♔ Bölüm 11 ♔

880 36 4
                                    

(Multimedia : Kerem Aydan)
(Playlist : Three Days Grace - I Don't Care)

Görkem'den

Öykü'nün yüzü önüme geldiğinde gülümsedim. Belki de yediğim onca dayaktan sonra halüsinasyon görüyordum ki bu muhtemeldi. Hepsinin Deniz'in suçu olduğu aklıma geldiğinde iyi bir küfür savurdum içimden. Ona bunu ödetecektim, hem de çok fena. Deniz'in arkasını toplamaktan yorulmuşken karşımdaki Öykü'ye tekrar baktım. Bu beni anlamsızca gülümsetiyordu. Hırçın tavırlarını düşündükçe gülümsemem arttı. Bana bağırışları, karşı çıkışları. Bu kız.. farklıydı. Aksini söylemek de mümkün değildi zaten. Gülümseyerek ona bakmaya devam ettiğimde adını mırıldandım. Bana bakışları değişirken uğultular duydum. Uğultular ve uğultular. Hiçbir kelime net anlaşılmıyordu.

Saatlerdir beni dövmekle meşgul olan şerefsizin elini, Öykü'nün kolunu tutarken gördüğümde her şeyin gerçek olduğunu fark ettim. Öykü bana bakarak odadan o itle çıktığında bir şeyler yapmak için kıpırdandım ama iri yarı esmer çocuğun suratıma bir yumruk daha geçirmesiyle yorulmuş olan zihnim derin bir uykuya daldı.

Uzun bir süre içinde boğuştuğum karanlığın ardından gözlerimi aralayabildim. Dayak yemiş gibi uyanmak betimlemesinin somut halini vücudumda hissediyordum. Her yanıma saplanmış bıçaklar varmış gibi hareket edemezken yerdeki ekranı çatlamış telefonumu gördüm. Öykü'nün ismini orda da görmüşlerdi. Ben de adını mırıldanınca.. Siktir. Öykü burda ne halt ediyordu ki sanki? Telefonuma uzanmaya çalışırken telefonumun zil sesini duyduğumda her yanıma batan bıçaklar daha da derine saplandı. Bu Öykü'ye özel zil sesiydi işte.

# Öykü'den #

Sarışın çocuk kolumu her an kaçacakmışım gibi sıkmaya devam ederken zorla bir arabaya bindirildim. Yanıma oturan çocuk sıkılmış bakışlarını üstümde gezdirirken şoförün sesi duyuldu.

"Nereye gidiyoruz Kerem Bey?"

Adının Kerem olduğunu öğrendiğim beton suratlı sarışın çocuk gözlerini benden çekip şoföre baktı.

"Otele."

Otel lafını duyunca kaşlarımı kaldırdığımda Kerem geriye yaslandı. Lobide atacağım bir çığlıkla oteli polisler sarabilirdi. Bu kadar salak olamayacağını düşünürken kafasını tekrar bana çevirdi.

"Söyle bakalım, Görkem'le nasıl tanıştınız?"

Yaratıcı sorusu karşısında gözlerimi devirdiğimde ifadesiz suratı konuşmamı emrediyordu. Ben de bu emirlere boyun eğmek zorunda hissediyordum.

"Söyledim ya sadece okul arkadaşıyız."

Cevabım karşısında gözlerini kısarken arka cebindeki büyük telefonunu çıkarıp biraz kurcaladı. Ekranı bana çevirdiğinde gördüğüm tanıdık blog tekrar göz devirmemi sağladı.

"Burda öyle demiyor ama."

Kerem belli belirsiz gülümserken Alara işsizinin yeni postlarını gördüm. Uzun süredir girmediğim bloğa eğer yaşamaya devam edersem bakmayı aklımın bir köşesine yazdım. Telefonu elime aldığımda hakkımdaki haberleri okudum.

Görkem'in bu sabah yaptığı şovu ekranda görünce ilk başta şaşırsam da sonra servisteki herhangi birinin bunu kolaylıkla fotoğraflayabileceğini düşündüm. Görkem ve arabasının arasında kalmış zavallı ben yine bir habere manşet olmuştum.

Görkem Köksal ve yeni kraliçe adayımız Öykü Özden. Kraliçeler servise binmez kuralı devam edecek gibi. Ama eski kraliçemizi daha önce hiç Görkem'in arabasında romantik dakikalar yaşarken görmedik. Servisteki öğrencilerimiz bu dakikaları merakla izlerken size de sunmamız gerektiğini düşündük. Ne dersiniz? Kraliçe adayımız Öykü biraz fazla mı acele ediyor?

Kraliyet AilesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin