Lisa'dan
Sehun'a sevgilim dediğimde oldukça etkilenmiş olmalı ki benim elimden tutup, dışarı çıkartmıştı. Eve giremeyecektik.
"Sehun delirdin mi? Neden dışarı çıktık?"
"Bana sevgilim dedin."
"Sende bana dedin." diyerek atıldım.
"Ama ben senin kadar ateşli söylememiştim." Birinin benden etkilendiğini anlayınca bunu kullanmayı severdim. Gerçi Sehun başkaydı. Evet onu etkliyordum. Ama bende ondan etkileniyordum. Sırıttım. Ona bir adım attım. Ayaklarım üzerinde yükselerek dudaklarının üstüne fısıldadım.
"Haklısın... Sen söylerken daha ateşliydin." diyip tepkisini beklemeden uzaklaştım ve konuşmaya devam ettim.
"Şimdi söyle gerçekten neden dışarı çıktık?"
"Yeri'yi nereden tanıyorsun?"
"Bunu konuşmak için mi çıktık?"
"Senin hakkında merak ettiğim çok şey var? Dışarıda konuşalım istedim."
"Bu saatte, üstümdeki kıyafetlerle, gerçekten donmamı istiyorsun değil mi?" deyip sorarcasına baktım.
"Tek ihtiyacımız ince bir battaniye bir yere oturup, sabaha kadar konuşuruz."
"Battaniye bul o zaman gerizekalı." Üzerime yürümeye başladı.
"Lisa sana yumuşak davranıyorum diye Oh Sehun olduğumu unutma." Gerizekalı dedim diye mi? Cidden bu zamana kadar hiçbir şeye takmayıp buna mı? Ben bunun altında kalmam. Asla kalmam.
Üzerime yürüdüğü için aramızdaki çok az mesafeyi kapattım. Tıslarcasına konuştum.
"Senin Oh Sehun olduğunun farkındayım. Ama ben Lalisa Manoban iken neden senin kim olduğunu neden önemseyim ki?"
Onu eziyordum. Gücümü kullanıyordum. Benden fiziksel olarak güçlü olduğunu biliyordum ama teknik ve zeka her zaman daha önemlidir. Bana hiçbir şey yapamazdı. Ve ben bunu çok iyi bildiğim için üzerine gidiyordum.
"Şimdi Oh Sehun gözümde daha fazla zekasız birine dönüşmeden git bir battaniye bul. Ben üşümeyi hiç sevmem."
Cevap vermesini bekliyordu. Sadece bakıyordu. Biraz daha durduktan sonra sırıttı. Yüzüme bakmaya devam etti. Sonra aniden gitti.
Nereye gittiğini bilmiyordum. Ama geleceğine emindim. Bende en yakın banka gittim. Sarhoşlar geçiyordu. Üzerimde hala bar kıyafetleri vardı. Tam tahmin ettiğim şey oldu. Zihniyetsiz şerefsizin teki laf attı.
"Yoksa babacığını mı kaybettin küçük kedi?" diyip iğrenç gülüşünü bıraktı. Yanında bir adam vardı. 2 kişilerdi ama sallanarak yürüyorlardı. İkisinide üst üste koyup sikerdim bunları.
Hiçbir şey demeden ayağa kalktım. Yanlarına gittim. Giderken birbirleriyle konuşmaya başladılar.
"Gerçekten bir babacığa ihtiyacı varmış."
"Merak etme babacık sana iyi bakacak."Yanlarına ulaştığımda ilk konuşana kafa attım. Kafa attığım için elindeki alkol şişesini düşürmeden tuttum ve onu da kafasında parçaladım. Bunu görünce diğeri koşarak kaçmıştı. Adam çoktan bayılmıştı. Sanki hiçbir şey olmamış gibi yerime geçmiş Sehun'u bekliyordum. Geleceğine inancım tamdı.
Öyle de oldu. Elinde battaniye ile gelince konuştum.
"Bir an gelmeyeceksin sandım." dedim. Battaniyeyi bana sararken yanıma oturdu ve kendine sarıldı. Sonra gözleri ile yerde yatan adamı gösterdi ve konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dead & blood | jenkai & hunlisa [✓]
FanfictionHunlisa ve Jenkai İki kız kardeş İki katil kız kardeş