Günümüz
Jennie'den
Kai adından birinden geldiğini düşündüğümüz telefondan sonra apar topar babamı aramış şuan ise yüz yüze konuşmak için yanına gidiyorduk.
Lisa arabayı kullanırken Kai'nin kim olduğunu neden babamın bana ulaşmasını engellemeye çalıştığını ve şuan ölü olması gerekirken neden yaşıyor olduğunu düşünmekle meşgulüm. Bu düşüncelerden çıkmak amacıyla yolu izlemeye başladım. Sonra dikiz aynalarından farkettiğim gerçekle Lisa'ya döndüm. "Lisa sana bir şey söylemeliyim ama sakince arabayı kullanmaya devam etmen lazım arkamızda bizim adamlarımızın kullandığı araba var ama plakası farklı bunu kim yaptıysa korumaların araç plakalarını bilmediğimizi düşünmüş olmalı. Üzülerek söylüyorum kardeşim takip ediliyoruz." Lisa başta afallamış olsa da "Tamam, kemerini bağla hemen zor bir yolculuk bizi bekliyor." ... "Jennie kusmamaya çalış" aptal Lisa onu daha fazla dinlemeden babamı aradım. Telefonu ikinci çalışta açtı. "Geldiniz mi Jennie?" "Hayır Baba gelmedik ve galiba gelemeyeceğiz." "Ne demek istiyorsun? Jennie ne oldu? İyi misiniz?" "Baba sakin ol iyiyiz ama takip edildiğimizi farkettik. İzimizi kaybettirmeye çalışıyoruz" "Nerdesiniz? Adam göndericem" babam bunu dediğinde Lisa'ya baktım. Hayır anlamında başını salladı. Bende ondan aldığım onayla babama "Hayır baba adam göndermene gerek yok eğer yirmi dakika içinde gelemezsek endişelenebilirsin" diyip telefonu kapattım. Aslında gerek yoktu. Adam göndermesini istemiyordum. Telefonumun kilidini kapattım. Ve arka cebime koydum.
Lisa araba kullandığı için iki silahı da ateş edilebilir hale getirdim. Lisa'nın botunun içine bıçak yerleştirdim. Tabi o araba sürerken bunu yapmak benim için biraz zor olmuştu. Aynı şeyi kendim için yaptıktan sonra arkadaki arabayı izlemeye başladım. Sonra arabanın üstündeki camı açtım ve kafamı çıkarttım. Saçlarıma rüzgarın etki etmesine izin verdim. Arkamızda ki araçta her kim varsa takip ettiğini anlamamış olduğumuzu düşünmesi için gayet eğleniyormuş imajı vermeye çalışıyordum. Ama canım sıkıldı ve tekrar yerime oturdum. Arkada ki araç hızlanmaya başlamıştı. "Lisa önümüzü kesicekler dikkat et" dememle önümüzü kestiler. Silahımla beraber arabadan fırlayıp ateş etmeye başladım. Arabadan iki kişi çıkmıştı. Lisa'da arabadan çıkmış ve yanıma gelmişti elimizde silahlarla gayet cüretkar duruyorduk. Bize doğru yaklaşan taş için Lisa fısıldayarak "Kai bu" dedi. Elimde tuttuğum silahımı daha çok sıktım. Kai'nin arkasında duran çocuk anladığım kadarıyla Kai'nin arkasını kolluyordu. Lisa'da bunu anlamış olacak ki bir iki adım geri gitti. Bende iki adım ileri gittim ve Kai'nin yanına ulaştım. Kai konuşmadan sadece vücudumu süzdü.
Konuşmayacağını anlayınca sakin ve net bir şekilde "Konuş" dedim. İlk önce tebessüm etti. Sonra da "Eğer böyle tanışmamış olsaydık seni sabaha kadar becerirdim." dedi.
Bunu demesini beklemiyordum ama şaşırdığımı bellie etmedim hatta hoşuma gitmiş gibi tebessüm ettim. "Güzel olduğumun farkındayım Kai bunu demek için adamlarımızın yerine geçmenize gerek yoktu" dedim sonra ona ve arkasındakine baktım. Kai kendinden emin bir şekilde yüzünde ki çekici gülümseyle konuşmaya başladı. "Jennie senin yüzünden hakkım olan bir şeyi kaybettim. Bunun yüzünden seni öldürmek istiyorum." Cümlesini kahkaham ile kestiğimde Lisa'da bana katıldı. Ben kahkahamın ardından yüzümde ki seni sikerim bakışıyla Kai'nin üstüne yürümeye başladım. Her adım attığımda işaret parmağımla omzuna baskı uygulayıp onu geriye itiyordum. Bunu yapmaya devam ederken konuşmaya başladım. " Komiksin, hakkın olan şey her neyse ona sahip çıkmalıydın Kai." Durdum ve silahımı kafasına dayadım. Benimle beraber Lisa ve arkasında ki adamı da silahılarını çıkartıp doğrulttu. Ben kafasına silah dayamışken devam ettim. " Üzgünüm ama beni öldürmezsin, yakışıklısın Kai keşke yakışıklı olduğun kadar akıllı olsaydın. Belki o zaman senin için başka şeyler düşünürdüm. Fakat şuan gözümde sadece son haftalarını yaşayan bir aptalsın yerinde olsam kaçardım."
Lafımı bitirdiğim anda silahımı çekip arabaya yürümeye başladım. Lisa silahını indirmemişti. Ben yürümeye devam ederken Lisa bana gözüyle arkama dönmemi söyledi. Yerimde durup arkamı döndüm ve bana silah doğrultmuş bir Kai ile karşılaştım. Yüzümdeki sırıtışa engel olamadım. "Çok aptalsın Kai ikimizde ateş etmeyeceğini biliyoruz."
Bana baktı benimle beraber o da sırıttı. Silahını indirmeden "Güzel kokuyorsun, seninle yatmadan seni öldürmem." dedi ve silahını indirdi. İlk başta şaşkınlıkla yüz ifadem değişse de bu sefer daha büyük bir gülümsemeyle konuşmaya başladım. "Ahh Kai eğer bir gün seninle yatarsam beni öldüremezsin çünkü boşalmana bile izin vermeden beynini dağıtmış olurum."
Kai geri çekildi ve arkasındaki çocuğa dönüp "Burada ki işimiz bitti Sehun artık gidebiliriz." dedi bende arabama yürüyordum. Lisa arabanının içine girmiş sürücü koltuğuna kurulmuştu. Saatte baktığımda babamı aramamın ardından yirmi altı dakika geçtiğini anladım. Hemen babamı arayıp iyi olduğumuzu ve beş dakikaya orada olacağımızı söyleyip kapattım.
Arabayla Kai ve Sehun'un yanından geçerken Kai'ye başımla selam verdim. Sonra Lisa'ya döndüm.
Bana meraklı bakışlarını gönderdi. "Jennie silah çekerek flört ettiniz resmen. Ciddi kalmak için nasıl çaba harcadım biliyor musun sen? Dövücem kızım seni. Salak mısın sen Kai ile yatarsan ayağa kalkamazsın bir de beynini dağıtırım dedin aptal." Güldüm ve "Sen nereden biliyorsun benim ayağa kalkamayacağımı?" dedim. Lisa bana ciddi misin sen bakışlarını gönderirken "Jennie çocuk babamın yanında çalışıyordu. Kaç defa odalarda babamın adamlarını bastık beraber, Kai'yi de dört defa basmış olabilirim." Ben gülme krizine girmişken ancak babamın yanına gelebilmiştik. Lisa'yla beraber bara girmiş. Şuan depo kapısı gibi görünen asansöre binmiş ve -3 'e basmıştım. Asansörden inip babamın bize bakan sinirli yüzünü görünce güzel bir azar yiyeceğimizi anlamam çok uzun sürmedi._______________________________________________________
Bence bağlayamadığım için gereksiz uzun bir bölüm oldu.
Yorumlarınızı belirtmeyi unutmayınız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dead & blood | jenkai & hunlisa [✓]
FanfictionHunlisa ve Jenkai İki kız kardeş İki katil kız kardeş