimizde Jimin koşarak yanımıza geldi. "Ağğ gözlerim yaşardı." Arkadan da Hoseok sahte göz yaşlarını siler gibi yaptı. Bu durum komiğime gitti.Tae yanımıza yaklaştığında ona kucak açıp sarıldım. "Teşekkür ederim" Bana gülümsedi. "Ne için?"
"Bana karşı olan sevgini saklayıp kardeşine izin verdiğin için" Kıkırdadı. "Aa o mu? Hahaha" Jungkook elimi tutup beni çekiştirdi. "Ya sevgilimi bıraksana Tae" Tae bana göz kırptı. "Kıslandı bizimki" Bende kıkırdadım. Jeykeyime döndüm ve ona da sarıldım. "Kıskanma pofuduk tavşan"
"Ne?" Hehehe Namjoon'un elini gördüm Jungkook'un omzuna koymuş oğlunla gurur duyuyormuş gibi sıktı.Birbirlerine gülümsediler ve aradan bir gürültü koptu. "AÇ OLAN VAR MIIII YEMEK SAATİİİ" Tabiki bu Jindi. Yavaşça arabalara yerleştik ve yola koyulduk.Bir restoranda vardığımızda bir masaya yerleştik ve oturduk. Masada tek eksik olan kişi Suga nerede diye merak ettim ve restoranın kapısına çıktım.
İşte oradaydı. Ne yapıyordu? Yanına yaklaştım. "Böh~" İnsan bir korkar dimi ya bana dediği sadece 2 harf. "Hı?" Gerçekten değişik."Neden buradasın?" Fazla uzatmadan "Hiiç" dedi. "Bana kızgın mısın?" Kızgın olabilir miydi? "Aksine çok mutluyum.Neden öyle geldi?" Ayağımı yere sürtmeye başladım. "Bilmem bana çok soğuksun" Gülümsedi. "Seni kız kardeşim gibi görüyorum.Gerektiğinde bağırıp aklını başına topla demek.Bu yeterli değil mi?"
Eheheh "Yaşadığımız düşüşlerde dahil mi?" Dişleri gözükene kadar güldü. "Evet onlarda dahil" Bu beni sevindirdi. "Hadi burda durma içeri girelim.Beraber içeri girdik.Masaya oturduk ve yemeklerimizi yedik. İşte çok güzel bir akşam yemeği.
...
Yemekten sonra Jungkookla beraber arabaya bindik.Beni bir yere götürecekmiş.Gözlerimi bağladı.Süprizmiş.Heyecanım artarken yolun bittiğini haber verdi.
Yavaşça arabadan inmeme yardım etti ve bir duvar kenarına otutturdu.Gözlerimi yavaşça açtığında karşımda iki tane gitar gördüm.Etrafa bakındığımdaysa ilk tanıştığımız yere geldiğimizi gördüm. Bu çok romantik. "Benimle ilk tanıştığındaki şarkıyı hatırlıyor musun?" Nasıl hatırlamam ki?
"IU-THROUGH THE NİGHT"
Gülümsedi "İşte bu şarkıyı sana gece boyunca söylemek istiyorum" Ellerimize gitarları aldık.İşte şimdi yine eskisi gibi söyledik.
"Bu gece,o günden bir ateşböceği göndereceğim pencerenin yamacına"
"Seni seviyorum demek bu"
"Seni seviyorum demek bu""Seni seviyorum Jungkook"
"Seni seviyorum Melody"
Tekrar etti
"MELODYM"
Kitabımız bitti.
Hayırlı uğurlu olsun.
Bu arada kısa bilgi bu bilgi için linç yemiyim belki bilmeyenler vardır başta söyleyeyim.'Through the night' bu ingilizce şeyin anlamı 'gece boyunca' demek oradan bu bölümde dediği "İşte bu şarkıyı sana gece boyunca söylemek istiyorum" kısmı bu yüzden aradaki şeyi anlayın işte neyse.
Bu arada
Sayfamda yazmaya devam etmiş olduğum kitaplar ve bitirdiğim kitaplar var.
Onlarıda okumayı unutmayın
Sizi seviyorum.
Jungkookshii09 hizmetinizdedir
Dı dı dı dınn
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELODY /JK
FanfictionSen benim ilham kaynağımsın... /BİTTİ/DÜZENLENDİ/ 01.07.2019/ 24.04.2020