*41. bölüm

11.5K 367 68
                                    

Hayatın dolu dizgin giden taraflarına sarılırsam, bir uçurumun kenarında düşmekte olsam bile kurtulabileceğime inanırdım. Çünkü hayatta inançlarım kadar vardım ve inandığım kadar var olacaktım.

Bebeğimi kaybetme tehlikesi yaşamamın ardından, iki tane bebekle dönmüştüm evime. Orkun bundan sonraki süreçte bizimle kalacaktı ve onun annesine olan eksikliğini kapatmak için çabalamak yerine, ona bir dost olmayı deneyecektim.

Bugün ise hastaneden çıkalı bir hafta olmasına rağmen tekrar hastaneye gelmiştik. İçimde atan kalbin, sesini daha yakından duymak, hücrelerini siyah bir ekranda bile olsa görmek, ruhuma kattığı ruhu iliklerime taşımak.. belki de cinsiyetini öğrenmek için buradaydık.

Her zaman üç kişi olarak geldiğimiz hastane, bugün bizi dört kişi olarak karşılıyordu. Orkun ile bu kısacık süreç zarfında aramda oluşan bağı, bebeğime borçluydum. Orkun ona sadece bir abi değil, aynı zamanda en yakın arkadaş olacaktı ve benim bundan hiç şüphem yoktu. Sürekli odama gelerek bebeği soruyor, karnıma eğilerek onunla konuşuyor, bu sayede hem bebeğim hem de ben mutlulukla doluyorduk.

Orkun ellerini cebinden çıkararak sıkıntıyla ofladığında, "Ne zaman gireceğiz içeriye? Ben çok sıkıldım," dedi.

Doğan, Orkun'un saçlarını karıştırarak, "Sabret evlat. Eğer sabredersen.." diyordu ki sözünü kesen ben olmuştum.

"Başlama şimdiden çocuğa özlü sözlere Doğan! Şişireceksin çocuğu, gel sen Dila ablana Orkun." Doğan'a hem güler hem de göz devirir pozisyonda Orkun'u kendimden tarafa çektim.

"Siz ikiniz aynı Tom ve Jerry gibisiniz. Birbirinizi ısırmanızdan korkuyorum." Orkun'un söylediği cümle üzerine hepimiz gülerken Doğan, Orkun'u kendine çekerek ısırır gibi yapmaya başladı.

"Baban kafayı yedi Orkuncuğum, yiyecek seni, saklan arkama!" Hastanenin içinde çıkardığımız seslerden rahatsız olanlar homurdanmaya başladığı sırada nihayet sıra bize gelebilmiş ve içeriye girebilmiştik.

Kontrol için ultrasonun yanına geçtim, Orkun ve Doğan da hemen yanımda meraklı gözlerle ultrasondaki bebeğin cinsiyetini öğrenmek için bekliyorlardı.

"Ben diyorum size, kesin erkek olacak. Bahçede birlikte top oynayacağız hatta!" Heyecanlı heyecanlı konuşan Orkun'a karşılık doktor çaresiz gözlerle baktı.

"Kim ne isterse istesin, sağlıklı olsun da..." dedim gülümseyerek doktora bakarken.

Doğan, "Kız olursa da oynarsınız oğlum, belki Sude yengenizin de bir bebeği olur ve Şaşmaz futbol takımı kurarsınız." Dedi.

Orkun, Sude'nin bahsi geçtiğinde göz devirerek, "Bu durumda Sude'nin fabrika gibi üretime geçmesi gerekiyor," dedi. Bu sözlerine karşılık şiddetle gülerken aklıma Sude'ye karşı olan tutumu gelmişti.

Sude'nin beni sevmediğinin farkında oluşundan kaynaklı, ona cephe alıyordu.

"Hazır mısınız?" Dedi doktor son kez ekrana kısılmış gözlerle bakarak.

Orkun heyecanla, "Hazırız!" Dediğinde, Doğan dua etmekle meşguldü.

"O zaman, kız isimleri düşünmeye başlasanız iyi olur!"

Şimdi karnımda büyüyen bu parçamın benimle aynı cinsiyete sahip bir savaşçı olduğunu biliyordum. Kız olduğunu öğrendiğim an içimden sadece tek bir cümle döküldü onun varlığına karşılık. Allahım lütfen ona benimki gibi bir kader verme, onu hep iyilerle karşılaştır. Eğer ki onu kız olmasıyla ezecekler olursa, nasıl savaşması gerektiğini kendinde güç bilmesini öğretebilme kudreti ver bana.

VEFA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin