2

3.3K 149 33
                                    

Günümüz

Jennie'den

Ben elimdeki kırmızı kalemle duvardaki fotoğrafların arasından üstü çizilmemiş olan son fotoğrafın üstünü çizerken Lisa beni izliyordu. Konuşmaya ilk o başladı. "Bitti mi? Yani artık Başkan Yang bizim için endişelenmeyecek ve biz rahat bir şekilde uyuşturucu ticaretini yapabileceğiz. Sadece üstümden bir yük kalkar diye düşünmüştüm ama şuan kelebek gibiyim." Ne yazık ki ben onun kadar rahat değildim. "Lisa, aramızda 8 ay olduğu için şuan benim 22 ve senin ise hala 21 olduğunu düşünürek sana ablalık taslayacağım." Derin bir nefes aldım ve devam ettim. "Bebeğim anneni ve annemi bulmalıyız bizi böyle kirli bir hayata getirdikleri için ikisininde ne kadar pis işlere bulaşmış insanlar olduklarına eminim ve yine eminim Başkan Yang'ın yerine geçip uyuşturucu ticaretini üstlendiğimiz de karşımıza çıkacaklar bizi ölüme terkedip giden insanların bizden nefret ettiğine eminim onlar karşımıza çıkmadan biz onları bulmalıyız" dedim. Sonra kendime ve Lisa'ya sahte bir kızgınlıkla "Hey senin yüzünden bende babama Başkan Yang demeye başladım" deyip güldüm. O da gülmemde bana ufak bir tebessüm ile katıldı. Ama onun gülmesi benden kısa sürdü. "Annelerimizi bulduğumuzda onları asla affetmeyeceğim terk etmelerini anlayabiliyorum ama resmen ölmemizi istemişler ya babam bizi bulamasaydı acaba şuan ne yapıyor olurduk. Sen muhtemelen 3 yıl önce gebermiş olurdun bense babamın beni bulduğu gün ayyaşın teki tarafından tecavüze uğrayıp öldürülürdüm." Lisa'nın gözleri dolmaya başlamıştı. "Ah bebeğim lütfen ağlama herşey geçti. Birlikteyiz ve kimse bize zarar veremez" Lisa gerçekten çok güçlü bir kızdı. Babam annelerimiz hakkında sadece çok güzel olduklarını ve güzel oldukları kadar acımasız katiller olduğundan bahsetmişti. Hatta bizi bir kere o sürtüklere benzettiğini hatırlıyorum. O gün ona çok kızmıştım. Ne Lisa ne de ben asla kendi çocuklarımızı ölüme terk etmezdik.

Lisa burnunu çekip konuşmaya devam etti. "Jennie biliyor musun? Bazen seni kıskanıyorum. Belki babamı 3 yıldır tanıyorsun ama en azından onun baban olduğunu biliyordun. Babam beni bulduğunda kızı olduğumu bilmiyordu. Sadece kızıyla aynı yaşta olduğunu tahmin ettiği için kurtarmıştı beni 1 yıl boyunca ona Başkan Yang derken baba demek o kadar zordu ki benim için şimdi bile arada hala Başkan Yang diyorum ve sana yemin ederim Jennie. İsteyerek yapmıyorum sadece" ... "Sadece alışkanlık" benim biricik kardeşim hayatta en çok değer verdiğim kişi şuan benim sahte kızgınlığımın bile kalbinde ki kırıklıkları hatırlatıyordu. Salak Jennie yine kardeşini üzdün. "Lisa bebeğim özür dilerim sadece şaka yapmak istemiştim. Ve ne demek beni kıskanmak. Kızım sen salak mısın? Beni sen buldun. SEN. SEN OLMASAN GEBERİP GİTMİŞTİM SALAK. Asıl ben seni kıskanıyorum. Güçlü, seksi ve benim gibi güzel olan mükemmel bir kardeşsin. Ayrıca benden daha iyi nişan alıyorsun" dememle birlikte Lisa gözlerini kırpıştırıp bana baktı. "Nişan konusunda yarışırız Jennie Kim ama ego konusunda seninle asla yarışamam." Gülerek konuşmaya devam etti. "Bonom gobo gozol" diyerek aptalca taklidimi yapmaya çalıştı. Ben ise ona gerizekalısın bakışımı atıyordum. Güldüğü için mutlu olmuş ve yüzüme durumdan memnun tebessümümü yerleştirmiştim.

Ama evren bu kadar mutlu olmamızı bize çok görmüş olacak ki telefon çalmaya başladı.

Özel numara yazıyordu. Lisa'ya telefon ekranını gösterip telefonu bekletmeden açtım. Ve karşı tarafın konuşmasını bekledim. Lisa yanımda telefondan bir ses gelmesini bekliyordu. Sonra robotik bir ses

"Üzgünüm Jennie kardeşine her şeyin yeni başladığını söylemek zorundasın." Telefonu kapatacakken Lisa bana engel oldu. Karşı taraf kapatana kadar kapatmayacaktık anlaşılan sesimi ayarlayıp "Kim olduğunu söyle seni istersem bulurum" dedim karşı tarafta ki kişi ise gülmeye başlamıştı. Ses değiştirici yüzünden robotik kahkası bile güzel olan biriyle konuşuyordum diye geçirdim içimden kahkası bittikten sonra konuşmaya başladı. "Adımı bilsen bile beni bulamazsın Jennie Kim ben hep senden 1 adım öndeyim"  diye bir şeyler zırvaladı. Sakince "O zamane ismini vermek senin için zor olmamalı" dedim. Konuşmalarından anladığım şey beni sinir etmekti. Üç dakika boyunca hiç konuşmadı. Bende konuşmadım. Bir şey söylemesini bekliyordum. Lisa sıkılmış ve gözlerini tavana dikmişti. Sonra karşı taraf bir isim söyledi sonra da telefonu kapattı. İsmi doğru düzgün duymamıştım bile Lisa'ya döndüm tavandan gözlerini ayırmış şaşkınlıkla telefona bakıyordu. "Lisa ne dediğini duymadım lütfen bana duyduğunu söyle" diyerek ona umutla baktım. O ise endişeli ve şaşkın gözlerini bana çevirdi. "Duydum Jennie babamı aramalıyız. HEMEN" dedi. Ben "Ne oldu? Lisa ismi duymadım tanıyor musun? Her kimse sakin ol" dedim. Bana endişeyle döndü. "Jennie sana daha önce babamın seni bulmasını engelleyen bir çocuk vardı. Babam bunu öğrenince onu öldürttü diye birinden bahsetmiştim hatırlıyor musun?" Biraz durup düşündüm. "Hatırlıyorum ismi de şeydi."

"Kai"

Lisa'yla aynı anda söylemiştik ben buna tebessüm ettim. O ise telaşla babamı aramaya çalışıyordu. Lisa'ya dönüp "Lisa çok telaşlısın korkmalı mıyım?" dedim. Lisa bana dönüp, huzursuzca "Üzgünüm Jennie"

"Korkmamalısın, KORKMALIYIZ" dedi.
_______________________________________________________

Korkmalılar mı?

Yorumlarınızı belirtmeyi unutmayın.

dead & blood | jenkai & hunlisa [✓]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin