Lisa'dan
"Geldik." dediğimde Simon frene bastı.
"Neden bize yardım ediyorsun?" dedi Grace.
"Çünkü aptal olduğunuzu anladım."
"Ne?" dedi çünkü aptal.
"Suzy ve Yoona'yı alacaksınız. Sonra ne olacak?"
Cevap vermedi.
"Beni öldüreceğinizi bilmiyor muyum sence?" Eğer gerçekten Suzy ve Yoona olsaydı tabi.
Yine cevap vermedi.
"İşte aptalsınız. Ama merak etmeyin. Sizi çok sevgili annelerinize kavuşturacağım."
Grace korkuyla "Öldürdün mü onları?" diye çığırdığında arabadan çıkmıştık.
"Bilmem. Ağaç evin içindedirler belki."
Grace çıldırmıştı. Ani hareketlerle yukarı çıktı. Simon'da elindeki silahı kafama doğrulttu. O sırada nereden geldiğini anlamadığım bir kurşun silahı tutan eline geldi.
Etrafa baktığımda bir düzine adam silahlarını Simon'a doğrultmuştu. Sehun'un adamları olduğunu anlamıştım. Başımla Simon'u öldürmelerini işaret ettim ve ben de yukarı çıktım. Çıktığımda gördüğüm manzara beklediğim gibiydi. Dudağı patlamış baygın bir Grace ve zaferle bana bakan Jennie. İlk önce Jennie olmak üzere hepsine sarıldım. Grace'in uyanmasını beklemek istemiyordum. Etrafta gördüğüm su şişesini Grace'e boşalttım.
"Yalancı sürtük."
"Ne kadar aptal olduğunu hatırlatıp, gebermeni istedim."
"Simon'a ne yaptın?"
Jennie kahkaha attı.
"Geberttik."
"Ne?"
Jennie "Bir daha tanımadığın insanlarla oyun oynamaya kalkma. Gerçi zaten yapamayacaksın." dedikten sonra tekrar güldü.
Kai ve Sehun birbirlerine baktıktan sonra Kai konuştu.
"Bazı hataların telafisi olmuyor."
Grace "Hepinizi geberteceğim." yine cırladı.
Sehun derin bir nefes vererek sıkıldığını belli etti. "Çok boş yaptı. Hadi öldürelim."
"Bu zevk sizin beyefendi." dedim ve tebessüm ettim.
Silahın güvelik kilidini indirdi. Grace'in karşısına geçti. Duraksadı. Beni belimden tutup kendisine çekti. Gözlerinin içine bakarak konuştu.
"Bana sevgilim demeni daha çok seviyorum. Bu yüzden..." Tetiğe bastı. "...artık sevgiliyiz, gerçekten."
"Hmm öyle mi?"
"Evet öyle. Sevgilim." dedikten sonra beni öpmeye başladı. Biraz fazla sertçe ve tutkulu bunun sonunu düşünecek biri değilim ama Jennie ve Kai burada. Hızla ondan ayrıldım. Bana sorarcasına baktı.
"Jennie ve Kai." dedim hızlıca.
"Gitmişler bile."
"Başka zaman tekrar yap bunu ama şimdi olmaz." diyerek kapıya yöneldim.
"Bu arada ben de sana sevgilim demeyi daha çok seviyorum zaten."
Güldü.
Yavaşça aşağı indim. Arkadamdan geldi. Jennie bir şey kazanmış gibi Kai'ye dönüp söylenmeye başladı. Uzak kaldığım için duyamadım.
Jennie'den
Kai'ye dönüp konuştum. "Ben sana söylemiştim di mi gerizekalı?"
"Ya Sehun buradan bırakmaz kızım. Saçmalama."
"Ne saçmalama be. Ben sana dedim ki. Şimdi sevişmezler. Ne oldu? Sevişmediler. Ben kazandım işte."
"İyi sen kazandın. Söyle bakalım ne istiyorsun?"
Biraz düşünür gibi yaptım. Sonra burnunun dibine girdim. Beni tam öpecekken çekildim. Boşluğa düşmüş gibi oldu.
"Salak."
Sinirlendi. "Senin karşında Kai hazretleri var. İstersen biraz kendine gel."
"Senin karşında Kim Jennie var. İstersen biraz kendine gel" diyerek onu taklit ettim.
"Gerizekalı." dedi. Bana dedi.
"Ama sikerim ebeni Kai."
Umarsızca "Lütfen yap bu dediğini." dedi.
"Ne istediğime sonra karar vereceğim. Şimdi evlerimize oradan da uzun bir tatile gidelim."
"Neden bizi beklemediniz?" diyerek yanımıza geldi Lisa.
Kai'ye imalı bir şekilde baktım. O sırada o da Sehun'a bakıyordu.
"Hiç öylesine, Hadi gidip valiz hazırlamalıyız. Sonra da..." duraksadım. Ve Kai ile Sehun'a döndüm.
"Nereye gidiyorduk biz?"
Yavşakça gülümsediler.
"Ibiza"
Finale son 3...
Bu kitap benim ilk kitabım. Ama her şeyin bir sonu var.
Sizi seviyorum. 🖤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dead & blood | jenkai & hunlisa [✓]
FanfictionHunlisa ve Jenkai İki kız kardeş İki katil kız kardeş