1 hafta sonra
Lisa'dan
Jennie sürekli annelerimizi bulmak için uğraşıyordu. Onun amacını anlamıştım. Hesap sormak istiyordu. Bu işin sonunda ölsek bile bizi neden bıraktıklarına dair hesap sorup içindeki çocuğu rahatlamak istiyordu. Ben Jennie için çok üzülüyordum. O bunları hak etmemişti.
"Ya ben tüm bunları hak ettim mi?" sesli düşünmüştüm.
Jennie merakla bana döndü. Bende ona döndüm. Sessizce birbirimize bakıyorduk. Birbirimize bakarken ikimizinde gözleri doldu. Şuan ağlıyordum, ağlıyorduk. Ayağa kalkıp, yanına gitmeye gücüm yoktu. O bunun farkında olacak ki yanıma geldi. Sarıldık. Tam konuşup, içimdeki sıkıntıyı anlatacakken, Salonun penceresi kırıldı. Mermiyle. Biz salondayken. Ne demek bu dışarda bir ordu varken evimize ateş açılmaz. Ya korumalarımızdan biri hain ya da başka biri hepsini öldürdü. Jennie'den ayrılıp, ona sessiz olmasını söyledim. Bodruma inip gizli geçitten geçmeliydik. Böylece yandaki boş eve girip, onların gitmesini beklerdik. Jennie'ye aşağı inip, geçitte beni beklemesini söyledim. Jennie'de silahını, bıçağını ve telefonunu alıp, aşağı inmeye başladı. Ben yukarıdaki odama çıkıp, bir sırt çantasının içine ilk gördüğüm eşofman tişört ne varsa attım. Zaten her şey siyahtı. Sonra telefonumu cebime attım. İki tane de spor ayakkabı alıp çantaya attım. Şimdi elimde silahla hızlıca aşağı iniyordum. Banyoya girip iki maske buldum ve cebime sıkıştırdım. Hala tetikteydim. Hızlıca bodrum kata ulaştım. Ve ben bodrum kata ulaştığımda evin kapısının kırıldığını duydum. Bize ateş açan her kim veya kimlerse şuan evin içindeydiler. Hemen geçite gittim.
"Jennie, Jennie nerdesin?" diye sordum, fısıldayarak. Sonra kendini gösterdi. Bende geçite girdim. Ve emekleyerek yandaki eve doğru gidiyorduk. Bi işten kurtulduğumuz zaman bu geçiti genişletmeliyim diye geçirdim içimden. Önemli olan kurtulmamızdı tabi. 6 dakika olmuştu. Nefesim daralmaya başlamıştı. Terler saç diplerindem süzülüyordu. Hala varamamıştık. Ben iyice halsizleşen bedenimle emeklemeye devam ederken Jennie "Buldum." diye çığırdı. Bense sevinçle ona bakıyordum. Yavaşça geçirin kapısını araladı. Fakat açmadı. İlk önce silahını eline aldı. İlk önce onun çıkması gerekiyordu. Temkinli bir şekilde etrafına baktı. Etrafta kimse yoktu. Sonra yavaşça bodrum merdivenlerini çıkıp, bodrum kapısını kilitledi. Sonra ben çıktım çantayı da alıp, içinden çıkan kıyafetleri giydik. Sonra da maskelerimizi taktık. Spor ayakkabılarımızıda giyip değiştirdiklerimizi geri çantaya tıktık. Çantayı sonra gelip alabilirdim. Bu yüzden şimdi bir yere sakladım. Sonra Jennie'ye döndüm. O da konuşmaya başladı.
Lisa'nın giydikleri
Jennie'nin giydikleri
"Babamı aradım 15 dakika içinde geleceğini söyledi. Bekleyelim bence ama ondan önce Kai'yi aramak istiyorum." dediğinde şaşkınlıkla ona baktım.
"Neden aramak istiyorsun bunu o yaptırmış olabilir mi?"
"Sanmıyorum Lali ama merak ediyorum." böyle deyince kafamı ara hadi dercesine salladım.
Sonra telefonu eline aldı. Ve numarayı buldu. Gerçekten mi Jennie. Kai'yi pezevenk diye mi kaydettin. Bunu görünce yüzümde anlık bir gülümseme oluştu. Sonra Jennie aramayı başlattı.
Jennie'den
Telefon çalmaya başladı. 3 çalıştan sonra açıp bana cevap verdi.
"Vay be beni arayacağını hiç düşünmezdim. Bana aşık oldun ve bunu söylemek için aradın değil mi?" Kısa bir kahkaha bahşettim telefonda ki mükemmelliğe.
"Biliyorum sana aşık olmamı isterdin Kai ama hayır şimdi söyle bakalım neden yaptın?"
"Neyi neden yaptın?"
"Bilmiyormuş gibi davranma, neden yaptın diyorum?"
"Bilmiyorum Jennie, söyle biliyim işte."
"Eve saldırı düzenleyen sen değil miydin?"
"Ne saldırısından bahsediyorsun. Ben düzgün oynarım. Lisa sıranın sizde olduğunu söyledi. Sıra sizdeyken hamle yapmam, güzel oynarım yani o yüzden beni değil babanı arayıp, anneni sormalısın küçük Jennie."
"Çok uzun konuştun, seni dinlerken canım sıkıldı." diyip telefonu kapattım. Lisa bana ne kadar malsın bakışını attı. Sessizce kapıları koruyordu. Elinde ki silahla her an tetikteydi. Bende ona güvenip, babamı da aradım. Babam anında açmıştı.
"İyi misiniz Jennie?"
"İyiyiz baba ikimizde ama lütfen çabuk gelin."
"Geliyoruz kızım 5 dakikaya ordayız."
"Baba sana bir şey söylemeliyim. Bu saldırının altından annem çıkabilir mi ya da annelerimiz?"
"Bilmiyorum Jen, bilmiyorum ama olabilir."
"Peki baba, çabuk olun." diyip telefonu kapattım. Lisa'da duymuştu. Ona bir şey söylemedim. Silahımı alıp yanına gittim. Sadece tetikteydik ve babamın gelmesini bekliyorduk. Tam o anda bodrum kapısı kırıldı. Gelen babam değildi.
_______________________________________________________
Sizce onları kurtarmak için kim geldi?
Ve gidişatı beğeniyor musunuz olmasını istediğiniz şeyler var mı?
Akşam diyip bölümü erken bitirince şimdi atmam 👌🏻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dead & blood | jenkai & hunlisa [✓]
FanfictionHunlisa ve Jenkai İki kız kardeş İki katil kız kardeş