Jennie'den
Annem mi? Ben onları ararken o bizi mi bulmuştu. Yani bakışlarımı yere sabitledim. Bugün olanlarda neydi böyle? Kai'yle öpüşmemiz, eve saldırı yapılması ve yapanın annem çıkması sanki biraz ağır gelmeye başladı. Tabi şu anda Kai, Sehun ve Lisa'yla aynı evde olmamız ve muhtemelen bugün burada kalacak olmamız da vardı.
Kai benim annem olduğunu söylediğinden dolayı hala sessizdim. Artık konuşma vakti olduğunu anlayınca "Annemi tanıyor musun?" diye sordum. Kai sadece baktı.
"Hayır, şimdilik" bunu duyunca sadece tebessüm ettim.
Lisa çok bunalmıştı ve benim bunaldığımında farkındaydı.
O yüzden konuşmaya başladı."Evinizde içecek bir şeyler var mı?" dediğinde Kai atladı.
"Su var ister misin?" dedi cidden mi Sehun?
Sinirlerim çok bozulduğu için vu iğrenç espriye tebessüm ettim. Lisa'da Sehun'un mallığını sorgularcasına bakıyordu. Bu durumda Kai konuşması gerektiğini hisedip, konuştu. "Komik değildi Sehun. Sana gelince Lisa sence olmama ihtimali nedir? Tabiki var. Ne istersiniz?"
Lisa konuşacakken kestim. Ve ben konuştum. "Bekle bende yardıma geliyim. Ne varsa getirip, biraz oyun oynayalım." diyip sırıttı. Kai ayağa kalktı. Sonra benide kaldırdı. Beni mutfağa götürdü.
Sonra mutfak masasını kenara çekti ve şarap mahzenine girdi. Cidden evlerinde şarap mahzeni vardı. Bende istiyorum. Kai aşağı inip, elinde 3 şişeyle geldi. Sonra mutfak dolaplarından birini açıp içerisinden 4 tane kadeh ve shot bardakları çıkardı. Şarapla shot atmayız heralde diye düşünürken beni cevaplarcasına başka bir dolap açtı ve içinden tekila almaya çalıştı. Ama sadece çalıştı. Elinde şarap şişeleri olduğundan alamadı. Bende sanki sıram gelmiş gibi öne atıldım. Ve Kai'yi kenara çektim. Sonra şişeyi alıp, arkama döndüm. Kai'yle göz göze geldik. Bugün zaten öpüştük yine mi diye düşünürken, elindekileri kenara bıraktığını gördüm. Elimdekinin kırılma ihtimaline karşı şişeyi gözlerimi Kai'den ayırmadan arkamdaki tezgaha koydum.
Kai'ye bakmaya devam ediyordum. O da bana bakıyordu. Benden bir hamle bekliyordu. Bende tebessüm ettim. Sonra kollarımı boynuna doladım. O da bunu bekliyormuşçasına beni havaya kaldırdı. Bende düşmemek için bacaklarımı beline doladım. Elleri beni kaldırdığı için kalçamdaydı. Hiç düşünmüyordum. Karşımda ki kişinin Kai olduğunu düşünmeden hareket ediyordum ve bunu oldukça sevdim. Onu öpmeye başladım. Hemen karşılık verdi. Kalçamı sıktığını hissediyordum. Sert öpüyordu. Çok derindi ve ateşliydi. Yorulduğunu düşünmüştüm hala kucağındaydım. Beni onaylarcasına duvara yasladı ve duvardan güç almaya başladı. Bacaklarım beline dolanık halde olduğundan şuan bacak aramda onu hissediyordum. Kai dudaklarımızı ayırdı ve "Hissediyor musun? Seni istiyor." dedi. Ben sadece güldüm. Tekrar onu öptüm. Ve bacaklarımda ki ellerini itip, kucağından indim. Sanki hiçbir şey olmamış gibi bardakları alıp, içeri gittim. O da arkamdan geliyordu.
"Jennie, eşofmanla bile seksi olduğunun farkına ne zaman varacaksın?"
"Farkında olmadığımı kim söyledi." diyip yürümeye devam ettim. Gördüğüm ilk sehpanın üzerine içkileri bıraktım. Sonra Lisa'nın yanına oturdum.
Lisa'dan
Jennie ve Kai geldiklerinde iddiayı kaybettiğimi anlamıştım. Sehun'la öpüşecekler mi acaba diye saçma bir iddiaya girdik ve ben kaybettim. Dudakları şişmişti. İkisininde. Sehun bana bakıp, gülüyordu. Ne istediğini bilmiyordum. Kim kazanırsa o zaman söyler diye düşünmüştük. Daha gülmesini kaldıramam diye düşündüm ve onu takmadan konuşmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dead & blood | jenkai & hunlisa [✓]
FanfictionHunlisa ve Jenkai İki kız kardeş İki katil kız kardeş