•6•

3.4K 245 155
                                    

......

Bedenimi ele geçiren bir yorgunluk, göz kapaklarıma ağırlık oturmuşçasına uyanmaya çalışıyordum.

Başım sert bir zeminden ziyade yumuşak yüzeyde batık bir şekildeydi. Açılamayan gözlerimin önüne gelen tek görüntü alevlerin etrafı sardığı ve hala sızlaması geçmemiş saçlarımın çekildiğiydi.

Ben nerdeydim?

Uğultulu gelen birtakım sesler dışında hiçbir şey algılayamıyordum. Kendimi uyanmaya zorluyor her defasında başarısız olarak açılamayan gözlerimi daha çok sıkıyordum.

Nefes alışverişlerimin düzensizliğine rağmen kendimi ayağa kalkmaya zorladım. Fakat derinlerden gelen kapı sesi buna engel olmuş göz kapaklarımdaki ağırlık saniyeyle yok olmuştu.

Puslu görüş alanımı netleştirmek için gözlerimi bir kaç defa kırpırştırırken yan tarafımda hissettiğim basklınlık irkilmeme neden oldu.

"Dostum uyandı."

Yabancı ve bir o kadarda naif gelen ses içimde saklı olan korkumu tektiklemişti. Birkaç kelime söyleyeceğimden emin olamadığımın düşüncesiyle araladığım dudaklarım kulaklarıma dolan tanıdık sesle yeniden kapanmıştı.

"Tamam sen çık."

Sonunda dirseklerim üzerinde dikelmeyi başarıp sırtımı yatağın başlığına yasladım. Bakışlarımı yanıma çevirdiğimde tebessümle bakan bir çift göz ile içimdeki korku tamamen yok olmuştu. Kook..

"Nasıl hissediyorsun? Su ister misin?"

Ilgiyle bakan gözler saniyeyle üzerimden çekilip başka tarafa döndükten kısa süre sonra yeniden benimle buluşmuştu. Elindeki bir bardak suyu bana uzatırken kısa bir şok ve hala idrak edemediğim durumla öylece ona baktım.

"Korkma zehir koymadım."

Yeniden konuşmak için araladığım dudaklarım boğazıma giren acıyla kapanamadan yüzümün buruşmasına sebep olmuştu. Uzattığı bardağı hafif kızarmış parmakları arasından alarak kurumuş dudaklarıma götürüp birkaç yudum aldım.

"Merak etme burada güvendesin."

Son derece sakinlik barındıran sesiyle bardağı dudaklarımdan çekip ona verirken meraklı bakışlarla yüzüne döndüm.

"Nerdeyim?"

Sonunda bir kelime dahi olsa konuşabilmiştim. Derince bıraktığım nefesimle yeniden yüzüne dönüp bir cevap beklemeye başlamıştım.

"Evimde."

Hızla yerimden doğrulup gözümün önünde belli olan yarı yüzüne baktım şaşkınlıkla.

"Ne?"

Bana sakinlikle yeniden gülümseyerek sırtını başlığa vermiş kollarını göğsüne bağlaç yaparak gözlerini kapatmıştı.

"Ben...nasıl geldim buraya? O adam-"

"O adam, bir daha seni bulamayacak."

Sözümü net bir cevapla keserken hala atalatamadığım şaşkınlıkla yüzüne bakıyordum. Nasıl bu kadar rahat?

"Benim evim, eşyalarım...Tanrım evim yandı!"

Bütün eşyalarım, kıyafetlerim, değerleri herşeyim o evdeydi. Jennie, ah! Ona ne söyleyeceğim şimdi?

Hızla yerimden kalkmaya yöneldiğimde kolumdan tutarak kendine çekmişti bir anda.

"Nereye?"

You Make Me |liskook| [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin