12

1.4K 120 43
                                    

Jennie'den

Şerefsiz Lisa, Rosé'nin yanına oturdu. Bende Jisoo ve Bobby'nin ortasında kaldım. Taehyung beni kurtarırdı. Yani umarım. Jungkook ve Lisa ölümüne kankalardı. Tae ve benim durumum biraz farklı yani şöyle birbirimize harhangi bir şey hissetmiyoruz hatta gerçekten yakın arkadaşlarız ama gerektiği zaman sevgili rolüne bürünüyoruz. Gerçekten çok sarhoş olduğumuz zamanlarda öpüşmüşlüğümüz de var tabi bu konuyu aramızda konuşup çözdük. Bu yüzden gerçekten içim rahat. Ben bunları düşünürken Tae yanımıza geliyordu. Sarılmak için kalkıp, yanına koştum. Sarılınca kulağıma doğru konuştu.

"Ne o bebeğim çok mu özledin beni?"

"Hem evet, hem hayır."

"O ne demek be?" dediği zaman bizimkilere doğru döndüm. Lisa ve Kook saçma selamlaşma hareketlerini yapıyordu. Jimin, Rosé'nin yanına geçmişti. En son gözüm Bobby ve Jisoo'ya döndüğünde Tae'de benim baktığım yere bakıp, gülümsedi. Sonra tekrar bana döndü. Şuan sarılmıyorduk. "Kimin planıydı?" diye sordu.

"Lisa'nın tabiki ama beni aralarına oturtup, kendi Rosé'nin yanına geçti."

"Lisa benim en iyi öğrencim resmen şerefsizlikte beni geçmek üzere." diyip gülmeye başladı. Bende ona katıldım. Sonra durup, elini belime attı ve bizimkilerin yanına geçtik. Gelen ve sipariş alan bir kaç kız vardı. İstediklerimi söyleyip, gönderdikten sonra sohbet etmeye başladık. Jisoo ve Bobby'de şuan daha iyiydi. Hatta Bobby şuan elini Jisoo'nun omzuna atmıştı. Gayet mutlulardı. Kook ve Lisa salak salak espriler yapıp kendi aralarında gülüyorlardı. Alkolün etkisiyle normalde gülmeyeceğim şeylere kahkaha atmaya başladım. Kahkahalarım devam ederken gözüme iki çift göz takıldı. Ama hayır bu tesadüf fazla biraz içtiğim için oldu. Yoksa nasıl olsun ya? Gibi şeyler düşünürken bana bakarak yanındaki kızı kucağına çekti. Öpmeye başladı. Öpmek. Dudağıyla. En son beni öpen dudağıyla. Şaka mı bu? Lisa gördü mü acaba?

"Lali bir baksana." diyerek Lali'nin yanına geçtim.

"Ne oldu? Bebeğim başın mı dönüyor?" dedi içtiklerimi ima ederek.

"Hayır, sana söyleyip yerime geçtikten sonra belli etmeden arkana bakman gerekiyor. Kai burada galiba Sehun'da burada olabilir ama onu göremedim."

"Tamam ben bakarım. Ne yapıyordu ki baktığında?"

"Öpüşüyordu." diyip üzgünce aşağı baktım.

"Salak aynısını yap o zaman bu masadaki herkes Tae ile olan garip arkadaşlığını biliyor. Ben gruptan mesaj atarım."

"Sen harikasın."  diyip Tae'nin yanına geçtim. Ve kulağına fısıldamaya başladım.

"Bebeğim yardımına ihtiyacım var." dediğimde anlamış gibi bana baktı ve konuştu.

"Flört, sevgili, kuzen hangisi?" dedi ve gülmeye başladı.

Bende onun gibi gülüyordum. O sırada telefonlarımıza mesaj geldi. Mesajı grubumuzdan Lisa atmıştı. "Tae ve Jen burada çocuk yapsa bile sanki bu çok normalmiş gibi tepki vermiyoruz." Cidden mi Lali? Bunu mu yazdın yani? Salak. Bunları düşündükten sonra Tae'ye geri dönüp, konuşmaya başladım.

"Bir sevgili alabilirim aslında." dedim ve onun ne cevap vericeğini düşünürken beni kucağına çekti. Kucağında oturmuştum. Eteğim yanlardan sıyrılmıştı. Ben Tae'nin kucağında bacaklarımı iki yana açmış otururken, o da eteğimin sıyrıldığı yere ellerini koyarak okşuyordu. Bu sanki biraz sevişmeye dönüyordu. Gerçi kimsenin umurunda değil diyerek devam ettirdim.

Lisa'dan

Tae ve Jen'in öpüşmesini izlemek yerine farkettirmeden Kai'ye bakıyordum. Gerçekten sinirlenmişti. Daha yeni farkettiğim Sehun elini omzuna koyarak destek olmaya çalışır gibi bir hava veriyordu. Kai neden böyle davranıyordu acaba bunu Jennie'yle konuşmalıyım. Daha fazla bakarsam farkedileceğimi düşünüp, kafamı çevirdim. Jennie, Tae'nin boynunu öpüyordu. Jisoo ve Bobby ne zaman olduğunu bilmesemde Jisoo Bobby'e sürtünüyordu. Beklediğim oldu. Bobby ayağa kalktı. Anahtarı bana verdi. "Jisoo'nun arabasıyla gidicem sende çok içme." diyip el ele çıktı. Gerçekten oha resmen sevişmeye gidiyorlar. Rosé, Jimin'in omzuna kafasını yaslamıştı. Sanırım uykusu geldi. O kadar içerse olacağı bu. Onlarda kalkınca Jungkook, Taehyung, Jennie ve ben kaldık. Kalkıp Jen ve Tae'yi dürttüm. Zaten kafaları uçmuşken bu kadar öpüşmenin sonu iyi değil.

"Herkes iyi olduğuna göre ben tuvalete gidiyorum. Döndüğümde burada olun."

Kalktım ve aşağı inmeye başladım. Tuvalete girdiğimde içeride sadece ben vardım. Yüzümü yıkayıp, kuruladım. Kırmızı rujumu tazeledim. Aynada kendime bakarken kapı bir anda açıldı ya da kırıldı. Sehun içeri girdi. Sinirli ve sarhoş evde içtiğimizde bile sarhoş olmamıştı. Kim bilir ne kadar içti de sarhoş oldu? Bana yaklaşıp durdu. Neden burada olduğunu anlamıyordum.

"Lisa çok güzelsin. Neden bu kadar güzelsin?" diyip ağlamaya başladı. Alkol gerçekten ilginç bir şey.

"Sehun neden ağlıyorsun?" diyip ona sarıldım. Bunu bekliyormuş gibi bana sarıldı. Boynumu ufak öpücükler kondurdu. Biraz huylanıp kıkırdayınca, ayrılıp dudağıma bir buse kondurdu. Sonra da çıktı. Bende arkadasından çıkıp geri yerime döndüm.

Jennie uyuyordu.

Taehyung kafasını geriye yaslamış uyumaya hazırlanıyordu.

Jungkook ne yapacağını düşünür gibi Jen ve Tae'ye bakıyordu.

"Merak etme ben insanları uyandırmakta harikayımdır." diyerek elime bir bardak su aldım. Jennie'ye fırlattım. Bardağın yarısında kalan suyuda Tae'ye atıp ikisinide uyandırdım. Sonra Jennie'nin kolunun altına girip onu kaldırdım. Kendi yürüyebiliyordu ama sendeliyordu. Jungkook ve Tae çoktan aşağı inmişlerdi. Telefonumu açıp, Kook'a mesaj atıcaktım. Tae'yi bıraktıktan sonra buraya gelip bana yardım etmesini isteyecektim ki gerek kalmadı.

Kai geldi. Jennie'yi kucağına aldı ve onu kendi arabasına götürdü. Sehun'da benimle geldi. Arabaya binip eve geçtik. Eve geldiğimizde Kai kucağında Jennie'yle koridorda durunca konuştum.

"Yukarıda Siyah kapılı oda" Sadece Jennie ve benim odamın kapıları renkliydi. Benimki kırmızı onunki siyahtı.

Kai'den

Jennie'nin odasına gelip, onu yatağa yatırdım. Hem bu kadar masum hem çok seksi hemde katildi. Üstüne giydikleri, önümde bir başkasının kucağında olması, onu öpmesi, keşke o çocuğun yerinde ben olsaydım diye düşünmekten kendimi alamıyordum. Yarın sabah bunu onunla konuşacağımı aklıma kazıyıp, Jennie'nin üstünü değiştirdim. Tişörtümü çıkartıp, yanına yattım.

Sehun'dan

Lisa ikimize kahve yapmıştı. Konuşmadan kahvesini içmeye başlayınca ilk konuşan ben oldum.

"Lisa bir iddia kaybettin hatırlıyor musun?"

"Maalesef, evet."

"Ne istediğimi biliyorum sanırım."

Lisa yaklaşıp, dudaklarıma fısıldadı.

"Öyle mi? Söyle o zaman."

Onun yaptığı gibi biraz daha yaklaşıp bende dudaklarının üstüne fısıldadım.

Bir önceki bölüm yorum sınırı aşılmadı. Bu sefer yorum sınırınıda aşın olur mu? 🖤🖤

Sınır: 10 oy, 10 yorum

dead & blood | jenkai & hunlisa [✓]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin