16

1.3K 105 7
                                    

Jennie'den

"Böyle aşık ederler adamı." diyip gülmeye başladım. Lisa kafasına elini vurdu. Kai bu mu yani dercesine saçma bir ifade takındı. Sehun ise gülmemek için zor durduğu belli olduğu halde ciddi kalmaya çalışıyordu. Kimse tepki vermeyince tekrar konuştum. "Kai senden hoşlandığımı gizlemem zaten hoşlanmamam olası değil ama beni daha yeni kurtarmışken bunu söylemek sence mantıklı mı? Bulunduğumuz ortam hiç doğru değil falan ya hani gerizekalı." dedim gerizekalıyı yüksek sesle söyleyerek.

Kai gözünü devirmişti. "Sonra uzunca konuşmak için vaktimiz olacak zaten. Şimdi hep beraber bizim yazlığa gidiyoruz. İki gün takılıp, geri geliriz. Sende başına gelenlerden kısa bir süre dinlenmiş olursun."dedi.

"Kai bana bu kadar düşünceli davranıyor olmana alışabileceğimi sanmıyorum." dediğimde güldü.

"Yerinde olsam alışmazdım." diyip daha çok güldü. Pislik.

Ona cevap vermek yerine önüme döndüm ve arabayı süren Lisa'yı kesmeye başladım. Düşünceli görünüyordu. Dikiz aynasından bana bakınca göz göze gelmiştik. Annemleri düşünüyordu. Gözlerinden anlıyordum. Düşünceli görünmesinin sebebi endişe veya korku değildi. Nasıl öldüreceğini planlıyordu. Ben yokken onları hedef yaptığına çok emindim. Daha fazla dayanamadım ve sordum. "Umarım Yoona orospusunu benim tarafıma yazmışsındır. Onu sana bırakmam." dedim ve yüzüme sırıtışımın yayılmasına engel olmadım. Benim ifademi görünce rahatça cevap verdi. "Bunu diyeceğini biliyordum. Şuan neyi düşündüğümü bildiğini de biliyorum."dediğinde Sehun ve Kai gülümsemişti. Fakat Kai değil Sehun konuşmuştu. "Birbirinizi bu kadar iyi tanımanız çok  korkutucu. dediğinde bu sefer Lisa ve ben gülümsedik.

"Gideceğimiz yere vardığımızda beni uyandırın olur mu?"
Sehun araba kullandığı ve Lisa da çok düşünceli olduğu için Kai'ye döndüm. Kafasını tamam anlamında salladıktan sonra dizini gösterdi. Bende onun dizinin üzerine yattım. Gözlerimi kapattım.

Keşke gözlerimi hiç açmasaydım. Çünkü uyandığımda evde değildik. Hatta kimse arabada değildi ve benim üzerimde ince bir battaniyr vardı. Yerimden kıpırdamadan olasıkları değerlendirmeye çalışıyordum. Dışarıdan sesler geliyordu. Lisa'nın sesi çok sakin geliyordu. Bu kadar sakin olmadığının farkındaydım. Başka birisine karşı soğukkanlı davranmaya çalışıyor olabilirdi. Aksi takdirde neden bu kadar sakin olmaya çalışsın ki. Kafamı biraz kaldırıp camdan baktım. Sehun ve Kai arabanın hemen önünde duruyordu. Kafamı kaldırınca farkettiğim poşet ve üzerindeki not dikkatimi çekti. Notta "uyandığın zaman giymen için aldım Jen." Bunu görünce hemen içindekilere uzandım. Kai arabadan gelen sesi duymuş olacak ki ufak bir kafa hareketiyle arkadasına döndü. Kendimi ona gösterdim. Başka biri olduğunu düşünüp buraya gelmesi daha giyenemeden dikkat çekerdi. Zaten beni görünce hemen önüne dönmüştü. Bende o sırada poşetten giyseleri çıkartmıştım. Siyah yüksek bel bir pantolon ve üzerine yine siyah kısa kollu bol kesim bir crop top vardı. Kesinlikle üstümdekilerden daha iyi duruyordu. Poşeti kenara koyup giyinmeye başlayacaktım ki poşetin gereksiz ağırlığından içinde başka bir şey olduğunu anladım. Silah ve bıçaklar. Tanrım harika. Hızlıca giyinip, Yavaşça elimi ön koltuğa, Lisa'nın çantasına götürdüm. İçinde ufak bir ayna vardır diye umuyordum. Elime istediğim şey gelince aynada kendime bakıp sırıttım. Gerçekten güzeldim. Aptal Kai sen varken başkasına nasıl aşık olabilir ki? diyip aptalca sırıttım. Saçımı tepeden at kuyrugu yapıp, ayakkabılarıma baktım. Zaten Spor ayakkabı olduğu için buna gerek duymamış olabilirlerdi. Üzerinde durmadan silahı belime yerleştirdim. Seçtiğim iki bıçağıda sütyenimin kopçasından geçirerek sırtıma sabitledim. Daha fazla oyalanmadan arabadan çıktım. Karşı tarafta tanımadığım bir kız ve adam vardı. İkiside Lisa'nın karşısında duruyordu. Herkes bana bakıyordu. Lisa, Sehun ve Kai hariç. Onlar zaten ben olduğumun farkındaydılar. Arabanın hemen önünde duran Sehun ve Kai'nin yanına gittim. Ben onların yanına giderken. Adını bilmediğim kadın konuştu. "Demek Jennie diyerek övdükleri korkak bu." Kai'ye baktım. Ne döndüğü konusunda en ufak bir fikrim yoktu. Sadece "ne yapmalıyım?" şeklinde bakıyordum. Bunu anlayıp, gözlerini kırptı. Kai'den güç almaya ihtiyacım yoktu. Ama bana güç vermesi kötü sayılmazdı. En azından benim için.
Yerimden kıpırdamadan konuştum. Lisa'nın da bu tarafa biraz yaklaşmasını istiyordum. "Bana korkak derken bile benden korkuyor oluşun komik ve tatlıydı. Şimdi söyle bakalım nedir beni uykumdan uyandırmanızın sebebi?" Kızın yanındaki çocuk gülümsedi ve konuştu. "Bizi tanımıyorsun değil mi? Hiçbiriniz tanımıyorsunuz. Yapabileceğimiz şeyler hakkında bir fikriniz bile yok." Elini farkettirmeden beline götürmeye çalışıyordu. Silah alacağını anlayınca ondan önce davranıp silah çektim. Beni görünce Sehun ve Kai'de silahlarına sarıldı. Karşı taraf boş durmasada Lisa hiçbir şey yapmamıştı Bu yüzden konuşma işini ben devir almıştım. "Asıl sen bizi tanımıyorsun. Seni yaşarken öldürürüm." dedim ve Onlara doğru yürüdüm. Lisa'nın yanına gelince elimi destek olurcasına omzuna koydum. Beni farkedince Arabaya doğru yürüdü. Bende son defa konuşup, arkama döndüm. "Eğer bir daha karşımıza çıkarsanız size konuşma fırsatı tanımam." Yürürken o iğrenç kız yanındaki çocuğa dönerek konuştu. Ve benim adımlarım bir anda durdu.

"Görüyor musun Simon Lisa'ya annesinin biricik kızı olamamak ağır geldi." diyerek dalga geçiyordu. Benim kardeşimle. Bir elimde hala silah tutarken hışımla arkama dönüp kızın omzuna bıçağımı fırlattım. Ne olduğunu anlayamamıştı bile sadece can acısıyla geriye savrulmuştu. Adının Simon olduğunu öğrendiğim çocuk bana silahını doğrultmuştu. Düşünmeden hareket ediyordum. Soğukkanlı davranmak bir yana ben bağırarak konuşuyordum. "Tekrar söyle." "Lisa'ya ne söylediysen banada söyle hadi." Kızda benim gibiydi. Tek fark ben sinirli olduğum için bağırıyordum. O ise canı acıdığı için. "Lisa'ya kardeşi olduğumu söyledim. Bu arada tebrikler artık bir erkek kardeşin var." diyerek yanında ki çocuğu gösterdi. Gülmeye başladım. Deli gibi gülüyordum. Kai yanıma gelmişti. Geriye dönmüyordum fakat Lisa ve Sehun'un arabanın içinde olduğuna emindim. Hala gülerken konuşmaya başladım. "Anneleriniz için mi yolumuzu kestiniz gerçekten o orospuları bu kadar çok mu seviyorsunuz?" diyip sanki çok komik bir şeymiş gibi gülmeye başladım. Simon çıkıştı. "Anneme orospu diyemezsin üstelik kendin sürtüğün tekiyken. Söylesene Jennie, Kai seni öldürmesin diye onunla yatıyor musun?" dediğinde sadece güldüm. "Yoksa sen öyle mi yapıyorsun küçük Simon?" diyip devam ettim. "Anne olucak o fahişeleri o kadar seviyorsanız. Onlarla işim bittiğinde sizleri yanlarına gönderebilirim." dedim ve arkama döndüm arabanın yanına geldiğimde Lisa'nın arkada olduğunu farkedip, ön kapıya uzandım. Açmadan önce Simon ve o kıza dönüp konuştum. "Söz veriyorum. Yoona ve Suzy geberirken siz en önden izleyeceksiniz."

Sadece özür dilemek istiyorum. Bu kitaba başlarken kendi kendime asla sorumsuzluk yapmayacağım diye söz vermiştim. Fakat bu yaptığım sorumsuzluğun ekstra hali. Bu sefer sınır koymayacağım kendimi affettirmek için akşam bir bölüm daha yayımlayacağım. Ve bunu bugün yapamam ama yarında bir bölüm yayımlayacağım. Ayrıca Suzy ve Lisa arasındaki yüzleşmeyi bu bölümde değil diğer bölümlerde işlemem daha doğru geldi. Yeni karakterler geldi. Yerim'in gelişi için kafamda bir bölüm oluşmayada başladı. Kesin olarak söyleyebilirim ki Yerim kitaba dahil oluyor. Tekrar özür dilerim Sizi seviyorum. 🖤

dead & blood | jenkai & hunlisa [✓]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin