Günümüz
Lisa'dan
Evden çıkmış sözde balo olan güç gösterisi yapıp yerini belli etme partisinin yapılacağı mekana gitmeye çalışıyoruz ama sadece çalışıyoruz çünkü bu saatte olan saçma trafik bize hiç yardımcı olmuyor gerçi saat kaç olursa olsun şehir merkezinin içinden geçmemiz gerektiği için bu trafik normal diyerek kendimi avutuyordum. Zaten Jennie yüzünden bir yarım saat geç kalmayı göze almıştık. Biraz daha geç kalırsak babam tüm o saçma güç gösterilerinin içinde varisleri olmadan tek başına kalacaktı bu her ne kadar önemsiz gibi görünsede koskoca Yang Hyun Suk'un bile böyle partilerde bunu kafasına takıp üzüleceğini biliyordum. Tabi ben bu düşüncelerden kurtulamazken Jennie'de babamla konuşuyordu.
Jennie babamı dinleyip ona cevap verdi.
"Baba Lisa yanımda sıkıntı yok dediğim gibi her şey yolunda sadece trafik var herkes kendi locasında mı bir tek biz mi gelmedik. Bütün önemli kişiler orada mı?
"..."
"NE? Park Jin Young'da mı geldi? O adam sırf bu parti için yurtdışından geldi ve biz geç kalıyoruz. Çok özür dileriz baba başka kimler var?"
"..."
"Tamam soruyorum bir dakika" Ben hala Jennie'yi dinliyordum.
Bobby'e dönüp ne kadar kaldığını sordu. Bobby'de eliyle on yaptı. Sonra Jennie gülümseyerek telefona geri döndü.
"10 dakikaya oradayız baba şimdi kapatmalıyım. Seni seviyorum."
Ben sessizliğimi bozup Jennie'ye döndüm.
"Ne diyor babam kızdı mı yoksa?"
"Saçmalama ne kızması Park Jin Young bile oradaymış 15 dakika falan olmuş başlayalı. Daha gelmeyenler varmış mesela Lee Soo Man'in biricik oğlu Kai ve kuyruğu daha gelmemiş. Sıkıntı yok yani."
"Off Jennie off Sehun'u küçümseme. Lee Soo Man'ın biyolojik değil ama manevi oğlu kim bilir ne eğitimler almıştır."
"Salak Kai'nin yanında durduğu için o da salak... Hem sen boşver onları Park Jin Young (jyp) ile tanışacağız. Babamızın eski dostu." dediğinde onu düzelttim.
"Hayır Jennie, eski dostları. ahh nam-ı diğer üç büyükler şimdi geldikleri hale bak Lee Soo Man'ın oğlu seni sonra da beni öldürmek istiyor. Park Jin Young, babam ve Lee Soo Man'ı görmemek için işlerini yurtdışına taşımış. Cidden çok ilginç bir gece bizi bekliyor kardeşim." diyip gülümsedim. O da bana bakarak gülümsedi. Sonra yolu izlemeye başladık. Biz iyice dalmışken Bobby konuştu. "Kızlar geldik."
Jennie bunu duyduğunda ilk önce sonunda dercesine güldü sonra da bana dönüp "O zaman gece başlasın kardeşim" dedi.
Ben ona kocaman bir gülümseme sunup, arabadan indim.
O da inince yere serilmiş kırmızı halıdan yürümeye başladık. Mekan çok büyüktü. Kapıdan içeri girince terasa çıkmamız gerektiği için asansörlerin olduğu yere gitmeye başladık. İlk gelen asansöre binip, içeri geçtik. Asansör sadece 1 kat üste çıkınca durdu. Ben Jennie'ye o da bana aynı anda döndü. Ne olduğunu anlamaya çalışırken kapı açıldı. Önde Sehun arkada Kai içeri girdi. Nasıl bu kadar yakışıklı ve çekici olabilirler. Anlamıyorum. Tabi her ne kadar böyle düşünsem de bakışların gayet küçümseyiciydi. Sehun asansörde yer yokmuş gibi yanımda durmuştu. Jennie ve Kai bizim önümüzde duruyordu. Ve konuşmuyolardı.Jennie'den
Herkes yeni azar yemiş küçük çocuklar gibi susarken boş boğaz ama yakışıklı, seksi, tehlikeli ve gerizekalı Kai konuşmaya başladı.
"Güzelsiniz." dedi. Histerik bir kahkahayla Lisa'ya döndüm. O da benim gibi gülüyordu. Sonra Kai'ye dönüp bir anda ciddileştim. "Bilmediğimiz bir şey söylemelisin." Kai bunu söyleyince Kai Sehun'a yandan bir bakış atıp, aramızdaki iki adımlık mesafeyi bire indirdi. "Seni şuan burada öldürebileceğimi de biliyor musun? Jennie" ben gözlerimi Kai'nin gözlerinden çekmiyordum. Lisa'nın kahkası kulaklarımızı doldurdu. "Komikmiş" diyip ciddileşti. Lisa bitirince Kai ile aramdaki mesafeyi yok ettim. Nefesini yüzümde hissediyordum. Kokusu çok güzel ve keskindi. Ayağımdaki topukludan dolayı dudaklarının üstüne konuşuyordum. Benden etkilendiğini anlamamak için salak olmak gerekirdi. Dudaklarına öpücekmişcesine yaklaştım. "Öldürsene, Kai hemen şimdi." kısa bir tebessüm sunup. Fısıltıyla "Öldür beni Kai." dedim. Yutkundu. Sonra asansörün kapısı açıldı. Çatı katına gelmişti. "Şansını kaybettin" deyip, Kai'yi ittirip çıktım. Lisa'nın arkamdan gelmesini beklemedim.
Lisa'dan
Bende Jennie'nin peşinden çıkacakken vazgeçtim. Onlara dönüp konuşmaya başladım. "Şansınız varken bunu yapmalıydınız." Arkamı dönüp yavaşca yürümeye başladım. Sonra durdum ve tekrar arkamı döndüm. "Sıra bize geçti. Arkanıza bakmadan tek bir adım atmayın." dedim ve yürümeye devam ettim. Terasa geldiğimde bir direkt özel alanlara bakmaya başladım. Sadece 3 tane özel alan vardı. Biri bizimdi. Babam ve Jennie'yi görünce yanlarına geçtim. Herkesin bize baktığını hissediyordum.
_______________________________________________________
Yazdığım en uzun bölüm gerçi 6 bölüm yazdım da neyse
umarım beğenmişsinizdir. Okumuş olmanız bile yeterli ama lütfen vote verin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dead & blood | jenkai & hunlisa [✓]
FanfictionHunlisa ve Jenkai İki kız kardeş İki katil kız kardeş