28

1.1K 67 16
                                    

3 Ay Sonra

Lisa'dan

"Sehun sence ne olacak? İkisi aynı nikah masasında şahit olarak bulunacaklarını bilmiyorlar bile. Bu işin sonunda tüm sinirleri bize patlayacak diye korkuyorum."

"Artık barışmaları gerekiyor Lisa. Sen bunları kafana takma lütfen gelinliğin içinde ne kadar seksi göründüğünü bilmiyorsun bile. Beni çıldırtmak için mi tüm bu dekolte..." derken bana iyice yaklaşmıştı. Elleri belimi tutup beni kendine çekerken, adeta tüy kadar hafiftim onun için karşı gelmek bir yana ona doğru süzülüyordum resmen.

"Eğer öyleyse sen küçük Sehun'u eşofmanla bile kaldırmış kadınsın Lalisa Manoban bu kadar emeğe gerek yoktu."
dedikten sonra dudaklarıma yapışmıştı. Dudağımdaki kırmızı ruj tamamiyle Sehun'un dudağındaydı artık hissediyordum. Gelin makyajımı bozmanın cezasını vermek istedim o an şehvetle ısırdım dudaklarını, kanatana kadar ağzımın içine inlediğinde ona katılmaktan başka bir şey yapmamıştım. Daha ileri gideceğini anladığımda onu durdurdum.

"Sehun, bebeğim sürekli yaptığımız bir şeyi yapmak için neden bu kadar sabırsızsın."

"Neden seks kelimesini sansürlemek zorunda hissediyorsun kendini."

"Her ağzımdan çıktığında beni becerdiğin içindir belki."

"Wupsii yasaklı kelime Lalisa, sevişmeliyiz."

"Sehun düğünümüz var bu işi sonrada yapabiliriz sevgilim."

...

Jennie'den

Lisa ve Sehun evleniyordu. En azından ikisi mutlu diye düşünüyorum her zaman. Hazırlanırken. Hatta şimdi yoldayken bile Kai'yi düşünüyordum. Babamı öldürmüştü. Beni kurtarmak için aslında ona kızmıyordum. Benim affedemediğim kişi bendim. Benim yüzümden Kai böyle bir seçim yaptı. Babam benim için kendini feda etti. Eğer bir gün kendimi affedersem. Kai'ye geri dönecektim. Ama bunun olacağına dair inancım maalesef ki yok.

Bu düşüncelerle kendimi boğarken düğün alanına gelmiştim bile. Kai'yi göreceğimi biliyordum. Bu Lisa'nın olduğu kadar Sehun'un da düğünüydü. Tanrım nolur bana gidip dudaklarına özlemle yapışmamam için güç ver. Nolur ona karşı koyabilmemi sağla. Lütfen.

Daha fazla boğulmamak için Lisa'nın yanına gittim.

Sehun yine kardeşimş becermiyordur umuduyla çat diye açtım kapıyı. Ama içeride Lisa yoktu. Geri çıkmak için kapıya döndüm ki kapı kapandı. Açmaya çalıştım ama açılmadı. Kırmayı deneyecektim ama Siyah mini, saten elbisem bu konuda bana yardımcı olmuyordu. Düğünün başlamasına daha 3 saat vardı yokluğumu farketmeleri gerekecekti ki son anda aklıma gelen telefonumla rahat bir nefes alıp çantama uzandım. Ama...ama çantamın içi boştu ve sadece bir kağıt vardı.

Kağıda uzanıp içinde yazanı seslice okumaya başladım.

"Bebeğim bana kızma lütfen, seni bu kadar iyi tanıdığım için aslında sorunun Kai değil de kendini affetmek olduğunu gördüğüm için evet bu Sehun ve benim planımızdı birazdan onu da bu odanın içine sokacağız. Ne yapacağınız umrumda bile değil. Ama düğün başladığında ikinizi mutlu bir şekilde şahitlerimiz olarak göreceğimize eminim. Çünkü sen Jennie Kim, Kim Kai'ye o kadar aşıksın ki. Bunu 100 kat yabancı bile anlar. Bana kızacaksan bile bugün kızamazsın zaten zira senin tatlı kardeşin Lalisa Manoban yani ben bugün evleniyor."

Kızmalı mıyım? Ya da üzülmeli miyim? İkiside yok üzerimde heyecan duygusunun bastırdığını hissediyorum. Oturduğum yerden kalkıp odadaki üstümdeki elbiseyle uyumlu seçilmiş gibi olan saten yatak örtülü yatağa ilerledim. Uzandım ve bekledim. Gelince kavga mı edecektik acaba diye tahmin yürütmeye başladım. Tam o. anda kapı açıldı. Kai içeri girdi. Anın şokuyla yatağın üstünden kalkamadım sadece oturur pozisyon aldım. Elbisem yukarı tırmandı. Ama utanmadım. Kai'den utanmam mümkün değildi bile. Gözleri gözlerimi bulunca derin bir nefes aldım. Gözlerime ışık hızında dolmaya başladı. Dudaklarım titrerken fısıldadım.

"Sevgilim." diye nereden bilebilirdim duyacağını üzerime gelişi ve beni öpmeye başlamasıyla onu ne kadar özlediğimi bir kez daha anladım. Sertçe değil yavaşça öpüyordu. Sanki bir daha öpemeyecek gibi yavaşça ve derin derin öpüyordu beni. Gözlerinden yaşlar akmaya başlamış benimkilere karışmıştı. O an ne olacağını düşünmek istemedim o da düşünmedi. Sadece özlem ve adrenalin hissediyordum. Yavaşça kucağına çıktım. Benim gibi siyah giyinmişti. Siyah saten bir gömlek altına ise siyah kumaş pantolon, yavaşça dokundum düğmelerine sanki son defa sevişiyormuşuz gibi her anı aklıma kazımak istiyordum. Çok yavaş hareket ediyordum. Kai zorlanıyordu. Ama karşı çıkmadı. Gömleğini çıkarttığımda, pantolon düğmesine uzandı elim, fermuarıda çektikten sonra altımda sertleşen varlığa elimi bahşettim. Acıtarak dokundum ona. Kai beni hızla altına alırken bile acıtıyordum canını. Elbisemin fermuarını açarken benden bile yavaş davranmıştı. Sanırım artık dayanamıyorum. Aramızda mesafenin girmesini sağlayan bendim. Son sevişmemiz gibi davranmamız sinirlerimi bozuyordu. Aylar sonra görmüşken onu tekrar bırakamazdım. Elbisem üstümde değildi artık.

"Kai yeter." dediğimde afalladı.

"Ne?" nidası çıktı ağzından şaşkınlıkla.

"Özür dilerim seni üzdüğüm seni hiçbir zaman affetmeyeceğim çünkü sen affedilecek bir şey yapmadın. Affedilmesi gereken tek kişi benim. Kendimi affetmem gerekiyor. Ama bunu tek başıma yapamıyorum. Seni bi daha bırakmayacağım. Sende beni bırakma olur mu?"

"Seni tabiki bırakmam. Aptal kız aylardır gözüme uyku girmiyor. Rüyalarımda çığlıklarını duyuyorum. Sen benim başıma gelen en güzel şeysin daha önce konuşamadık biliyorum ama baban da böyle olsun istedi o gün son anda ıskalamayı düşündüm ama ıskalasaydım. İkinizde gidecektiniz Jennie özür dilerim bebeğim kendini affetmediğin için. Baban içi-"

Bunları şimdi konuşmak istemiyordum. Üstümde iç çamaşırlarımlayım. Kai'nin kaslarına uzun zaman sonra dokunabiliyordum. Bu yüzden daha fazla konuşmasına izin vermeden dudaklarına yapıştım. Az öncekinin aksine son olmayacağının bilincindeydik ikimizde. Zorlukla ayrılıp konuştum.

"Birbirimizi bırakmayacağımıza göre lütfen son sevişmemiz gibi davranmayı kesip beni becerir misiniz Kai Bey?" dediğimde yüzündeki yan sırıtışı gizlememişti.

"4 aydır sadece seni hayal ediyorum Jennie Hanım bu benim için büyük bir zevk."

"Ne kadar vaktimiz var?"

"En az iki saatimiz var bebeğim."

"O halde ağlat beni Kai. Seni hissederken ağlayacak kadar yak canımı." dedikten hemen sonra Kai pantolonunu ve baksırını sıyırmıştı. Ben hala sütyen ve kilot ile karşısındaydım. Yavaşça sıyrıldı bedenim fazlalıklardan. Girişimde hissetmedim çünkü birden en derinliklerime girmişti. Yay gibi olmuş belimi yatağa bastırdı buz gibi ellerini göbeğime yaslayarak. Tanrım az önceki biz son seferimiz gibi yaparken şimdi 4 ayın acısını çıkartıyorduk.

...

"Sonsuza dek evet."

"Sizler şahitlik ediyor musunuz?"

"Evet şahitlik ediyoruz."

Alkışlarla ıslıklar birbirine karışırken nikah kıyılmış, Hediye merasimi yapılmış ve şimdi asıl düğün başlamıştı.

"After Party" diye bağırırken Havuza atladı Bobby.

İlk başta herkes şaşkınlıkla ona bakarken sonra teker teker havuza atladı herkes. Sadece dördümüz atlamamıştık. Sehun fazla mutluydu ve bunu gizlemeden rahatça konuşması hepimize neşe veriyordu.

"Eee ortaklar yaşıyor muyuz aynı evde?"

"4 aydır bütün işler sizin omzunuzdayken evlenmeyi nasıl becerdiniz anlamıyorum ama sonsuza dek ortak ve kardeşiz bu durumda yaşıyoruz tabiki de salak damat seni" diyip onu havuza ittim.

"Yah Jennie şimdi görürsün sen." diyip Kai'yi havuza ittirdi Lisa.  "Benim kocamı havuza niye atıyorsun durduk yere sende Kai'yle barışınçs mutluluktan ne yaptığını şaşırdım Jen."

"Ne biliyim kızım ya, kocanın arkasından atlarsım diye düşünmüştüm."

"Jen, Lis gelin bence su çok güzel." dedi Kai, sonrasında Sehun bize su atmaya başladı.

Lisa ile soğuk su yüzünde çığlık çığlığa kaçıştık.

"Ne güzeli ya buz gibi bu su Kai."

"Aşk olsun güzelim biz sizi ısıtırız biliyorsun."

;)

dead & blood | jenkai & hunlisa [✓]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin