Annemin sesi kapının arkasından gelirken Kerem'i nasıl ittiysem çocuk bir anda yastıklarım ve yorganla beraber yatağın içine gömüldü. 4 yastıkla yatma alışkanlığım beni o anda daha önce hiç etmediği kadar mutlu etmişti.
Kapı yavaşça açılırken ben de sadece iç çamaşırlarımla olduğumu hatırlayıp yorganı üstüme çektim.
"Öykü tatlım sanırım uyandırdım kusura bakma ama arkadaşın seni ziyarete gelmiş."
Odanın karanlık olması Kerem'in yorgan ve yastıklar altındaki varlığını belli etmese de fırsattan istifade üstümde dolaşan parmakları bana varlığını unutturmuyordu.
"Hangi arkadaşım?" Dedim uykulu gibi olmasına özen gösterdiğim bir ses tonuyla.
Kerem'in elleri gezmemesi gereken yerlerde dolaşırken tam oraya geldiğinde nefesimi tuttum.
"Görkem"
Ben anneme bakakalmışken Kerem de durmuştu. Olanlar kısa süreliğine de olsa aklımdan çıktığı için bir an şaşırmıştım.
"Tamam geliyorum." Dediğimde annem de kafasını sallayarak dışarı çıktı.
Ben yataktan kalktığımda Kerem de yorganı üstünden atarak yanıma geldi.
"Hesap sormaya mı geldi sence?"
Omzumu silktim. "Bilmiyorum öğreneceğim."
Bana soran gözlerle baktığında üstüme pijamalarımı geçirdim.
"Seninle bir anlaşma yapacağız."
Kerem biraz afallamış görünüyordu. "Ne anlaşması?" Diye sordu.
"Görkem'e beni zorla öptüğünü söylemeyeceğim. Bütün okulun sevgili olduğumuzu düşünmesine izin vereceğim."
Kerem kafası karışmış bir şekilde bana bakarken devam ettim. "Ama aramızda duygusal bir bağ olmayacak, Kerem. Sadece böyle bilmelerine izin vereceğim çünkü yaptığın şeyi geri alamam."
Biraz düşündükten sonra bana yaklaştı.
"Aramızda duygusal bir bağ olmasını istemiyorsun ama beni öpmek istiyorsun?"
"Seni öpmek istemem, seni sevdiğim anlamına gelmez."
Bir süre yüzüme baktıktan sonra gülümsedi ve iyice yaklaşıp belimi tuttu.
"Ne anlama gelir o zaman?"
Gözlerinin içine baktım. Söylediğim şeylerde ciddiydim çünkü kendime karşı dürüst olmam gerekirse ilgisi hoşuma gidiyordu, bana dokunması ya da beni öpmesi hoşuma gidiyordu. Ama gözlerinin içine baktığımda sadece bu isteğin karşılığını görüyordum. İkimiz de birbirimizi sevmiyorduk o yüzden ne kendimizi ne de birbirimizi kandırmanın hiçbir anlamı yoktu.
"Seni öpmek istemem, seni öpmek istediğim anlamına gelir."
Bilerek biraz uzaklaşıp dolaptan kapşonlumu aldığımda pencereyi göstererek "Geldiğin yolu kullanarak çıkarsın diye umuyorum." Dedim.
Kapşonlumu giyerken biraz kafası karışmış şekilde bana bakmaya devam etti.
"Doğru mu anladım bilmiyorum ama sen bana okuldakilerin önünde sevgili, yalnızken just friends mi olalım dedin az önce?"
Kapının koluna uzanmak üzereyken arkamı döndüm.
"Öyle bir şey demedim. Ben sadece ne olmayacağımızı söyledim." Dedikten sonra kafamla pencereyi işaret edip kapıdan çıktım.
Merdivenden inerken istemsizce kafamı iki yana salladım. Just friends mi? Gerçi az önce söylediğim her şey bunu ifade ediyordu. Cidden ben az önce ne yapmıştım tam olarak?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kraliyet Ailesi
Novela JuvenilYeni okulundaki tuhaf sistemle kendini taht kavgalarının arasında bulan Öykü'nün başı bir de onunla hiç alakası olmayan bir aile meselesiyle belaya girmiştir. Tüm bu problemlerden kurtulmaya çalışırken bir yandan da kendiyle olan savaşında galip olm...