•14•

1.9K 152 82
                                    

....
Başımın zonklamasına neden olan yüksekte çalan müzik, içki kokularının midemi bulandırmasıyla ciddi anlamda yarışırdı. Burası hangi ara böyle kalabalık olmuştu hatırlamıyordum bile. Jennie ise beni sürekli azarlayıp duruyordu ama canının sıkkın olmasından içtiği iki bardak içkiyle hemen sarhoş olmuştu. Ben içmeden en köşede herkesi net bir şekilde görebileceğim bir yerde oturuyordum onunla.

"Bir içki daha alacağım!"

Jennie yerinden kalkmasıyla yerine düşmesi bir olmuştu. Sıkıca kolundan tutup yeniden kalmasını engelleyerek elindeki bardağı aldım. Ah, sanırım çok yanlış birşey yapmıştım.

"Hadi gidelim."

Koluna girip birlikte ayağa kalkacakken beni itmesiyle birlikte masaya koyduğum bardağı alarak dengesiz adımlarıyla barmenin yanına doğru ilerlemişti. Ona seslensemde bu kalabalıkta hele ki bu müzikte beni asla duymayacağını biliyordum.

Başımıza bir iş almadan bir an önce burdan gitmeliydik. Yerimden kalkıp hızlıca yanına doğru ilerlerken kapıdan içeri dikkat çekici bir kalabalıkla giren kişilere gözümün takılmasıyla öylece kalmıştım. Aralarından gördüğüm tek kişi o tanıdık yüzdü. Tanrım Kook burdaydı!

Jennie'ye baktığımda başını koluna yaslamış bir şekilde bardağıyla oynadığını gördüm. Bizi fark etmeden buradan çıkmak zorundaydık, kahretsin nasıl böyle olacağını düşünemedim ki. Koşarak Jennie'nin yanına gidip elindeki bardağı kenara bırakarak onu geri kaldırdım.

"O beni sevmiyor Lisa...o beni sevmiyor!"

Biliyordum bu yüzden içtiğini. Aptal gibi ona engel olmak yerine içmesine izin verdiğim için ayıldığında beni lime lime edecekti.

Koluna girerek kalabalığın arasına girerken tanıdık yüz ve o arkadaşlarının bizi fark etmişçesine yanımıza doğru geldiğini görmüştüm. Tanrım nasıl bu kadar çabuk bir şekilde burayı bulmuştu?

"Jennie gel şu tarafa." dedim kolunu iyice sarıp onların zıt yönünde kalan kalabalığa doğru ilerleyerek. Fakat çok geçmeden Jennie'nin eli elimden çekilmişti. Başımı arkama çevirmemle sıradışı saç rengi olan bir çocuk Jennie'yi tutuyordu.

"Jennie, Jennie beni duyuyor musun? Tanrım neden bayıldı!"

Bayıldı mı? 

Korkuyla yanına aydımlayacakken bileğimden kavranmamla bedene çarpma bir olmuştu. Gözlerimi siyah olduğunu fark ettiğim tişörtten çekip yüzüne sabitlediğimde afallayışımın yerini sinirin bürümesiyle var gücümle kendimi geri çektim.

"Burak beni! Ne işin var burda!"

Sesim hem sinirimden hemde fazla olan gürültüden dolayi yüksek çıkmıştı. Tanrım beni gerçekten takip mi etmişti?

"Yürü."

Anlamadığım bir anda yeniden bileğimden kavramasıyla peşine sürüklerken arkama bakarak Jennie'yi aradım. Kahretsin nereye kaybolmuştu?

"Kook bırak! Bırak diyorum Jennie nerde!"

Aniden durmasıyla başım tekrardan göğsüne çarparken yumruk yaptığım elimi göğsüne geçirdim. Bileğimi hızla kendime çekip sürüklenerek geldiğim insanların arasından geri dönüp Jennie'yi aramaya başladım. Lanet olsun kim götürmüştü onu?

"Lisa buraya gel dedim!"

Yüksek sesin arasından gürlediğini işitirken irkilmeme engel olamadım. Çok geçmeden az öncekine nazaran daha sıkı tutulan bileğimle yeniden peşine sürükleyerek bu sefer izin vermeden dışarı çıkmıştık.

You Make Me |liskook| [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin